Önceki kitapları da düşünerek değerlendirdiğimiz zaman çok güzel bir kurgu akışı var. Bilgi, teknoloji ve hayal gücünün muhteşem bir birleşimi. Diger kitaplardan alışık olduğumuz üzere yine düz bir zaman akışı görmüyoruz. Yıllar sonraya gidilmiş. Yine akıllarda bircok soru var. Atlayarak hikayenin sonuna ulaşılmış gibi bir durum var. Ama bir satranç oyunu gibi mevzu sonuc degil süreç oldugu icin hala eksik yerleri tamamlama arzusu güdüyorsunuz.
İitabin içeriğine deginmek gerekirse, Goebbels'in dediginin koca bir dünyaya nasıl uygulandığının hikayesi. (Yeterince büyük bir yalan söylerseniz ve tekrar ederseniz bu yalanı sürekli, insanlar sonunda buna inanmaya başlayacaktır.) Bir hikaye olan uygulama. Gerçek olan uygulamayı ise yaşıyoruz zaten.
Diğer taraftan yazar deist sanırım. Tabi herkesin kendi görüşüdür ama buna hikayede bir propaganda aracı gibi kullandığını düşünmeden edemedim. Özellikle nüfusun ciddi bir kesimi Müslüman olan ülkemizi değerlendirince kitabın ana karakterinin eskiden Müslüman olması bence bir algı çalışması. Komplo teorisyeni değilim. yine de bu yönünü yadsıyamayacağım.
“İnsan evladı hangi konumda bulunursa bulunsun ezberlediklerine tapınma taassubundaydı ve yenilik her zaman karşısında aşılması zor görülen dirençlerle karşılaşıyordu.”