Etrafındaki ve içindeki boşlukla, soğuk hiçlik içinde asılı kalmış halini gördü. Bu görüntü onu ezdi, sıkıştırdı. Onu kemirdi, yeyip bitirdi. Kendi kendine dönerek çaresizlikle bir gıda aradı– bir damla kan, bir parça acı. Ama hiçbir şey yoktu. Orada hiçbir şey olamazdı bir daha. Ve o, içine doğru kıvrılmaya devam edecek ve her seferinde hiçbir şey... hiçbir şey... hiçbir şey bulamayacaktı.