Bu topraklarda birbirimize hoşça bakarak yaşayabilmek için ‘kalpten kalbe giden yol’u diriltmemiz, ‘kibir ve önyargı’dan sıyrılarak yârenlik ve sohbeti ihya etmemiz gerekiyor.
Yine Rasûl-i Ekrem (s.a.v.) şöyle buyurmuştur: دَعْوَةُ الْوَالِدَةِ أَسْرَعُ إِجَابَةً "Annenin duâsı, en çabuk kabul olan duâlardandır." "Neden böyledir?" diye soranlara da, Rasûl-i Ekrem (s.a.v.): هِيَ أَرْحَمُ مِنَ الْأَبِ وَدَعْوَةُ الرَّحِمِ لَا تَسْقُطُ "Zîra o, babadan daha şefkatlidir; merhametlinin duâsı boşa gitmez." buyurdu.
Reklam
Dünyalık bakımından da kimseye heves etme. Çünkü Allah katında dünya ve dünyada olan her şey değersizdir. Dünya ehline heves ettiğin anda; dünyayı büyütmüş, Allah'ın nazarında ise düşmüş olursun.
Ebû'd-Derda (r.a.), ekseriya mezarlıkta otururdu. Sebebini sorduklarında şöyle derdi: "Öyle kimselerle oturuyorum ki, onlar bana hem âhiretimi hatırlatıyorlar; hem de yanlarından ayrıldığım zaman, aleyhimde konuşmuyorlar."
Hz. Aişe şöyle demiştir: "Yahûdilerden bir cemâat Rasûl-i Ekrem (s.a.v.)'in huzuruna gelerek "Es- Selâmü aleyküm (Allah'ın rahmeti üzerine olsun)" diyecek yerde, kasıtlı olarak "Es-sâmü aleyküm (ölüm üzerinize olsun)" dediler. Rasûl-i Ekrem (s.a.v.) de "Aleyküm (size olsun)" buyurdu". Hz. Aişe devamla diyor ki: "Ben dayanamayarak "Ve aleykümü's-sâm ve'l-la'ne (ölüm ve lânet size olsun)" dedim. Bunun üzerine Rasûl-i Ekrem (s.a.v.): يَا عَائِشَةُ إِنَّ اللَّهَ يُحِبُّ الرِّفْقَ فِي كُلِّ شَيْءٍ - "Ya Âişe! Allahu Teâlâ her şeyde yumuşak davranmayı sever." buyurdu. Ben: - "Onların dediklerini duymadın mı?" dedim. Rasûl-i Ekrem (s.a.v.): فَقَدْ قُلْتُ عَلَيْكُمْ - "Ben de "Aleyküm (Size olsun)" diyerek, onu, onlara iâde ettim ya." buyurdu."
Rasûl-i Ekrem (s.a.v.) de şöyle buyurmuştur: وَالَّذِي نَفْسِي بِيَدِهِ لَا تَدْخُلُوا الْجَنَّةَ حَتَّى تُؤْمِنُوا، وَلَا تُؤْمِنُوا حَتَّى تَحَابُّوا، أَفَلَا أَدُلُّكُمْ عَلَى عَمَلٍ إِذَا عَمِلْتُمُوهُ تَحَابَبْتُمْ قَالُوا: بَلَى يَا رَسُولَ اللَّهِ، قَالَ: أَقْشُوا السَّلَامَ بَيْنَكُمْ "Varlığımı kudret elinde bulunduran Allah'a yemin ederim ki, mü'min olmadıkça cennete giremezsiniz; birbirinizi sevmedikçe de mü'min olamazsınız. İster misiniz size bir ameli bildireyim ki, onu yaptığınız zaman birbirinizi sevmiş olursunuz? Aranızda selamı yayınız."
Reklam
Yine Rasûl-i Ekrem (s.a.v.) şöyle buyurmuştur: يَا مَعْشَرَ مَنْ آمَنَ بِلِسَانِهِ وَلَمْ يَدْخُلِ الْإِيمَانُ قَلْبَهُ لَا تَغْتَابُوا الْمُسْلِمِينَ وَلَا تَتَّبِعُوا عَوْرَاتِهِمْ، فَإِنَّهُ مَنْ يَتَّبِعْ عَوْرَاتِهِمْ يَتَّبِعِ اللَّهُ عَوْرَتَهُ، وَمَنْ يَتَّبِعِ اللَّهُ عَوْرَتَهُ يَفْضَحْهُ وَلَوْ كَانَ فِي جَوْفِ بَيْتِهِ "Ey dili ile îman edip, imanları kalplerine nüfüz etmeyen topluluk! Müslümanları çekiştirmeyin, gizli hallerini araştırmayın; Zîra dîn kardeşinin gizli hallerini araştıran kimsenin, Allahu Teâlâ gizli hallerini araştırır ve evinin içinde de olsa kusurlarını meydana çıkararak onu rezil eder."
Rasûl-i Ekrem (s.a.v.): أَلَا أُخْبِرُكُمْ بِأَفْضَلِ مِنْ دَرَجَةِ الصِّيَامِ وَالصَّلَاةِ وَالصَّدَقَةِ قَالُوا: بَلَى، قَالَ: إِصْلاحُ ذَاتِ الْبَيْنِ، وَفَسَادُ ذَاتِ الْبَيْنِ هِيَ الْحَالِقَةُ "Size; namaz kılmak, oruç tutmak ve sadaka vermekten daha faziletli bir dereceyi bildireyim mi?" buyurdu. Ashâb-ı kirâm: "Evet bildir, Ya Rasûlallah" deyince, Rasûl-i Ekrem (s.a.v.): "İki kişi arasını bulmak ve düzeltmektir. Zira ara bozukluğu, dini kökünden yok eder." buyurdu.
ثَلَاثَ مَنْ كُنْ فِيهِ فَهُوَ مُنَافِقٌ وَإِنْ صَامَ وَصَلَّى "Üç şey münafıkta bulunur: Konuştuğu zaman yalan söyler, va'd ettiği zaman sözünde durmaz, itimâd edildiği zaman hıyanet eder." buyurmuştur.
Topluluk kendine has bir tarih ve geleneğinin bulunduğunu iddia etmekle yetinmez, bunun da ötesine geçerek müntesiplerinin gönüllerine topluluğun tarih ve kültürüne körü körüne sadakati andırır nitelikte bir bağlanmaz zerk eder. Bunu yaparken de çoğu zaman bilinçli olarak topluluğun geçmişinde, onun hayat tarzının terakkisinin değil de aksine geriliğinin kanıtı niteliğindeki birtakım sembolleri, alametleri ve simgeleri ihya etmeyi amaçlar. Bu veya şu topluluk, kimi zaman da kökeni olmayan bir gelenek ve tarih yaratır; bunu da ya kendine ait bir takım semboller ve sloganlar icat ederek ya da farklı kültürlerden veya dinlerden alınma unsurlar arasında harmanlamaya giderek gerçekleştirir. Bütün bunlar vatandaşın içe kapanmasını ve topluluk fanatizmine kapılmasını sağlar.
Sayfa 274Kitabı okudu
1.000 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.