Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Madde ancak, kendisine gelen tesirleri bekler ve bu tesirlerin yönlerine göre haller, şekiller, durumlar alır.
Maddede kendiliğinden enerji çıkarmak kudreti yoktur; fakat dıştan gelen tesirle hareket etmek ve enerji tezahürü göstermek imkanları mevcuttur.
Reklam
İnsanlar, evren maddesinin sonsuzca uzanan zincirindeki birkaç halkadan başkasını anlama ve kendilerine göre "elle tutulurcasına" etüt konusu yapabilme kudretini göstermemişlerdir. Zaten bazılarının, bazı yüksek maddi tezahür imkanlarını ret ve inkar etmelerinin başlıca nedeni de budur.
Nihayet gün gelir, ruh; dünyadaki seyahatlerini bitirmiş olarak temiz bir halde ruhani hayata girer. Orada fenalık, karanlık ve hata yoktur. Ve dünyalık son maddi tesirler orada sönmüştür. Orada eski zamanı endişeleri ve acıları yerine, sükunet, huzur ve derin bir emniyet hakim olmuştur. Orada ruh, tecrübelerinin son haddine varmıştır. Artık o, bir daha ıstırap çekmiyeceğinden emindir… Münevver, sebatkar ve tatlı ruhların ortasında yaşadığını hissetmek ne kadar hoş bir şeydir! Hiç bir şeyin koparamayacağı sevgi bağlarıyle onlara bağlanmak, onların ilhamlarına, onlar tarafından anlaşılmış olduğunu, desteklendiğini, sevildiğini duymak ve ölümden kurtulduğunu, asırların değiştiremiyeceği bir gençliğe kavuştuğunu bilmek ne kadar mestedici bir şeydir!...
Kainatta gereksiz, mânâsız, abes hiçbir hareket ve oluş yoktur.
Evrende hiçbir olay sebepsiz değildir. Evrendeki bütün ilişkilerin kuruluş ve dağılışları bu ilkeye göre çalışır. Her olay bir üsttekinin sonucu ve bir alttakinin nedenidir...
Reklam
"İnsanlar kendileri için olduğu kadar başkaları için de çalışmak, yorulmak ve emek sarfetmek zorundadır.. Bencillik ruhun bir zaafı, bir daralışı, diğerkâmlık ise ruhun kudreti ve genişleyişidir."
ben sevmek diyorum onlar aşk anlıyorlar…
Sevgi denince daima onun dar mânâsı üzerinde durmamak gerekir. İnsanların anladıkları dar mânâdaki sevgi, geniş bir sevgi kavramının inkişaf mekanizmasında almış olduğu büyük rolünün önemli olmakla birlikte küçük bir kısmıdır. Sevginin sonsuz cepheleri ve şekilleri vardır. Sevgi, herhangi bir şeye karşı duyulan çekilimdir. Dünyada her şey, her realite; yerine ve kişisine göre, her inkişaf kademesinde bulunan, insanları ve varlıkları çeşitli tarzlarda kendisine çekebilir. Dolayısıyla her kademede, her şeye karşı sevgi duyulabilir. İşte sevgi bu kadar genel ve kapsamlı bir konudur.
İnsan denilen şey; bir varlığın, bağlı bulunduğu ruha hizmet etmek için, Dünya küresindeki kaba maddeleri bir araya toplayıp, kendisine vasıta olarak kullanmak maksadıyla, kurmuş olduğu bir bedendir.
Hiçbir tesir tek taraflı değildir ve maddede ne hareketsiz tepki olur, ne de cevapsız kalan hareket olur.
Reklam
“Huzursuzluk veya ıstırap halleri; vicdan realitelerinin daha üst seviyelerde denkleşmelerini ve bu sayede öz bilgilerin artmasını ve insanların, mukadder olan vazife planlarına yaklaşmalarını neticelendirir.”
"Ölüm; ilâhî nizamın ahengi altında, muayyen bir andaki değer farklanmasının miktarı bir ifadesidir."
319 syf.
10/10 puan verdi
SABAHA KADAR YAZSAM ANLATAMAZDIM...BU KADAR YAZDIM.
Bu sene değil son beş senenin hafızama damgasını vuran kitabıdır. Tüm kitapların önemli gördüğüm, kayda değer bulduğum kısımlarının altını çizerim. Ve bunu "mümkünse" kurşun kalemle yaparım. Fakat daha önemliyse (bana göre daha tabii ki) fosforlu kaleme geçilir. Daha daha önemliyse de ikinci renk fosforlu kaleme geçilir. Burada üç
İlahi Nizam ve Kainat
İlahi Nizam ve KainatBedri Ruhselman · Mtiad 1950 yayınları · 2013378 okunma
İnsanın vazife planına geçecek olan tarafı; etiyle, kemiğiyle, siniriyle bedeni değildir. Beden, her dünya hayatı devresinin sonunda bütün oluşumlarıyla birlikte toprağa gömülmeye mahkumdur. Dolayısıyla insanın ilk insanlık hayatından itibaren, insan üstü bir plan olan vazife planı bilgisine kadar yürüyen tarafı bedeni değil başka bir tarafıdır ki, o da varlığıdır. Yani tabi olduğu ruha hizmet etmek için çeşitli maddeler kullanarak, bütün kainat boyunca inkişaf ede ede yürüyen varlığıdır. Bedenler bu dünyada sadece bir vasıtadan ibarettir. Şu halde, bütün bu realiteler ve realiteleri oluşturan unsurlar, vazife planına insan bedenini değil, onu kullanan varlığı hazırlamaktadırlar.
İnsanlığın dünyadaki ilk ve son vazifesi, vazife planına hazırlayıcı icapları yerine getirmektir.
767 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.