Selva Ferit'e dönmüştü, "Tabii Ferit, sizin rolünüz de inkar edilemez. Bir şey sorabilir miyim, müsaade ederseniz?"-
"Buyurun?"
"Siz neden yapıyorsunuz bütün bunları? Eşiniz de Yahudi değilmiş üstelik." .
"Bu toz dumanın içinde, insan olduğumu, insan kaldığımı kendime kanıtlamam lazımdı Selva."
"Hayatınızı tehlikeye atarak mı?"
"Hayat dediğiniz nedir ki? Eninde sonunda hepimiz ölecek değil miyiz? Bari yaşam süremizi şerefli emellerle dolduralım da, yaşadığımıza değsin."
Kızım Fatma, öldün sen, haberin yok! Bu yürüdüğüm sokak. .. Bu güzel bahçe... Çiçekler... Bu villa... Ben ölüyüm. BEN ÖLÜYÜM. Şükürler olsun ölüyüm. Hiç canım acımadı ölürken. Kurtuldum. Sonunda kurtuldum.
Yaşasın ölüm."
-Gezip tozmak için kendi dininden birini bulamadın mı koca istanbul'da? "bizim oralarda olsa, çoktan vurmuştuk seni.
-iptidailiğinizle bir de iftihar mı ediyorsunuz?" "Kolaylıkla adam vurabiliyorsanız, nerede kaldı sizin Müslümanlığınız."