İki yolcuğun en şereflisi kuşkusuz bâtıní yolculuktur. Doğdukları gibi kalıp babalarından ve dedelerinden gördüklerini kapmakla yetinenler kusur derecesinde saplanıp kalmış, eksik sayılan rütbe ile yetinmiş, genişliği göklerle yer kadar olan engin alanları hapishanenin karanlığına ve darlığına değiştirmiştir. Şair gerçekten pek doğru söylemiş: "İnsanların ayıpları arasında kemal mertebesine ulaşma istidadı varken aşağılarda kalan kişilerin ayıbı gibi bir ayıp görmüyorum."
[6. el-Melik el-Adil Sulamış b. Baybars] Ondan sonra kardeşi el-Melik el-Adil Sulamış (Sülemiş) b. Baybarsın emirliği gelir. Henüz yedi yaşındayken sultan oldu. Memleketin yönetima Kalavun el-Elifi'nin elinde idi. En nihayetinde el-Adil'i emirlikten azleti ve altı yüz yetmiş sekiz yılında sultan oldu. Sulamış'ın emirliği beş ay sürdü. [7. el-Melik el-Mansür Kalavun] Ondan sonra el-Melik el-Mansür Kalavun'un emirliği başlar. O Moğollar ile savaşıp galip gelmişdi. Altı yüz seksen dokuz yılında öldü. Emirlik müddeti on bir yıl üç aydır. [8. el-Melik el-Eşref Halil b. Kalavun] Onun ardından oğlu el-Melik el-Eşref Halil b. Kalavun'un emirliği başladı. (Bedreddin) Baydara kendisine bağlı bır birlikle sultanı takip edip onu öldürdu. Bu ha dise altı yüz doksan üç yılı Muharrem ayında oldu. Halil'in emirlik müddeti üç yıl ve ikı küsur aydır.
Sayfa 208
Reklam
Hakaik-i imaniye ve Akaid-i İslâmiye
Silsile-i Nakşî'nin kahramanı ve bir güneşi olan İmam-ı Rabbanî (R.A) Mektubat'ında demiş ki: "Hakaik-i imaniyeden bir mes'elenin inkişafını, binler ezvak ve mevacid ve keramata tercih ederim." Hem demiş ki: "Bütün tarîklerin nokta-i müntehası, hakaik-i imaniyenin vuzuh ve inkişafıdır." Hem demiş ki:
Sayfa 22
Cehennem nerededir?
ÜÇÜNCÜ SUAL: Cehennem nerededir? Elcevab: قُلْ اِنَّمَا الْعِلْمُ عِنْدَ اللّٰهِ ٭ لَا يَعْلَمُ الْغَيْبَ اِلَّا اللّٰهُ Cehennemin yeri, bazı rivayatla "Tahte'l-Arz" denilmiştir. Başka yerlerde beyan ettiğimiz gibi; Küre-i Arz, hareket-i seneviyesiyle ileride mecma-ı haşir olacak bir meydanın etrafında bir daire çiziyor.
Sayfa 8
ÖNSÖZ - Gönül
Mustafa Kemal'in talebi kabul edilmedi, zira Sabiha Sultan gönlünü bir başkasına, babasının kuzeni ve ileriki senelerin son halifesi Abdülmecid Efendi'nin oğlu Şehzade Ömer Faruk Efendi'ye vermiş ve babası Sultan Vahideddin'e açıkça "Ben Faruk'u seviyorum" demişti. Sabiha Sultan o günlerden 40 küsur sene sonra, dünürü olan eski başbakanlardan Suad Hayri Ürgüplü'nün Mustafa Kemal'in damad adaylığı konusundaki sorusunu cevaplarken evlilik talebini doğrulayacak, "Evet, istemiş" diyecek ve konuyu bir-iki cümle ile kapatacaktı: "...Benimle konuşmuş değildir ama ben çekindim ve istemedim. Zira önümde hiç de iyi örnek olmayan Enver Paşa ve Naciye Sultan'ın hayatı vardı. Sonra tanınmış, haris bir kumandanla aile hayatı kurabileceğime inancım yoktu".
Sayfa 18 - TURKUVAZ KİTAPKitabı okuyor
"Ne tür bir dil sizin keyfinizi kaçırır? Başka insanların konuşurken kullandıkları ifadelerden hangileri hoşunuza gitmez?" Son birkaç yıl içinde bu iki soruyu her yaştan insana yüzlerce defa sordum. Sınıfımda, uygulama çalışmalarında, uçaklarda ve sohbetler esnasında... Onlara söylediğim tek şey, sözcüklerin gücü hakkındaki kitabım için
Sayfa 44 - Elma
Reklam
1,000 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.