Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Çünkü insanoğlu hiçbir şeye başına bir, iki, üç kez gelen mucize kadar kolay alışmazdı. Evet! İnsan doğası böyledir, ona rastlantısal ya da geçici olarak vaat edilen bir şans süreklilik arz etmezse öfkeye kapılabilir. Böyledir insanoğlu.
.. herif sarıldı belime! nasıl pis kıstırdı! nasıl sıkıyor!... zor bela kurtuldum!... koduğumun ilkeli!... millet altına sıçıyor tabii! iki ayyaş yaka paça yerlerde!
Reklam
Evvela okuyucum; bunlar hikâye değil tarihtir. Jacques'ın edepsizliklerini anlattığın zaman kendimi Tiberius'un hovardalıklarını anlatan Suetonius'dan daha suçlu bulmuyorum. Zaten Suetonius'u okursanız onda hiçbir kabahat balmazsınız. Neden Catullus'u, Martialis'i Horatius'u, Juvenalis, Petronius'u okurken
Sayfa 209Kitabı okudu
Dünya öyle herhangi bir gezegen değildir! Burada yüz on bir kral (elbette zenci kralları da unutmadan), yedi bin coğrafyacı, dokuz yüz bin işadamı, yedi buçuk milyon ayyaş, üç yüz on bir milyon kendini beğenmiş, yani yaklaşık iki milyar büyük bulunur.
Kesinlikle
Günümüzde olduğu gibi, insanların her zaman birbirlerini karşılıklı olarak boğmaları gerektiğine inanıyor musunuz? İnsanlar her zaman böyle yalancı, düzenbaz, kalleş, nankör, haydut, zayıf, gelgeç, korkak, kıskanç, pisboğaz, ayyaş, açgözlü, gözü yükseklerde, eli kanlı, kara çalan, sefih, dar kafalı, iki yüzlü ve aptal mıydı?
Meyhaneler
Sık sık Türkiye'deki meyhaneler ve buralarda içilen içki çeşitlerine dair suallerle karşılaşıyorum. Türkiye' de, yerli ve yabancı olmak üzere iki çeşit meyhane vardır. Yerli meyhaneler yerli içki, yabancı meyhaneler ise -umumiyetle- yabancı içki satarlar. Başlıca yerli içkiler şarap ve rakıdır. Şaraplar mükemmel üzümlerden imal edilir,
Sayfa 193
Reklam
““Lucie” dedi. “Benim gibi ayyaş, ahlaksız, hiçbir işe yaramayan bir erkeğin aşkına karşılık verebilseydiniz..Beni sevebilseydiniz Lucie… Fakat iyi ki beni sevmiyorsunuz. Çünkü ben size acı ve üzüntüden başka bir şey veremezdim.””
Sydney Carton...
Miss Manette, bir ihtimal, şu karşınızda duran -kendi kendini harcamış, tükenmiş, ayyaş ve sefil bir yaratık olduğunu bildiğiniz- adamın aşkına karşılık vermeniz mümkün olsaydı bile, bu adam tüm mutluluğuna karşılık, sizi mutsuz edeceğinin, size acı, utanç ve pişmanlık getireceğinin, sizi kendisiyle birlikte aşağı çekip yıkıma sürükleyeceğinin her an, her dakika farkında olurdu. Bana herhangi bir şekilde sevgi besleyemeyeceğinizi gayet iyi biliyorum, zaten sizden böyle bir talebim de yok; hatta böyle bir şey olmayacağı için size minnettarım."
Sayfa 195
_UYUYORSUN! Rüyadasın. Gece gündüz demeden rüya görüyorsun. Bazen açık bazen de kapalı gözlerle. Hakikat değilsin. Rüya gören bir zihin, hakikati göremez ve hakikati de bir hayale dönüştürür. Gerçekle yüzleşirsen gerçek, hakikate dönüşür; kaçarsan yalanlar içerisinde yaşarsın. Uyan! Uyanık ol. Uyanık olmak hedeftir. Sessizlik içinde düşünerek
Salih Bozok...
Saat 9'u 25 geç... Matem halindeki Dolmabahçe Sarayı tek el silah sesiyle irkildi. Sedef kabzalı Smith Wesson'ın namlusundan çıkan mermi, adeta çığlık gibi koridorları dolaştı. Koştular hemen alt kata ... Kanlar içinde yerde yatıyordu. Kalbine dayamış, tetiğe basmıştı. Salih Bozok... Mustafa Kemal' in yaveriydi.
Sayfa 449 - Kırmızı Kedi Yayınevi, 2016Kitabı okudu
Reklam
“Anlaşıldı mı dostum?” Ben Türk değilim, insan değilim, hayvan değilim, tıbbiyeli değilim, felsefeci değilim, âşık değilim, zengin değilim, fertçi değilim, cemiyetçi değilim, milliyetçi değilim. Vafi Beyin ecinnileri arasında oturan, iradesi çarpılmış, bir hafta sonra ne yapacağını bilmeyen, tembel, hiç bir şeye yaramaz ve ömrünün yarısı Avrupa’da hâriciye memurluklarında geçmiş, ayyaş, zampara, Hedonist, ciddiyetin yalnız hayvanlara ya kıştığına inandığı için dünyanın bütün dramlarına kahkahayı basan ve bunun için “Gülener” soyadını alan bir baba ile, yarı sanatkâr, yarı deli, erkek düşkünü, veremli ve veremden iki yetişkin kızını kaybetmiş, ayyaş, kokainman, Paris’te okuduğu için kültürlü, genç yaşında ölmüş bir ananın dêsencharte, dêmesuêr, desorientê, dêracinê, dêgenere bir oğluyum.
... ... Kadının bir anda iki yana açtığı kollarına kendini bırakmakta te­reddüt etmedi. ... ...
Türkiye İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okudu
Çünkü insanoğlu hiçbir şeye başına bir, iki, üç kez gelen mucize kadar kolay alışmazdı. Evet! İnsan doğası böyledir, ona rastlantısal ya da geçici olarak vaat edilen bir şans süreklilik arz etmezse öfkeye kapılabilir. Böyledir insanoğlu.
Çünkü insanoğlu hiçbir şeye başına bir, iki, üç kez gelen mucize kadar kolay alışmazdı. Evet! İnsan doğası böyledir.”
277 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.