Fatih Mehmed'in Kanunnameleri
Kardeş katline dair madde, bu bakımdan incelenmeye değer. Daha I. Bayezid, Kosova savaş meydanında (1389) kardeşi Ya'kub'u idam ettiği zaman, bir iç-savaşı önlemek için vezirlerin reyi ile bunu yaptığı belirtilmiştir. Sonra onun oğulları arasındaki iç-savaş (fetret) aynı hareketi gerekli gösterecek kadar devleti temelinden sarsmıştır. I. Mehmed büyük oğlu Murad'ı veliaht yaptığı zaman, iki küçük oğlunu ölümden kurtarmak için önlem almıştı. II. Murad, kendisine karşı ayaklanarak Karaman oğulları ve Bizans ile birleşen kardeşi Mustafa'yı yakalayıp idam etmek zorunda kaldı. Dukas Osmanlılarda kardeş katlinin bir âdet olduğunu işaret eder. Fâtih tahta çıkar çıkmaz, küçük kardeşi Ahmed'i ortadan kaldırdı. O, bu eski âdeti kanûnnâmesinde, sultan "karındaşlarını nizâm-i âlem için katl etmek münasibdir, ekser ulema dahi tecvîz etmiştir" formülü ile ifade etti. Burada devlette iç kavgayı önlemek için ulemanın onayı ile kardeşlerin katlinin bir kanûn değil, bir önlem, câiz görülen bir âdet olduğu belirtilmiştir.
Sayfa 233 - Türkiye İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okudu
II. Murad'ın II. Kosova Savaşı Öncesi Duası:
“Büyük Allah'ım, benim de adım Murad, ben de aynı sahrada Haçlılarla savaşa geldim. Ceddim Sultan Murad'ın duasını aynen ediyorum ve onun gibi ben dahi diyorum ki: Günahlarımdan dolayı ümmet-i Muhammed'i cezalandırma, din yolunda beni şehid eyle, ahirette beni said eyle, ehl-i İslâm'ı muzaffer kıl.”
II. Kosova Savaşı
Bu sefer ki meydan yine Kosova meydanıydı. Yine adı Murad (Hüdavendigâr) olan bir padişah, İkinci Kosova Savaşı'ndan 59 yıl önce, aynı meydanda, muhteşem bir zafer kazanmış, bu zafer Osmanlıların Rumeli'deki hâkimiyetini kökleştirmiş, özlenen feth-i mübinin yolunu açmıştı.
Padişah derhal savaş meclisi topladı.
“Büyük bir gazanın arefesinde bulunuyoruz” diye konuştu. “Allah'tan dileriz, bizi muzaffer kılsın. Heprnizden sebat ve hizmet bekleriz. Allah şahidimizdir ki bu savaşı biz istemedik. Mukaddes fethin vuku bulması, hatta devletimizin bekası bu gazanın neticesine bağlıdır. Göreyim sizi, nasıl hizmet edersiz.”
Veziriazam Çandarlı Halil Paşa, bütün vezirler, beyler ve din adamları adına söz aldı:
“Hünkârım, dinimiz, Devletimiz ve Padişahımızın uğruna canımız feda olsun. Hiçbirimiz gayrette kusur etmeyeceğiz. Allah bizi utandırmasın.”
MODERN ÇAĞIN KELİMELERİ
14 Rebîu’l-Âhir 1446
#Allah’ın nasıl bir misal getirdiğini görmedin mi? Güzel sözü, kökü sabit, dalları gökte olan güzel bir ağaca benzetti. (İbrâhîm, 14/24)
Hiç şüphesiz insanı değerli kılan kendisine bahşedilen kelimelerdir. Kelimelerle konuşan, kelimelerle iletişim #kuran, kelimelerle savaşan insan için onlar bazen bir sığınak bazen ise bir silah olur.
Kimi zaman insan kelimelerin seslerinden yorulur ve suskunlaşır kimi zaman en gür sedasıyla kelimelerin yolculuğuna kapılır.
Kelimelerle meleklerden ve cinlerden farklı kılınan insan, modern dünyanın baş döndürücü hızında kelimelerin aktarıcı gücüne olan inancını da kaybetmiş olabilir mi?
Kelimelerle var olamayan ve kaybolan insanın, imajla görünür olma kaygısı çağın en büyük sorunlarından bir tanesi muhakkak.
Oysa #Hakk’ın Kitabı’nda “imaja/görüntüye” değil “kaleme” yemin edilmiyor muydu?
Öyleyse Hak’tan yana taraf olanların kalemin gücüne inanmaları, kalem üzerine yemin eden Rabbin muradını ortaya çıkarmak için sa’y etmeleri gerekir! Şartımız, ilkemiz, usulümüz, sözün değerinin imajla belirlenmesi değil, imajın sözün anlamına ortak olması kaydıyla muteber olması olmalıdır.
II. Kosova Savaşı (1448)
İmam-Hatip Okulları öğretime başladı. (1951)
#diyanettakvimi
