O, İki Karanın Sultanı, İki Denizin Hakanı, Kayser-i Rum
İncelemeye başlamadan önce geçen günlerde bir zavallı çıkmış Türkiye'nin gurur kaynağı, hocaların hocası, Prof. Dr. Halil İnalcık'a dil uzatıyor. Amacı açık; Osmanlı Devleti'ni tarihî gerçeklerine aykırı yüceltmek, Türkiye Cumhuriyeti ve Gazi Mustafa Kemal Atatürk'e saldırarak mevki kapmak. -Ne bereketli topraklarımız varmış,
Tarih kitaplarında genellikle Fatih, üç defa tahta çıkmış gibi gösterilir. Bunlardan birincisi 1444’te babasının tahtı bırakması üzerine, ikincisi Varna Savaşı’ndan sonra, üçüncüsü de babasının öldüğü zaman olarak gösterilir. Ancak Halil İnalcık, ısrarla bu bilginin yanlışlığını vurgular. Varna Muharebesi’nde II. Murad tekrar tahta geçmemiştir. Sadece ordunun komutanlığını üstlenmiş, savaşın ardından da Manisa’ya gitmiştir.
İbni Arabinin Şeceretü’n Nu’mâniyye adlı bir risalesi var . Bu risalede Osmanlı Devletinin kuruluşuna dair müjde , padişahların vasıfları , savaşları , hatta isimleri ve imparatorluğun sonu İbni Arabi tarafından henüz Osmanlı ortada yokken cifr ile tespit ediliyor . Bu malûmata Hakan Yılmaz’ın “ Babailer , İsyan ve Kurulıuş “ başlıklı makalesinde
Kuşkusuz Fatih, Kanuni, Yavuz Selim, IV. Murad ve II. Mahmud da güçlü hükümdarlardı, ama II. Abdülhamid otoritenin parçalanmaya başladığı ve bu parçalanmanın kurumsallaştığı bir ortamda her şeye hükmetmekteydi.
“Dünyada sevmekten önemli bir iş olur mu?” (s.9)
I.
Aziz Nesin mizahi eserleriyle tanınan edebiyatçılarımızdan olup mizahı mevcut siyasetçileri ve siyasi düzeni yermek ve bu düzen içinde siyasetçilerin afyonuyla uyuşan halkı uyandırmak için kullanır. Bu özelliği sebebiyle de sık sık davalık olmuş, sürgüne gönderilmiş ve hapis yatmıştır. “Yetmiş