Seçim gelmeden evvel bir linçlenme antrenmanı yapayım diyorum. Yoksa bu rahatlık beni bozacak. Linçlenmediğim zaman aklıma şu geliyor: "Acaba ben mi yamuldum? Yoksa herkes mi düzeldi?" Umarım ben yamulmuş olayım da, herkes düzelsin. Bir kişiye feda edebileceğim kendimi herkese hayli hayli feda ederim ben. Tabi bunlar olayın latifesi,
Yakın tarihte karabağ ve ukraynaya da destek verildi
Halk üzerine düşeni yapmıştır. Protesto ise protesto, boykot ise boykot. Hatta bu iki mevzuyu, hükümet kendine düşenleri yapmadığının belli olmaması için bazen gaz alma aracı olarak kullanmıştır. Gazze meselesinde, Türkiye'de iktidarın net olarak hem yalancı hem de istismarcı olduğu artık ortaya çıkmıştır. 70'lerde ekmeğe muhtaç Türkiye'nin Kıbrıs'a çıkarma yapması, 90'larda tüm dünyanın gözü önünde Bosna'ya açık siyasi ve maddi destek verilmesi de, Erdoğan'ın deyimiyle "Eski Türkiye"nin, globalleşmiş yeni Türkiye'den daha tutarlı olduğunu göstermiştir. 90 senelik rejim bir bütün olarak bizim için aynıdır, hukuki olarak İslam ahkamı indinde yeri ve derekesi bellidir. Ama 20 seneden beri hem İslam istismarı hem Müslümanları kandıran ve alay eden bir iktidar zarar görmesin diye refleks değiştiren, susan, tevil eden önderler de mesuldür. Müslümanlar yanılmıştır, Müslümanların lehine olanı, vakıfların, derneklerin lehine olan inkişaf ve refahı İslam'ın lehine oldu zannedilmiştir. Meşhur kıssada olduğu gibi, Yunus Emre, Hacı Bektaş-ı Veli'den yardım ister. Hacı Bektaş: "Ey Yunus, nefes mi istersin buğday mı?" diye sorar. Bu halk buğdayı tercih etmiştir. Neticede hem nefesten hem buğdaydan mahrum olma vaktine gelinmiştir.
Harun Çetin
Harun Çetin
Reklam
Dingonun ahırı
DİNGONUN AHIRI! Değerli okurlarım; Bugün size bir ülkenin liyakatsiz insanlar elinde nasıl yıkıma doğru sürüklendiğini anlatmaya çalışacağım. İlk olarak liyakat: ‘’Bir kimsenin, kendisine iş verilmeye uygunluğu, verilen bir görevi başarıyla yapabilme yetisi’’ olarak, ‘’bir işin layık olan kişiye yaptırılması’’ veya ‘’ bir işi, en iyi yapacak
Etienne De La Boetie'nin ölümün 460. yılında saygıyla..
"Öyle bir yaşam sürüyorsunuz ki, hiçbir şeyin size ait olduğunu söyleyebilecek durumda değilsiniz. Şimdi mallarınıza, ailelerinize ve yaşamlarınıza yarım yamalak bile sahip olmak, size büyük bir mutluluk gibi görünüyor. Tüm bu zarar, bu kötülük bu yıkım size düşmanlardan gelmiyor. Hiç kuşkusuz düşmandan, yani öylesine yücelttiğimiz, uğruna cesaretle savaşa gidip, kendimizi ölüme atmaktan çekinmediğimiz kişiden geliyor. Size böylesine hakim olan kişinin iki eli, iki gözü ve bir bedeni var. Sizden tek farkı sizin ona sağladığınız üstünlük! Eğer siz vermediyseniz, sizi gözetlediği bu kadar gözü nereden buldu? Sizden almadıysa nasıl oluyor da, sizi dövebildigi bu kadar eli olabiliyor? Kentlerinizi çiğnediği ayaklar, sizlerin değilse bunları nereden almıştır? Sizin tarafınızdan verilmiş olmasa, üzerinizde nasıl iktidar olabilir?" Etienne De La Boetie Yüzyıllar öncesinden iktidarın korkunç tahakkümüne biat etmiş insanları tıpkı şimdi resmediyormuş gibi tespit yapan modern siyaset biliminin temellerini atan Fransız yazar, düşünür, yargıç ve siyasetçi Etienne De La Boetie'nin aramızdan ayrılışının 460. yılında saygıyla..
Uçar kaçar beni ilgilendirmez.
Henry, #EREĞLİ'de.... Onun; "Kardemir D " yatırımı yoktur. İktidarın beslemeleriyle çalışmaz o? Yönetim iktidarla işbirliği içinde. Onun gözü Ereğli 'den şaşmaz.
Kendimizi dikizletme
“Gözetim için en sık kullanılan benzetme, en azından Batı dünyasında hiç kuşkusuz Büyük Birader’dir.” (Bauman ve Lyon, 2016, 21). George Orwell’in distopyasında yer alan Big Brother, gözetim ile özdeşleşmiştir. İktidarın gözü her an bireylerin üzerindedir. Ayrıca ceza ve şiddet yolu ile gözetim sağlanmaktadır. Gözetimi yalnızca Orwell’in distopyası ile açıklamak çalışma açısından eksik olacaktır. Aldous Huxley’nin Cesur Yeni Dünya adlı distopyasında bireylerin ikna yöntemleri ile gözetim ve denetime rıza gösterdiği bir dünya aktarılmaktadır. Bugün gözetim dünyasına bakıldığında her iki distopya da kendini gözetim ve denetim noktasında göstermektedir. Gözetimin dönüm noktalarından biri de 11 Eylül saldırısıdır. Bu saldırının ardından Amerika, yapmış olduğu her türlü gözetim faaliyetini güvenlik adı altında meşrulaştırmaya çalışmıştır. Bireylerin mahremiyetleri hiçe sayılmış, “Böyle bir saldırı bir daha yaşansın istemiyorsanız, sizi her anlamda gözetlememize rıza gösterin.” mesajı yalnızca Amerika’da değil, tüm dünyada yankılanmıştır.
Reklam
Asıl Sual İnsanlara Ne Oldu?
Dillerimiz ve kalplerimiz şikayetlerle dolup taştı. Sosyal medyada, günlük yaşantımızın içerisinde, herkesin dilinde bu fiyatlar ne olacak böyle? Belimiz büküldü, kiralara ne oldu? Market fiyatları uçtu gitti, akaryakıta yine zam gelmiş. Bunun beraberinde şu cümle gelir filan kesi iktidara getirmedik de ne oldu? Filan kes iktidarda ne düzeldi? Her
Şark Islahat Planı’ndan Bu Yana Cumhuriyetin Kürtlere Yaklaşımı Üzerine
Osmanlıdan başlayarak Türkiye tarihi hep özel hal yöntemlerine tanık olmuştur. 18 kardeşini bir gecede iktidarın selameti için katleden bir rejimin başka türlü olması da mümkün değildir. Bu özel hal uygulamaları, denetim altına alınan toplumları, halkları, inançları, siyasal düşünce akımlarını, renkleri ezmek, çoğu zaman da başkalaştırmak için hep
Varlıklı ailelerde büyümüşler. İyi eğitim almışlar: Özel okullarda, kolejlerde, yüksek puanlı üniversitelerde okumuşlar. Yüksek lisanslarını yurtdışında yapmış, dünyayı gezmişler. En az bir yabancı dil biliyorlar. Sanatla ilgileniyor, sinemaya, konserlere gidiyor, belki bir müzik enstrümanını kullanıyorlar. Kitap okuyorlar. Dijital dünyanın
İktidarın sarhoşluk vermesinden, malın sarhoş ediciliğinden, bilgi sarhoşluğundan, makam sarhoşluğundan kendini koru. * Bütün bunların her biri, aklı çalan, saygınlığı sıyıran, kalbi, kulağı, gözü ve dili yararsız şeylere çeviren birer delilik yelidir. İbnu'l Mukaffa
Reklam
Mahalleyi Terk Etmek
"Türkiye irili ufaklı mahallelerden ibaret büyük bir kasaba. Cumhuriyet elitlerinin samimi çabalarına rağmen hiçbir zaman bağışıklık sistemi güçlü bir devlet ve millet olamamış. Haliyle zamanla oluşturduğu birtakım kimlik eskizleri, gelenekler ve değerleri de yaşatmaya güç yetirememiş. Onların kötü versiyonları, kiç örnekleri ve her an satışa
45 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.