“Küfür ile iman, inkâr ile ikrar, tasdik ile şüphe arasında bir durumdaydım. Kalbimle inkâr ettiğimi aklımla, aklımla inkâr ettiğimi kalbimle kabul ediyordum.”
Allah'ın hidayeti, kulun dilemesi ve fiilidir. Iman artmaz ve eksilmez. Herkesin imanı aynıdır. (Bu Maturidilerin görüşüdür. Eş'arilere göre ise iman artar ve eksilir ve herkesin imanı bir değildir.) Ancak amel ve takva ile güçlenir veya masiyetle zayıflar. Dil ile ikrar, kalp ile tasdikten ibarettir. Amel onun kemalindendir.
Çocuk, başkan olma, sultan olma, emir verme, hüküm sürme, memleketi idare etmenin zevkini inkår ederse, şaşmamak icabeder. Çünkü ancak oyun oynamasını bilir, memleket idare etmekten ne anlar?
Tasavvuf ehlinin hållerini inkår eden, kabul etmeyen, alim olsun, cahil olsun hepsi çocuklar gibidir. Zira ulaşamadıkları şeyi inkår ediyorlar. Birazcık aklı olan ikrar eder ve der ki: «Bende bu hål yoktur, ama biliyorum ki onların yoludur. Bari buna inanmalı ve mümkündür demelidir. Kendisinde olmayan bir şeyin başkalarında olabileceğini kabul etmeyen çok cahildir.