Kürt ayaklanmasını bahane ederek olağanüstü baskıcı, otoriter bir rejimin yolunu döşeyen M. Kemal liderliğindeki CHP iktidarı, kendisine muhalefet eden ve muhalefet etme potansiyeli taşıyan tüm odakları dağıttıktan sonra, hem Meclis’te hem de toplum üzerinde kendi iktidar tekelini kurmayı başar- dı. Cumhuriyeti “koruma ve kollama” görevinin ve devleti yönetme yetkisi- nin yalnızca kendi tekelinde kalmasını amaç edinmiş olan Kemalist bürok- rasi, bu amacına ulaşabilmek için sistemli bir siyasal tasfiye hareketi yürüttü. Nitekim sırf bu gayeyle, yani CHP iktidarına karşı halk içinde gelişen mu- halefetin boyutlarını ölçmek için, bizzat M. Kemal’in emriyle Serbest Fırka adında ve liberal görünümlü yeni bir parti kurdurulmuştu 1930 yılında. Fa- kat bu partiye karşı halk kitlelerinde büyük bir ilginin ve sempatinin geliş- tiğini gören M. Kemal, bu partinin de derhal kapatılması emrini verecek- ti. Durum anlaşılmıştı! Hiçbir partinin kurulmasına ve CHP iktidarına karşı muhalefet yürütebilecek hiçbir odağın yaşamasına asla izin verilmeyecekti! Kemalist bürokrasinin genetik kodlarına işlemiş olan bu siyasal anlayış, so- nuçta Türkiye’de sol ve sosyalist düşüncelerin yayılmasını engellediği gibi, Batı tipinde bir burjuva demokrasisinin ve çok partili siyasal rejimin işlerlik kazanmasını da uzun yıllar boyunca engelleyecekti.
Mehmet Sinan