İ'lem Eyyühel-Aziz!
Ey nefis! Eğer takva ve amel-i sâlih ile Hâlıkını razı etti isen, halkın rızasını tahsile lüzum yoktur; o kâfidir.
Mesnevi-i Nuriye
İ'lem Eyyühel-Aziz!
Ey nefis! Eğer takva ve amel-i sâlih ile Hâlıkını razı etti isen, halkın rızasını tahsile lüzum yoktur; o kâfidir.
Mesnevi-i Nuriye - 185
İ'lem Eyyühel-Aziz!
Kelime-i Tevhid'in tekrar ile zikrine devam etmek, kalbi pek çok şeylerle bağlayan bağları, ipleri kırmak içindir.
Ve nefsin tapacak derecede sanem ittihaz ettiği mahbublardan yüzünü çevirtmektir.
Mirkat-üs Sünnet - 218
İ'lem Eyyühel-Aziz!
Nebiyy-i Zîşan'ın (A.S.M.) Makam-ı Mahmud'u İlahî bir maide ve Rabbanî bir sofra hükmündedir.
Evet tevzi' edilen lütuflar, feyizler, nimetler o sofradan akıyor.
Resul-i Zîşan'a okunan salavat-ı şerife, o sofraya edilen davete icabettir.
Ve keza salavat-ı şerifeyi getiren adam Zât-ı Peygamberîyi (A.S.M.) bir sıfatla tavsif ettiği zaman, o sıfatın nereye taalluk ettiğini düşünsün ki, tekrar be tekrar salavat getirmeye müşevviki olsun.
Mirkat-üs Sünnet - 219
İ'lem Eyyühel-Aziz!
Mü'minler ibadetlerinde, dualarında birbirine dayanarak cemaatle kıldıkları namaz ve sair ibadetlerinde büyük bir sır vardır ki; her bir ferd, kendi ibadetinden kazandığı miktardan pek fazla bir sevab cemaatten kazanıyor.
Ve her bir ferd ötekilere duacı olur, şefaatçi olur, tezkiyeci olur, bilhâssa Peygamber Aleyhissalâtü Vesselâma...
Ve keza her bir ferd arkadaşlarının saadetinden zevk alır ve Hallak-ı Kâinat'a ubudiyet etmeye ve saadet-i ebediyeye namzed olur.
İşte mü'minler arasında, cemaatler sayesinde husule gelen şu ulvî, manevî teavün ve birbirine yardımlaşmak ile hilafete haml, emanete mazhar olmakla beraber mahlukat içerisinde mükerrem unvanını almıştır.
Mirkat-üs Sünnet - 221