Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
İnsan dünyaya kendini bulmaya gelmiştir, bütün olayımız bu yol...
Ancak insanın iki kere doğması gerekiyormuş. Bir kere onu anne ve babası dünyaya getiriyor ikinci kere ise o kendi kendini...
DOKUZ - OĞUZ MENKIBESİ
Dokuz - Oğuzlar evvelce, Kumlançu adı verilen bir ülkede otururlarmış. Burada Tuğla ve Selenga adlı iki ırmak akarmış. Bir gece oradaki iki ağacın üstüne, gökten bir nus nütunu indi. Bu ağaçlardan biri sümü yani huş yahut kayın ağacı (bouleau), diğeri kasuk (yani Cihangüşâ’ya göre çamfıstığı, Mahmud-i Kâşgarî’ye göre fındık) ağacı idiler.
Reklam
Ben o kızı sevdiğimde, içimde bir flüt sesi vardı. Bir utangaçlık, kapı kollarına, halıların nakışlarına, kurşun kalemlere, parmaklara, aralanan perdelere sinmiş bir utangaçlık, nereye gitsem, öldüren güzelliğiyle peşim sıra gelirdi. Kimdi o utangaçlığın asıl sahibi? O kuşları tereddütte bırakan heves; yanağa biriken sıcaklık; uykulara hücum eden rüya! İnsan dönüp bir bahçeye bakınca hemen görürdü, yan yana duran iki vişnenin nasıl titrediğini. Sonra ayartıcılarını gönderdi zaman, kırık kalplerin üstü bir bir kapatıldı, gülüşlere yeni bir ağız yapıldı. Yüzdeki yaralar maharetle temizlendi resimlerden. Yeni ayrılık çağı böyle başladı...
Sayfa 147 - Timaş Yayınları
Cicero dermiş ki, İki insan hayatı yaşayacak olsam bile, lirik şairleri incelemeye zaman harcamam.
Sayfa 70 - Aylak Adam Yayınları
Makine-insan, Berlin ve New York Dadacılarının merkezi temalarından biriydi. İnsanlığın kaderini tam olarak makineleşmeye bağladığı düşüncesiyle, her iki kentteki Dadacı sanatçılar, oldukça sofistike bir ikonografi geliştirdiler: insan-makine melezleri, 'makine-biçimler'.
Sayfa 144Kitabı okudu
Biz Hakkı Severek yandık, Sevmeyenler bilsinler
2 Temmuz sabahı, on altı ve on dokuz yaşlarında iki kız kardeş, Asuman ve Yasemin, Sivas'ta yapılacak Pir Sultan Abdal Şenlikleri'ne gidecekleri için çok mutluydular. Şen­likte semah döneceklerdi. Düğüne gider gibi gittiler Sivas'a. Asuman olaylardan hemen önce annesini aradı. "Semah çok güzeldi anne, hepimizin ayakları yerden ke­ sildi, uçtuk sanki," diyordu. Yeter Hanım, "kızım, terlemiş­sindir, sırtına bez koysaydın," diye telaşlandı. Bir süre önce zatürre geçirmişti çünkü. Nerden bilsin, birkaç saat sonra, kızlarının ciğerine yanmış insan eti kokusunun dolacağını. Asuman'dan hemen sonra ekipten biri daha aradı ve abi­siyle konuştu: "Oteli bastılar, annene söyleme, otelden ayrılıp Ankara'ya gideceğiz." Dışarıda saatlerdir bekleyen kalabalık, çok geçmeden ote­li ateşe verecekti zaten. Anne haberi televizyondan duydu. "Televizyonda altyazı geçiyor, ölü ve yaralıların isimlerini söylüyordu. Ne yapacağımı bilemedim. Eve döndük. Öldük­lerini biliyormuş herkes, ama bana söylememişler. Umudu­mu kaybetmedim. Nasıl olsa bir fırsatını bulur, ararlar de­dim. Ama aramadılar. Yasemin'im nerede, Asuman'ım nere­ de diye bağırdım günlerce. Duymadılar sesimi..."
Sayfa 19 - İletişim Yayınları / 10. Baskı 2016, lstanbulKitabı okuyor
Reklam
Sanat, zengin için midir?
Temel ihtiyaçlar karşılandıktan sonra toplumlar artı değer üretmeye başlarlar tezi, biraz tarihsel determinizmin Marksist çağrışımları olan bir yanlış okumaya dayanır; biraz da ilerlemeci tarih perspektifinin yansımasıdır. Çünkü modern arkeoloji ve antropoloji ısrarla toplumların ilkel imkânlarla başladıklarını, daha sonra gelişmiş seviyelere ulaşarak alet edevat, teknik, sanayi vs. ürettiklerini anlatır. Dolayısıyla bu hikâyeye göre ilk insan, ilkel bir insandı, insanlık serüveni de ilkellikten karmaşıklığa doğru yol alıyor. Bu okumada insanın dini inanç ve ibadet mertebesine gelmesi bütün temel ihtiyaçlarını karşıladıktan sonra olması gereken bir şeydi. Ama Göbeklitepe bu tezi tersine çevirdi. On iki bin yıllık tarihi olan bir dini ibadet mekânı ortaya çıktı.
Tasavvuf da ki uruç, devir nazariyesi... yorumda
Plotinos'un evreninde iki hareketin var olduğunu gör­mekteyiz: Bunlar biri yukarıdan, Bir' den, birlikten aşağıya, çokluğa, çok ola­na, duyusal-fiziksel dünyaya inen hareket, diğeriyse bunun tersine olarak aşa­ğıdan, Ruh'tan yukarıya, çokluktan birliğe doğru giden harekettir. Birinci ha­reket bize ezeli olarak aşkın ilkesinden, İlk İlke'den, Bir veya Tanrı'dan çıkan canlı gerçekliğin düzenli yapısı ile ilgili akılsal bir açıklama sağlar ki, buna Plotinos'un felsefi tasarımı diyebiliriz. İkinci hareket ise varlığın veya gerçek­liğin her aşamasını yaşaması ve onda etkin olması mümkün olan bireysel in­san ruhunun, birbirini izleyen sürekli bir arınma ve yükselme süreci sonunda evrenin ilkesi olan İlk ilke'ye ulaşıp onunla birleşmesi ve böylece kendisi için mümkün olan mutluluk ve kurtuluşa erişmesinin yolunu gösterir ki, buna da Plotinos'un dinsel tasarımı diyebiliriz.
Sayfa 89 - İSTANBUL BiLGİ ÜNİVERSİTESİ YAYlNLARIKitabı okuyor
Hayatımızın sorumluluğunu almak !Sorumluluk ve özgürlük aynı madalyonun iki yüzüdür. Seçimlerinin sorumluluğunu almayan insan, tutsaktır, asla kendi içinde özgürleşemez. İçsel özgürlüğü olmadığı için çevresindekilere bağımlı kalır, bağımlı olduğu için de aşağılık ve değersiz hisseder. Niye böyle şeyler yazıyorum bende bilmiyorum
“İnsan iki şekilde yanılabilir; ya gerçek olmayan bir şeye inanabilir ya da gerçek olan bir şeye inanmayı reddedebilir. “
Sayfa 34 - KierkegaardKitabı okuyor
Reklam
Evet, şimdi iyice anlıyorum, iki durum olasılığı var, insan ya bunu ya da şunu yapabilir, benim samimi fikrim ve dost tavsiyem şudur; yap ya da yapma, ikisine de pişman olursun.
Sayfa 741 - AlfaKitabı okuyor
İnsan bir mezar gördüğü vakit iki hayat düşünüyor… İki hayat ki biri içinde bulunduğumuz an, diğeri her nefeste varlığımızı cezbeden bir esrar kuyusu.
! ve ?
bazı yerlere hiç dönülmez bazı çağlara eskitir insanı hep aynı adımı yürümek oysa ne kadar biçimli bir evin şehveti koltukların hafızası masaların ayıp yeri adam ünlem kadın soru işareti herkesin bir dağı var herkesin bir tunç devri akşama kadar hitit sabaha kadar truva uykular leopara benziyor rüyalar benek yeni olanaklar: kiremitleri öpen
Sayfa 9 - Yakın KitabeviKitabı okudu
Nasıl dünyada birbirinin tıpatıp aynı iki kum tanesi yoksa aynı şekil de düşünüp hareket eden iki insan da yoktur.
Dünya’da bile, aynı dili konuşan iki insan yok muydu hiç?
1.500 öğeden 46 ile 60 arasındakiler gösteriliyor.