Az daha yoklukla varlık arasındaki o kıldan ince çizginin içinde kalacaktın. Ruhunu oradan kurtaramayacaktın az daha. Sonra "Allah'ım," dedin, iki büklüm, "biliyorum her şeyi, her şeyi biliyorum ve şimdi çok zordayım." Allah sesini duydu. Sen kendi sesine bile tahammül edemezken hem de. Bir süre, aynadaki sanki bir başkasıymış gibi yabancı gözlerle baktın.
Sayfa 11 - Sitem (Hikaye), Tarık Tufan
Maruzat
Al yaralarımı, al yaralarımı, al yaralarımı Öp bir kırlangıç uykusuna sıkışmış sesimi Fısılda kulağıma yaz gecelerini İncinmiş yerlerimden sev beni Tesellisi yok geçen ömrün Al nefesimi, Al nefesimi, al nefesimi Tut iki büklüm anılarımı Doldur boşalt acılarımı mavi deniz kavnozlarına Durdur sirenleri ölmeyeyim bugün Anneme söyle dönmesin gözyaşlarını yastığa Al gözlerimi, al gözlerimi, al gözlerimi Kurak adımlarıma yeşiller sür Ellerim kar koksun, hüzün değil Mevsimler doldur göğüs kafesime Al acılarımı, al nefesimi, al gözlerimi Bir sen olsun verdiğin.
Sayfa 45 - Tuğba BozkurtKitabı okudu
Reklam
Ne var ki patronunun karşımda el pençe divan durduğunu gören ço­cuğun da karşımda iki büklüm olduğunu gördüm ve böy­lelikle, paranın o muazzam gücünü ilk kez o an deneyimlemiş oldum.
Sayfa 217Kitabı okudu
Koğuşunun en yırtık tiplerinden biri olan, her saniye çatacak adam arayan, hava verdikleri süngerleşmiş ciğerine rağmen güreş eden ve bir kakışma neticesi iki büklüm hâle gelen bir Beypazarlı Nazmi Pınarcı vardır ki, uzun ve devamlı öksürür. O öksürürken de, sansar girmiş bir kümeste, bir sürü kaz, tavuk, hindi, ördek ve çeşit çeşit kuş bir ağızdan çığlık basar. O sırada kazara biri uyanır ve Nazmi'ye, kalkıp su içmesini, öksürüğünü kesmesini, o öksürüğü bir kadın farzettiğini ve visaline talip olduğunu, öksürürken kesmezse kendisini yatağından atacağını, doğru söylediğini, yoksa annesini avrat diye almaya hazır olduğunu bildiren bir küfür patlatır. Bu kadar uzun anlatılan küfürün metni birkaç kelimeliktir. Ve arada, uykumun iç mânii etrafındaki bu dış mânilerden mes'ud, nefsime hitap ederim: — Sabredeceğim! Daha memnunum! Sabredeceğim! İş buna sabredebilmekte!..
Sayfa 167 - BÜYÜK DOĞU YAYINLARI / ANKARA -Ateşin Merkezi-Kitabı okudu
İki büklüm oldum acıdan. Gene gülümsedim
Beni rahatsız eden sessizliği bozmuş olmak için "Sizin aradığınız hal, ceninin ana rahmindeki halidir. Koşuşturmadan, mücadele etmeden, kimseye yağ çekmeden, sıcak, yumuşak ve kızıl bir duvarın içinde iki büklüm vaziyette durur. Yavaş yavaş annesinin kanını emer, tüm ihtiyaçları kendiliğinden karşılanır. Bu, her insanın yaratılışında var olan, kaybolmuş bir cennet nostaljisidir. Orada insan kendinde, kendi içinde yaşar. Belki bir anlamda ihtiyari ölüm değil midir?" dedim.
Reklam
Geri199
1.000 öğeden 991 ile 1.000 arasındakiler gösteriliyor.