"Aşk, bir bedende iki kişi."
“Ey aşk...! bir mucize gerçekleştir şimdi
Şapkandan bir kumru havalansın
Bana öyle büyük ki bu kalp,
Gelsin yüreğime yuvalansın”
Kitabı okurken sımsıcak bir yürek buldum. Yaşam kavgasının molalarında, sıcacık bir poğaça, buğusu üstünde demli bir çay, sevgi ve vefayla beslenmiş hoş bir muhabbet, zifiri
Kaybolmuş hakkın başa bela haksız
Hakkı aydınlatacak güneş doğsun cahil hakkı görsün.
Perişan olmasın kaybolmasın emeğine sarılan yılların
Cahil kalleşe düşmüş kalleş sahibi deccaldır.
Tevekkül de var ferfecir güçlü aydınlık
Edebî bozulmaz edebine sahip çıkan
Kaldım savaşın ortasın da adalet güneşi doğu'sa
Karder nur olup sırlarla ilahi
Yakın zamanda vuku bulan, medrese (Kur'an kursu) talebesi genç bir erkek kardeşimizin yaşadığı ibretlik hadise👇
Henüz 20'li yaşlarında olan kardeşimiz bir müddet İslami ilimleri tahsil ediyor. Fakat ailesinin maddi durumunun yetersiz olması saikiyle eğitimini yarıda bırakıp çalışmaya karar veriyor. Bir süre inşaatlarda amelelik ediyor.
***
"Muhammed her zaman Evangelizm'in (Hıristiyanların) üstüne çıkıyor. O, insanı tanrı saymıyor ve kendini de tanrı ile bir tutmuyor. Müslümanların ALLAH'tan başka ilâhı yoktur ve Muhammed O'nun Peygamberidir. Burada hiçbir muamma ve sır yoktur."
"Benim için Muhammedilik, haça tapmaktan (Hıristiyanlıktan) mukayese
> Adaletin, hak ve hukukun, düşüncenin ve özgürlüğün bizler için daha da önemli olduğu şu son günlerde okumuş olduğum bu güzel kitaba dair incelemem ve düşüncelerimin aktarımıdır. Sen, “SPOİLER AVCISI” arkadaşım, sen bu incelememe sakın yaklaşma! Yaklaşsan bile, zahmete katlanıp okuyacağın bu incelemenin içeriğinden bırak bir spoiler bulmayı,
Aristoteles ya göre bu türdeki karakter sayısının artmasını ve karakterlerin arasındaki çatışmaların olmasını ilk yapan yazardır.
Kimine göre 90, kimine göre 70 tane oyun yazmıştır. Bunlardan sadece 7 tanesi hayatta kalabilmiştir.
"...Muhammed her zaman
Evangelizm'in (Hristiyanların) üstüne çıkıyor.
O, İsa'yı Allah saymıyor ve kendini de Allah ile bir tutmuyor.
Müslümanların Allah'tan başka ilâhı yoktur ve Muhammed O'nun peygamberidir. Burada hiçbir muamma ve sır yoktur."
Tolstoy
Abdülbâki Gölpınarlı'nın hazırlamış olduğu bu eser Yunus Emre'nin Hayatı ve Sanatı bölümüyle başlıyor. Bu bölümden anlıyoruz ki Yunus'un yaşadığı devir düzenin büyük ölçüde sarsıldığı, farklı dini telakkilerin kendisine yer aradığı bir dönemdir. Yunus'un sanatı bölümünde ise onun kaynaklardan bize gelen iki eserinin olduğunu görüyoruz. Bu
Lübnan asıllı Amerikalı ressam, şair ve filozof olan Halil Cibran bu eseri klasik bir aşk hikayesi gibi görülsede asıl meselenin bu olmadığı o dönemdeki din adamların yozlaşması ve bu yozlaşma sonucunda doğulu kadınların yüzyıllar boyunca bir eşya olarak kullanılıp oradan oraya sürüklenmesi ve bu sürüklenmenin sonucunda yaşanılan acılara yönelik eleştirel bir tavır ortaya koyduğunu görüyoruz.
*
Böylece, hayatımda ilk kez olarak, özgür doğan insanın atalarının koydukları katı yasaların kölesi olarak kaldığını anladım; ilahi bir sır olduğuna inandığımız yazgının bile, günün bir önceki gün tasarlanan şeye boyun eğmesinden başka bir şey olmadığını anladım
Kırık KanatlarHalil Cibran · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 20189,5bin okunma
Çanakkale Zaferi'nin 106. Yıl dönümündeyiz. Zaferler hatırlanmalı ve anılmalıdır. Yalnızca cephesiyle değil, cephe gerisiyle; öncesiyle ve sonrasıyla bir bütün olarak anılmalıdır. Bendeniz bu şanlı zaferi aile cephesiyle anacak ve birkaç anekdot anlatacağım:
Savaş bitmiş ve küffar donanması tornistan etmişti. "Savaşı kaybettik"
"Ân oluyor bir garip duyguya varıyorum;
Ben bu sefil dünyada acep ne arıyorum?.."
Kendini kaybetmek mi, visalin son bedeli?
Çekecek https://1000kitap.com/kitap/cile--286171 'miz varmış şu sefil dünyada. Ama ne olursa olsun herkes aradığını bulurmuş. Yeter ki ne istediğini bilsin.. Peki ya
Uzunca bir yazı olacak. Vakit ayırırsanız sevinirim.
***
"Ey iman edenler, eğer siz Allah'a (Allah adına İslam'a ve Müslümanlara) yardım ederseniz, O da size yardım eder ve sizin ayaklarınızı sağlamlaştırır." (Muhammed, 47/7)
***
“Türkiye Radyoları Eskişehir muhabirinin bildirdiğine göre, tıp tarihinde ender görülen
Oysa ben o gözlere muhtaçtım, onun tek bir bakışı benim bütün felsefi sorunları aşmam, ilahi sırları çözmem için yeterliydi. Bir bakışıyla benim için ne muamma ne de sır diye bir şey kalacaktı.