Akış
Ara
Keşfet
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Alışveriş
Keşfet
Kitaplar
Yazarlar
Okurlar
Kitap Türleri
Dergiler
Çevirmenler
İncelemeler
Alıntılar
İletiler
1000Kitap Android UygulamasıÜCRETSİZ – Google Play'den indirin
1000Kitap iOS UygulamasıÜCRETSİZ – App Store'dan alın
ŞartlarGizlilikTopluluk KurallarıHakkımızdaReklam VerinİletişimKütüphanecilerDizinlerÇerez Politikası
©2024 · 1000Kitap Web Uygulaması · 2.38.13
Kitap hakkında öncelikle şunu söyleyebilirim. Bu kitabın ismini severek ve beğenerek izlemiş olduğum ezel dizisinde rastlamıştım. Kitaplıkta yıllardır duruyordu. Bugün okumak nasipmiş. Kitap o kadar güzeldi ki olay örgüsü biraz karışık olsa da sonuna doğru kendisini açıyor okurlara. Olay örgüsü Doktor manette,kızı lucy,Lucy eşi charles ,charlese düşman defarge ve charles’in sadık dostu avukat olan carton etrafında dönüyor. Spoiler vermek istemiyorum okumayanlar için. Sadece kitap hakkında şöyle bir izlenim çıkardım : Hiç kimse bir başkasının günahının cezasını bir başkasına çektirmeye hakkı yoktur. Masum birine atılan iftiranın bedeli er geç o kişiyi bulabiliyor. Ve en önemlisi dostluk için yapılan fedakarlıklar dikkatimi çekti. İdam sehpasına giden bir arkadaşının yerine geçip onun için canını vermeye hazır olan bir dosttan söz ediliyor. Ben çok beğendim kitabı. Okuyacak olanlara da şimdiden keyifli okumalar dilerim mutlaka okusunlar.
Büyük Umutlar, Charles Dickens'ın okuduğum ikinci eseri.Daha önce İki Şehrin Hikayesi' ni okumuştum.Bir arkadaşımın tavsiyesiyle bunu da okumaya başladım ve sayfa sayısına nazaran hiç sıkılmadığım, iyi ki de okumuşum dediğim bir kitap oldu.Okurken iki kitap arasında ister istemez bir karşılaştırma yaptım, sanki Büyük Umutlar'ı daha çok beğendim gibi:)
Bir kitabın ana karakterini ne kadar çok seversem ona ne kadar yakınlık hissedersem kitap o kadar sürükleyici geliyor.Hem kitabı bir an önce bitirmek, hikayenin sonunu öğrenmek istiyorum hem de hiç bitmesin istiyorum. Bu kitapta da aynı şeyleri hissettim ana karakterimiz Pip'çiğimi çok sevdim.
Kitapta Pip'in çocukluğundan yetişkinliğe geçen zamanına şahit oluyorsunuz. Başına gelenleri kendi ağzından okuyoruz ki bu şekilde yazılmış olmasını da ayrıca sevdim çünkü kitabın daha bir samimi gelmesini sağlamış bence.
İçeriğine çok kısa bir şekilde değinecek olursam; ana karakterimizin başına bir talih kuşu konuyor ve büyük umutlarla köyden şehre gidiyor iyi bir eğitim görüyor, yeni dostlar ediniyor, aşık oluyor ve çokça hayal kırıklığına uğruyor. Kısacası kitapta Pip'çiğimizin umutlarının yıkılışına şahit oluyorsunuz. Kitaptan çıkardığım en büyük ders ise; sahip olduklarımızın kıymetini bilmek oldu.
Sade ve akıcı bir anlatıma sahip.Kitapla ilgili söyleyecek çok şey var ama en iyisi siz kitabı bir an önce edinin ve okuyun. İyi okumalar..
İki Şehrin Hikayesi
Son dönemde okuduğum en iyi eser. 200 milyonun üzerindeki satışı ile tüm zamanların en meşhur edebiyat eserleri arasında olan bu eser en çok satış yapan kitaplar listesinin ilk sırasında yer alıyor, tabi eser 1859 yılında parçalar halinde gazeteye basıldığından dolayı bu konuda hala bir çok tartışma devam ediyor. Bence ilk sıralarda olmayı çokça
Öncelikle kitabı okumamı yaptıkları etkinlikle hızlandıran Tuğba Karaca ve Salim' e teşekkür ediyorum.
Sanırsam en çok alıntı yaptığım kitap oldu şimdiye kadar, okumam bu yüzden epey uzun sürdü.
Kitaba gelirsek çok beğendim Charles Dickens anlatım dili biraz alıştıktan sonra çok güzel.Sahne sahne canlandı gözümde.
Bir aşk hikayesi gibi olsa da, tarih ve epeyce kanda içeriyor hikaye ve inalılması güç fedakarlıklar.
Harika karakterler var kitabın içinde, Miss pross madam Defarge ve Darnay...
Darnay ın finaldeki düşündükleri harikaydı.Kendinden umudu kalmayan, gidecek yolu olmayan bir insanın başkalarına umut ve yol olması çok duygusaldı...
okunulması gereken bi hikaye, sadece aşka hikayesi olarak değil tarih olarak da akıl da kalıcı.Zaman bir şekil de alıyor intikamını, adaletsiz davrandığınız insanlardan adalet beklemek, varlığından haberdar olmadığınız insanlar yaşam izni beklemek ..
Güzel kitaptı okuyun
Bu arada hikayenin yaşandığı mekanları görmek isterseniz link burda..
youtube.com/watch?v=P2hSggq...
benim kitaptan yaptığım çıkarım
''Yakarsa Dünyayı Garipler Yakar'' :)
Tarihi konuları ele alan kitap, dönemin adalet yapısına ışık tutan nadir eserlerden biridir.
Fransız devrimiyle gelişen olaylar ile Paris ve Londra'da geçen konulara bir bütünlük sağlamaya çalışılmış. Aslında kitabın dilinin akıcılığı hakkında çok iyi bir akış alamadım ama o yılların siyasi, toplumsal, yönetim, adalet gibi konuları öğrenmek isteyenler için öneri bir kitap olabilir.
Dilinin akıcı olmayışı kitabı elbette kötü yapmaz, akıcı oluşu ile sıradışı konuları ele alan yazarlar bir tık önde sayılır yalnızca, kanaatimce. :)
☆
Tarihi bir eser ne kadar akıcı olabilir ki?
Tartışmaya değer bir konudur. :)
Ben kitabı beğendim, sevdim, tarihi konuları sevenlere önerimdir.
Sevgi ile okuyun...☆♡
Kitapta suçsuz yere Paris'teki bir hapishanede 18 yılını geçirdikten sonra, eski bir dostunun yardımı ile kurtulan Dr. Manette'in tesadüfen Londra'ya dönüşü sırasında tanıştıkları bir Fransız olan Charles Darnay ile kızının yapacakları evlilik ve bunun ardından meydana gelen Fransız İhtilali'nin hayatlarına etkileri anlatılır.
Roman devrime öncülük eden yıllar boyunca soylular tarafından ezilen Fransız köylüsünün durumunu, buna karşılık devrimin ilk yıllarında soylulara yönelik vahşeti ve Londra'daki hayat üzerinden aynı dönemdeki toplumlar arasındaki benzerlikleri betimler. Bu olaylarla birlikte birkaç karakterin hayatı da anlatılır. Charles Darnay ve Sydney Carton en önemli karakterlerdir. Darnay erdemli kişiliğine rağmen devrimin gazabına rastgele kurban seçilen eski bir Fransız aristokrattır.
Yazar, Fransız İhtilali'nde, ortalığı kan gölüne çeviren monarşi kurallarının dayattığı ve artık o dönemin bir rutini olan giyotinle kafa kesmelerde öldürülen binlerce insanın acısını İngiliz halkına anlatmayı amaçlamıştır.Romanda ihtilal öncesinde acı çeken, sömürülen Fransız halkının bu travmanın yaraları ile, kendilerine yıllarca kötülük eden aristokrat ve asillere sıfır hoşgörü ve uydurma yasalarla idam cezaları vermeleri ile aslında evrimleşmemiş ve ilkel kalmış bir toplum oldukları anlatılmak istenmiştir.
Olayların akışı ve birbirleri ile bağlantıları romanda okuyucunun merakını son sayfaya kadar sürekleyen bir hızla sürer. Ben çok beğendim. Herkese tavsiye ederim.