Ay doğdu üzerimize
Veda tepesinden
Şükür gerekti bizlere
Allah’a davetinden .
Ey bizden seçilen Elçi !
Yüce bir davetle geldin .
Sen bu şehre şeref verdin .
Ey sevgili hoş geldin .
Sen güneşsin , sen aysın
Sen nur üstüne nursun
Sen süreyya ışığısın
Ey sevgili , Ey Rasul
O, tek bir yerde ikinci idi; o ikinciliği de Kur’an’a geçti. Sevr Mağarası’nda ikinin ikincisi idi, onun dışında her hayrın birincisiydi, sahabenin incisiydi, evveli, ilkiydi!
Gül Yüzlü Nebi buyurdu :
" Sizler benim ashabımsınız . Kardeşlerim ise henüz dünyaya gelmediler . Onlar beni görmeden iman ettiler . Ben onları ahirette Kevser havuzumun başında bekleyeceğim.'
Bu kara toprak onları değirmeninde öğütüp toz etti dağıttı. Kemikleri bile çürüyüp dağıldı. Evleri yıkılıp ıssız kaldı Yerlerini yurtlarını şimdi köpekler şenlendiriyor. Sakın onlar gibi gaflet yoluna gitmeyin. Her şey fanidir. Baki olan ancak Allah'tır ki, mabud ancak O'dur. O'nun eşi, benzeri, ortağı yoktur. O doğmamış ve doğurtulmamıştır. Evvel gelip geçenlerde bize ibret alacak şey çoktur. Ölüm ırmağının girecek yerleri vardır ama çıkacak yeri yoktur. Büyük, küçük hep göçüp gidiyor. Giden geri gelmiyor. Katiyetle anladım ki, herkesin başına gelen benim de başıma gelecek, ben de öleceğim."
#okudumbitti
Dostunun yaşındaydı Hz. Ebu Bekir. Dostunu özlemedeydi. Ayrılık ateşi onu içten içe yemekte, bitirmedeydi.
Bir gün, “Ya Resulallah! Yanındayken bile özlüyorum seni.
Ayrılığına nasıl dayanacağız?” demişti de Gül Yüzlü Nebi şöyle buyurmuştu.
“Kişi sevdiğiyle beraberdir.”
“Ahirette de mi ya Resulallah?”
“Ahirette de.”
Bu ne büyük bir muştuydu Resulallah âşıkları için. Bu ne büyük bir teselliydi kendisi için. Ahirette Gül Yüzlü Can Dostu Hz. Muhammed (sav)ʼle beraber olmak!
Allah'a yemin ederim ki bir elime güneşi, bir elime de ayı koysalar ben bu davadan zerre kadar ayrılmam. Ya Allah nurunu tamamlayacaktır, ya da ben bu uğurda şehit olurum.
Ey insanlar! Hani dedeler? Nerede babalar? Nerede o soy sop. Hani hastalar ve ziyaretçileri? Nerede o süslü saraylar kurup yükselten, yaldızlayıp süsleyen ve mermer binalar yükselten Ad ve Semûd kavimleri? Hani mal, hani evlat? Nerede o haddi aşıp azan, mal toplayıp biriktiren, hani dünya varlığına mağrur olup da kavmine, ' Ben sizin tanrınızım' diyen Firavun ile Nemrut? Onlar sizden daha zengin ve kuvvetli değil miydiler? Bu kara toprak onları değirmeninde öğütüp toz etti, dağıttı. Kemikleri bile çürüyüp dağıldı.
“Ay doğdu üzerimize
Veda tepelerinden
Şükür gerekti bizlere
Allah’a davetinden.
Ey bizden seçilen Elçi!
Yüce bir davetle geldin.
Sen bu şehre şeref verdin.
Ey sevgili Hoş geldin.
Sen güneşsin,sen aysın
Sen Nur üstüne nursun
Sen Süreyya ışığısın
Ey sevgili Ey Resul.
Eller nurun sahibine uzanmıştı.
Buyur ya Resulullah
Bana misafir ol…