İnsanoğlu kabre girdikten sonra, hiç değilse bir iyilik işleyebilmesi için kendisine müsâade edilmesini isteyecek, fakat müsâade edilmeyecek. Neticede hasretler, nedâmetler... içinde kalacak. Aklı olanın, ölüler üzerinde düşünmesi gerekir. Şüphesiz ki onlar, hiç değilse iki rekâtcık namaz kılmalarına, yâhut bir defacık olsun la iilahe illAllah ,
Sayfa 53
Bu sinemanın içi sıcak, hoş ve yumuşaktı. Devasa orglar, tıpkı bir bazilikadaki gibi sevecen, ama ısıtılan bir bazilikadaki gibi, kalçalara benzeyen orglar. Hiç zaman yitirmeden. Tamamen ılık bir bağışlanmanın içine dalınıveriyordu. İnsan kendini biraz salıverse, belki de dünyanın artık nihayet merhametli olmakta karar kıldığını bile düşünebilirdi. Kendi zaten neredeyse oraya varmıştı bile. İşte o zaman düşler hareket eden ışığın serabında tutuşmak için gecenin içinden yükseliverirler. Ekranda olup bitenler tamamen canlı değildir, içinde yoksullar için, düşler için ve ölüler için koca bir kuytu yer kalır. Bir an önce olabildiğince düş tıkıştırıp depolamaksınız ki, sinemadan çıkınca, sizi dışarıda bekleyen yaşamın içinden geçebilesiniz, nesnelerle insanların bu canavarlığının içinden geçerek birkaç gün daha dayanabilesiniz. Türlü türlü düşlerin arasından ruhumuzu en çok ısıtanları seçeriz. Benim tercihim, itiraf etmeliyim ki, belden aşağı düşlerdi. Gurur meselesi yapmanın âlemi yok, bir mucizenin içinden neyi aklınızda tutabiliyorsanız onu alıp götürebilirsiniz ancak. Unutulmaz bir enseye ve füzelere sahip bir sarışının, içinde yalnızlıktan söz edilen bir şarkıyla ekranın sessizliğini bozmayı uygun göreceği tuttu. Neredeyse ona eşlik edip ağlayası geliyordu insanın. İşin hoş tarafı budur işte! Ne de canlılık katar bu insana! Bu sayede, bunu daha şimdiden hissediyordum, en az iki günlük tam cesaret depolamıştım çuvalımda. Salonun ışıklarının yanmasını bile beklemedim. Artık tüm uyku kararlılıklarına hazırdım, değil mi ki bu harikulade tinsel taşkınlığın bir parçasını çekebilmiştim içime.
Reklam
'O halde bana bakacak mısınız?' 'Evet.' 'Her gün benim yanımda kalacak mısınız?' 'Evet.' 'Geceleri bile mi?' 'Sizi sıkmadığım sürece her zaman.' 'Buna ne ad verirsiniz?' 'Fedakarlık.' 'Bu fedakarlığın kaynağı nedir?' 'Size duyduğum karşı konulmaz çekim.' 'Yani bana aşık mısınız? Doğrudan söyleyin, bu çok daha kolay.' 'Mümkün; ama bunu günün birinde size söyleyeceksem de o gün bugün değil.' 'Hiçbir zaman söyleyemezseniz daha iyi edersiniz.' 'Neden?' 'Çünkü bu itirafın ancak iki sonucu olabilir.' 'Nedir?' 'Ya kabul etmem ve siz bana kin duyarsınız ya da kabul ederim, o zaman da siz kederli bir metrese, sinirli, hasta, üzgün ya da kederden daha özürlü bir sevinçle neşelenen bir kadına, kan tüküren ve yılda yüz bin frank harcayan bir kadına sahip olursunuz. Dük gibi zengin ve ihtiyar bir adam için iyi olabilir bu ama sizin gibi genç bir adam için oldukça sıkıcı olur. Kanıt isterseniz, tüm genç aşıklarım beni çok çabuk terk ettiler'
Sayfa 80
Türkler Dip Dalga Bir Ulustur* *Sır bir koşuktur içinde yeni uyarılar yapıyor. Türkler dip dalda bir ulustur. Çünkü ne zaman ne yapacağımızı bizden başka kimse bilmez Düşmanı her zaman bitiren de budur Zulmü bitirmek için çıkar biri bir ömür harcar Dalgayı en altta hazırlar tepede final yapar Hep söylerdi Attila İlhan Türkler dip dalga
Türk Mevsimi Düzenlemek İstediler Arap baharı ve Ukrayna da ki turuncu yıkım sonrası ülkemiz için de Türk Mevsimi hazırlığı yapıldı. Bu ihaneti ülkemizde kim yönetiyordu? Bugün İngiliz derin devlet yapısı kurumsal ortağı adına ülkemiz aleyhine bir faaliyet içinde olan bir holding. 2010 yılında Fransa'da Türk Mevsimi düzenleniyor. Bu
Temür, Osmanlı ordusundaki Tatarları elde etmişti. Ülkeleri Osmanlı ülkesine eklenen Anadolu beğleri Temür ordusunda idiler. Bunlar Osmanlı ordusundaki erlerini Temür tarafına çekeceklerdi. Yıldırım'ırı oğulları da babalarından memnun değildiler. Temmuz sıcağında savaş başladığı zaman durum işte bu merkezde idi. Çağataylılar, oklarıyla
Reklam
1.000 öğeden 21 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.