Göz buldum, bir yüzde göz buldum sonunda
Denize gittim söyledim bunu - saadete dönüşmüşsün dedi
Değişti iklimim, bir rüzgâr aldı beni, şimdi bırakmaz
Şimdi kristal, şimdi inci, yahut neyse gördüğüm
Bu şehir asla yakamı bırakmaz
Turgut yetkili merci rolünde buyurun sizi dinliyorum yalnız fazla vaktim yok sizin gibi birçok insan kapıda bekliyor biraz acele edin ah ben aceleye gelemem acele denince şaşırırım bağırarak Turgut beni dinlemeye mecbursun karşıma insanlık olarak dikilemezsin kimsenin bu hüviyete bürünmesini istemiyorum karşımda artık ben öldüm Turgut ölümle
_Nükte’yi anlamak oldukça güç.
_Nükte, benzemezin içindeki gizli benzerleri açığa çıkarma yeteneğidir.
_Nükte, zeka ürünü olarak haz üretmeye yarayan bir etkinliktir. Esprilerin malzemesi, yasaklanmış arzulardır.
_Bazı Nükte formülleri: Şaşırtma, aydınlatma, karşıtlıklar, anlamsızlıktaki anlam.
_Kraeplin: Karşıt iki kavramın birleşimi ve
Suyun ve ateşin içinden geçerek bulduk birbirimizi
Çimen olduk, bulut olduk.
Aşkın toprağında varolduk ve büyüdük,
Ve aklımızı aşkla hakikate bağladık.
Geceye mahcup oldum; ellerim istikrarsız
Teşekkül ediyorum suya - şimdi yağmur ıssız
Göz buldum, bir yüzde göz buldum sonunda
Denize gittim söyledim bunu - saadete dönüşmüşsün dedi
Değişti iklimim, bir rüzgâr aldı beni, şimdi bırakmaz
Şimdi kristal, şimdi inci, yahut neyse gördüğüm
Bu şehir asla yakamı bırakmaz
Bu şehir diye söylendiğim şey ki sensin
O birbirinden güzel kadınlar, o birbirinden şahane atmacalar
Kaparsa pençeleriyle, nasıl titrer İstanbul
Söker alır aşkı kalbinden, ipucu bırakmaz
Kalbim bu şehrin katsayısıdır
Çarpıkça kalbim, büyür şehir
Bunu senin yanına bırakmaz
Turgut yetkili merci rolünde buyurun sizi dinliyorum yalnız fazla vaktim yok sizin gibi birçok insan kapıda bekliyor biraz acele edin ah ben aceleye gelemem acele denince şaşırırım bağırarak Turgut beni dinlemeye mecbursun karşıma insanlık olarak dikilemezsin kimsenin bu hüviyete bürünmesini istemiyorum karşımda artık ben öldüm Turgut ölümle
X
Mevlâna Hazretlerinin ilk kitabı olarak Mecalis-i Seb'a biliniyor. Bir yüzü açık açık fıkha ve onun ilmine, öbür yüzü gizli gizli ledün bilgisine bakan konuşmaların derlenişi. Divan-ı Kebir, Mevlâna'nın, âdeta kendinden geçerek ve sanki yine kendine söylediği şiirler. Mesnevi, hazır ve gaibteki, şimdiki zaman ve gelecekteki dostlara,
Göz buldum, bir yüzde göz buldum sonunda
Denize gittim söyledim bunu - saadete dönüşmüşsün dedi
Değişti iklimim, bir rüzgar aldı beni, şimdi bırakmaz
Şimdi kristal, şimdi inci, yahut neyse gördüğüm
Bu şehir asla yakamı bırakmaz
Sual:
— Örtülü ödenek vaziyetine ne dersiniz?
— Evet, aldım. Alırken de bir rejim ve hükûmet meddahlığı vazifesini üzerime almadım. Ben, Tanzimattan beri sökün edici oluşların köksüz olduğunu, hiçbir zaman Doğu ve Batı arası bir nefs muhasebesine yanaşılmadığını ve mahsup sırrına varılamadığını, her kıymetin ruh kökünde, yâni İslâmda
BU KİTABI NİÇİN YAZDIM?
Yemen'de üç sene yerine yedi sene kaldım. Bir yıl kadar da Aden'de esir kaldım. Bu suretle hayatımın en hararetli; en cevval çağından sekiz yılı oralarda geçti. Yemen'in kızgın çöllerini, dünyanın en tatlı iklimini içine alan yaylalarını, insanları yıldıran dağlarını, ormanlarını, bağ ve bahçelerim gördüğüm gibi bu sekiz yıllık müddet içinde hırsız elinin kesilişinde, katil kafasının uçuruluşunda, zina yapanların teşhirinde bizzat bulunarak tespit etmek; İmam Yahya ile görüşüp konuşarak kendi elinden gat çiğnemek imkânım ve Yemen kızlarının hayatim, nasıl evlendiklerim, Yemen'deki Yahudilere dünyadaki insanlardan bambaşka muamelelerin nasıl yapıldığını, bir kurban demek olan rehinelerin ne demek olduğunu anlamağa; Yemen adliyesini, halkın hususî hayatim, garip âdetlerini, fesat menbalarını, meşhur gat âlemlerini ve Aden hayatim tetkik etmeğe fırsat buldum.
BEŞ PORTAKAL ÇEKİRDEĞİ
82-90 yılları arası Sherlock Holmes vakalarıyla ilgili aldığım notlara bakınca, o denli çok sayıda garip ve ilginç olaylar olduğunu görüyorum ki aralarından birini seçmekte zorlanıyorum. Bazıları gazetelerde yayımlandı, bazıları ise hiç gün ışığı görmedi. Benim amacım da bu ikincileri anlatmak. Kimi vakalar, Holmes'un
Friedrich Nietzsche'nin akla ve sürü mantığına felsefi başkaldırısı, akıldan ziyade belli bir insansal içgüdü kavrayışında köklerini bulan 'tüm değerlerin
yeniden değerlendirilmesi' olacak yeni bir Aydınlanma' önererek Aydınlanma'nın eşitlemeci sürecine saldırmıştır. Koşulsuz buyruğa göre
eylememiz gerektiği yönündeki Kantçı ısrarda kapsanan, aklımızı ahlaksal bir düzenin temeli olarak kullanmamız gerektiği yönündeki Aydinlanmacı istemin yerine Nietzsche, her sağlam ahlaka eleştirel aklın değil de köklerini tamamıyla doğal iradede bulan “sağlam içgüdü'nün hükmettiği konusunda israr eder; “nerede canlı bir yaratık bulduysam, orada bir güç iradesini buldum”
İşte yine o vitrinin önündeyim.
Lacivert bir kutunun içine özenle
yerleştirilmiş altın sarısı kaleme
bakıyorum. Yine. Muhabbetle. Birkaç
ay önce, kütüphane çıkışında,
buradan geçerken gördüm onu.
İmrendim. “Benim olsa” dedim.
Girdim sordum fiyatını. Yoo. Onun
için cazip, benim için yüksek bir
ücreti var. Biraz sabır. Biraz