Öyle kişiler vardır ki;
“Bize kanatlar verirler ve bizi sakat bırakırlar, kendimizden geçirip aklımızı başımızdan alırlar.”
Sayfa 324 - Ayrıntı YayınlarıKitabı okudu
Napolyon,;
“bütün kafalar bir araya gelse, benim tırnağım kadar olamaz”
Sayfa 209 - Ayrıntı YayınlarıKitabı okudu
Reklam
#Risale-i Nur İhlas bahsi
İhlas, her şeyi Allah rızası için yapmaktır. Allah’ın rızasının en öncelikli mesele olduğunun şuuruna varmak, Rahman, Rahim, Alim, Hakim, Kadir, Azim olan Allah’ı yakından tanımaya bağlıdır. Cennet ve cehennemin sahibi, mahkeme-i kübranın yegâne hâkimi, sonsuz ilim ve kudretiyle her yerde hazır ve nazır olan Allah’ı yakından tanımak, kalpleri ümit ve korku koridorlarında dolaştıracaktır. Bu dolaşma esnasında böyle azamet ve kibriya, böyle nimet ve ikram, böyle rahmet ve şefkat, böyle gazap ve azap, böyle cennet ve cehennem sahibi bir zatın rızasını kazanmak için emir ve yasaklarına riayet etmenin lüzumunu derinden derine hissedecektir. Demek, ihlasın birinci şartı tahkiki imandır. İkinci şartı takvalı ameldir. “İhlası kazandıran harekâtındaki sebebi, sırf bir emr-i İlahî ve neticesi rıza-yı İlahî olduğunu düşünmeli ve vazife-i İlahiyeye karışmamalı.” Üçüncü şartı ise, ölümü çok hatırlamak, dünyanın fani olduğunu, kendisinin her an ölebileceğini düşünmektir. “Ölümü çokça hatırlayın.” manasındaki hadis-i şerif bununla ihlas ve takva dersini vermektedir. Bediüzzaman Hazretlerinin şu sözleri de sorumuza güzel bir cevaptır: “Ey hizmet-i Kur'aniyede arkadaşlarım! İhlası kazanmanın ve muhafaza etmenin en müessir bir sebebi, rabıta-i mevttir. Evet, ihlası zedeleyen ve riyaya ve dünyaya sevkeden, tûl-i emel olduğu gibi; riyadan nefret veren ve ihlası kazandıran, rabıta-i mevttir." "Yani: Ölümünü düşünüp, dünyanın fâni olduğunu mülahaza edip, nefsin desiselerinden kurtulmaktır.” İnsan, zikredilen hususları koruduğu sürece ihlasını da korumuş olur. Selam ve dua ile...
Franz Joseph Gall;
“Her tipten dâhiyi, beni kafataslarının varisi yapmaya bir ikna edebilsem, on yıl içinde muhteşem bir yapı ortaya koyabilirim, şu an elimdeki veriler çok kısıtlı.”
Sayfa 264 - Ayrıntı YayınlarıKitabı okudu
Michelangelo da bu grupta bir insandı.
Yemeden içmeden kesilip sürekli çalışır, kıyafetleriyle uyur ve o kadar nadir yıkanırdı ki botlarını çıkarırken derileri soyulurdu.
Sayfa 127 - Ayrıntı YayınlarıKitabı okudu
İblisler, insanı daha kolay kandırabilmek için melek kılığına bürünmeye bayılır değil mi?
Sayfa 98 - Ayrıntı YayınlarıKitabı okudu
Reklam
İlâhî gazap çoştu,bütün inkârı,reddi,küfrü,bir tayfun gibi yuttu.Fakat,ilâhî rahmet,inananları,hakikate sahip olanları bir kurtuluş gemisi gibi selâmete çıkardı.Böylece de,rahmet,gazabı geçti.
Sezar’ın katili Brutus, ateş ışığında tek başına oturmaktadır:
Bir başına derin düşüncelere dalmışken birinin içeri girdiğini sandı. Korkunç, tuhaf görünüşlü, doğa dışı ve ürpertici bir bedenin sessizce önünde dikildiğini gördü. Brutus cesurca sordu: “Nesin sen, insan mı tanrı mı ve benden ne istiyorsun?” Suret cevap verdi: “Ben senin şeytani dehanım; Philippi'de tekrar görüşeceğiz.”
Sayfa 68 - Ayrıntı YayınlarıKitabı okudu
Hayatım boyunca şüphesiz birçok yanılsama yüzünden acı çektim ve daha da çekeceğim.
Sayfa 9 - Ayrıntı YayınlarıKitabı okudu
“Olağanüstü dâhiler, normal insanlar gibi düşünmezler.” (136) (136) Hitler, Mein Kampf s. 669.
Sayfa 355 - Ayrıntı YayınlarıKitabı okudu
487 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.