Aliya İzzetbegoviç'in Türklere Yazdığı Mektup
"Merhaba efendim, ben Aliya. Aliya İzzetbegoviç. Bosna-Hersek'in cumhurbaşkanıyım. Sizi Devlet-i Aliyye'nin en güzel şehirlerinden birinden, Bosna Sarayı'ndan, sizin daha sık kullandığınız haliyle Saraybosna'dan selamlıyorum. Bu kısacık sohbetimizde, parçası olduğumuz Avrupa'dan, Avrupa'nın ve Batı'nın
19 Nisan. Bugün bahçemdeki son günüm. Misafir olarak şans eseri bulduğum bahçemde iki yıldan biraz fazla kaldım. Belki de bir ömür boyunca. Kimbilir... Hem bir çiçeğin hem de bir dağın ömrü kadar. Çocuklar gibi şendim zaten çocuklar için cennetti orası. En iyi onlar bilir. İlkbaharın en çok yakıştığı, misafirini hoş sözlerle karşılayan, büyülü
Reklam
210 syf.
·
Puan vermedi
Hep ertelediğim bir kitaptı. Yeni bir kitap okumak için karar verme aşamasındayken anasayfamda karşıma çıktı aynı kitap: yaşamak! Kıymetli bir okurun incelemesi ile ikinci defa karşıma çıkmış oldu yani. Daha fazla ertelemeden başlayayım en iyisi dedim:) Bazen olur ya bir kitaba başladığınızda karmakarışık olaylar olur, sizi kitaptan soğutma
Yaşamak
YaşamakYu Hua · Jaguar Kitap · 201632,7bin okunma
Kendini tutamayıp aç bakışlarını kadının vücuduna -bir kez daha çevirdi. Şaşırtıcı derecede düzgün bir fiziği olan kadının gergin ve güçlü bacakları vardı. Esnek fiziksel hatları, hafif kıvrımlı kalçaları ve iki eliyle sarabileceği incelikteki beliyle, bir dansçı vü- cuduna sahipti. Ve o göğüsler... Başını iki yana salladı. Kadın çok güzeldi. Yarı çıplak bir güzellik, duşuna mı girecekti? Hayatına? Bu, asırlar boyu süregelen kaderine hiçbir şekilde uymuyordu. "Büyük ihtimalle gerçek değilsin." Kadın sırıtınca bu konudaki beceriksizliğine küfretti. Murdoch'un kadın- larla olan rahatlığının kendisinde de olmasını diledi, ki bunu daha önce hiç dilememişti, hatta gençlik yıllarında çekici olmadığını fark ettiğinde bile. "Gerçek olmayan şeyleri sıkça görür müsün?" "Her gün." Ama kadın gerçekse... "İçeri gel. Eğer istersen."
Sayfa 94
Dostoyevski'nin Anna Karenina incelemesi!
Başlangıçta çok beğendim; başımı kaldıramıyordum; ayrıntılarına kadar bayağı hoşlanmıştım; ancak bütününde ilgim azaldı. Bunu bir yerlerde okumuşum gibi gelmişti bana, evet, hâlâ belleklerde tazeliğini koruyan, Kont Tolstoy'un Çocukluk ve Delikanlılık, Savaş ve Barış adlı yapıtlarında da aynı hava vardı. Konusu farklı olmakla birlikte Rus
Sayfa 701 - 702, 703, 704, 705, 706, 707, 708, 709, 710, 711, 712 Yapı Kredi Yayınları
96 syf.
·
Puan vermedi
·
3 günde okudu
Küçük İskender'in şiirlerini seven bir şairin kitabıyla geldim dostlar. Bugün şiir günü oldu benim için şiirin o ruhsal boyutu kalpten gelen sözlerin gücü ve hissettirdiği. Şiir okurken başka boyutlara geçtiğimi hissediyorum o duyguyu özümseyip bir tek satırın bıraktığı histe arafta kalıyorum. Şairimiz bir çok duyguyu hissettiriyor
Küçük Temas
Küçük TemasSamet Temiz · Parana Yayınevi · 202414 okunma
Reklam
256 syf.
10/10 puan verdi
·
1 saatte okudu
*spoiler* "Uzay benim için her zaman bilinmez olmuştur. Filmleri, bilim kurgu romanları... Arthur C. Clarke, Tanrıların Arabaları... Ya burada olmam inanılmaz bir şey yani! Space Odyssey!" diyor ve başlıyorum. Sevgili İthaki yayınları, Tanrılar belanızı versin, saygılar. Birinci sayfa, birinci paragraf yazım yanlışları başlıyor.
Çocukluğun Sonu
Çocukluğun SonuArthur C. Clarke · İthaki Yayınları · 20213,427 okunma
HAKSIZ YERE BİTEN HAYATLAR
Yasin Bey’in sağ kolundan tutan bir asker, sol kolundan tutan diğer askerle birlikte rutubet dolu, dar, karanlık koridorda ilerliyorlardı. Yasin Bey etrafı detaylıca inceliyordu. Nasıl olsa ömrünün geri kalanını burada geçirecekti. Dar uzun koridordan bir süre daha ilerledikten sonra sağ koluna girili olan asker Yasin Bey’in kolunu bırakıp
144 syf.
·
Puan vermedi
ilk defa diğer okuduğum kitaplarına göre farklı bir hayat hikayesini ele almış . Babası tarafından dini eğitimden uzak , her istediği yapılan bir kız olarak yetişen Buse, Enes adındaki dinine bağlı genç bir hocaya aşık olur . Bu olaylar başörtü yasağının olduğu , dini faaliyetlerin yasaklandığı bir dönemde gerçekleştiği için Enes hocanın yaşadığı
Kapına Geldim
Kapına GeldimHalit Ertuğrul · Nesil Yayınları · 2020265 okunma
192 syf.
10/10 puan verdi
Çok beğendiğim, okurken inanılmaz keyif aldığım bir kitaptan bahsetmek istiyorum. Pierre Loti'nin otobiyografik bir kitabı olan Aziyade, İstanbul'un o eski, nostaljik sokaklarında yürütüyor insanı. Çocukluğunu Eyüp sokaklarında geçirmiş birisi olarak Eyüp Camii ve sokaklarının hatıralarını okurken gözümden hep kendi hatıralarım da geçti. Bir adamın üç karısından biri olan müslüman bir kadın Aziyade ile aralarında dillere destan denebilecek kadar derin bir aşk duygusu büyük bir fırtınanın başlangıcı oluyor aslında. Aziyade'nin gerçek isminin Hatice olduğuna dair söylemler okudum biraz araştırınca ama daha detaylı okuma yapmak lazım elbette. Aynı dili konuşmayan ama aynı kalp dilini konuşan iki aşık ve bir çevirmen, ki o çevirmen Loti'nin en güvendiği insan, onların hayatlarının bir kısmına eşlik ediyorsunuz. O dönemin yönetimine, kılık ve kıyafetlerine, toplumsal yaşamlarına ve kültürel yapılarına ışık tutan kitap benim ''keşke daha önceden okusaydım'' dediğim bir kitap oldu. Dili inanılmaz akıcı, sayfaların arasında kaybolup giderken buluyor insan kendini. Defalarca çıktığım Pierre Loti tepesi bile benim için artık çok daha farklı bir anlama sahip. Şimdilik postumun fotoğrafı böyle ama ilk gittiğim gün Loti'nin tepesine Aziyade kitabını tutarak ikinci bir post atacağım :) Özetle ilgilisi için kahve içerken okunabilecek harika bir kaynak olduğunu söyleyebilirim. Tavsiyemdir.
Aziyade
AziyadePierre Loti · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 2021750 okunma
Reklam
Mutlu son?
Bir efsaneye göre bir kadın bir adama aşık olmuş. Ama ne kadın ne adam bunu fark edememiş. Yaşadıkları duygu yoğunluğu o kadar duygusuz yapmış ki onları aşkı görememişler. Ailesinden inanılmaz derecede sevgi almış, güzel, kibar bir kadın varmış. Annesi ve babası birbirine çok aşık bir çiftmiş. Bir erkek kardeşi ve bir ablası varmış. Ablası
Toplu olarak insanları sevdikçe kişilere karşı sevgim o oranda azalıyor. Hayalimde, olanca tutkumla insanlığa hizmet etmeyi kurduğum çok olmuştur; gerekirse bu uğurda kendimi feda edebilirdim. Gelgelelim, kimseyle aynı odada iki gün bile geçiremem; bunu deneylerimden biliyorum.
Geniş, aile
Ne şanslı çocuklarmışız biz! Şu anda ölüm döşeğindeki kardeşimin bile pek çok kimseden daha şanslı olduğunu düşünüyordum. İnanıyordum ki, çocukluklarını sevildiklerini bilerek geçirenler, dünyanın en mutlu, en uyumlu insanlarıydılar. Kayhan'ın çocuklarının mesela, babaları, halaları gibi gamsız ve mutlu bir çocuklukları olamamıştı. Küçücük yaşta, anneleri için endişelenen, babaları için üzülen iki yavruydu onlar. İlkokuldayken, her eve dönüşlerinde, babalarının işten eve gelişini, bir başka komşunun evinde beklemişler, arkadaş annelerinin pişirdiği kurabiyelerle beslenmişlerdi. Ana kucağı diye bildikleri, haftada üç gün yardıma gelen zenci kadının tombul kollarının arasındaydı; ana kokusu muhtemelen babalarının tütün kokulu nefesindeydi. Oysa bir de bize bakın... Okul dönüşlerinde evde anne yoksa teyze, o da yoksa, ilgiyi, sevgiyi beşe katlayıp sunan bir çift büyükanne ve dede hep vardı!
Sayfa 109 - EverestKitabı okudu
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.