Asırlardan beri süre gelen “devlet” hakkında yazılan bütün eserlerin yazımlarının aslında birer cevap olduğunun gerçeği su götürmezdir. Aristoteles’ten günümüze kadar yazılan bütün bu eserler aslında “Devlet” isimli bu esere cevaptır.
Platon MÖ 428 - 348 tarihleri arasında yaşamış ileri görüşlü Yunan düşünce adamı, ekstremisttir. Platon
John Ruskin’in 1864 yılının Aralık ayında “Susam” ve “Zambaklar” başlıklı iki bölümden oluşan kitabı, “Hayatım boyunca ışığa çıkarmaya, göz önüne sermeye çalıştığım, öğrenmekten ve öğretmekten sonsuz bir mutluluk duyduğum, insan hayatı için temel olan gerçekleri dile getirdim.” dediği yazıları bir araya getiriyor.
Ruskin, konferansının
''Kişinin içinde yaşadığı topluma karşı duyduğu hoşnutsuzluğun neden olduğu daha iyi yaşam arzusudur ütopya.''*
Utopia, Thomas More'un kendi ''ideal devlet''ini oluşturduğu, içinde birçok tartışmalı konu barındıran, yeni bir türe ismini veren, önemli bir kitaptır. Utopia'da More, hem kendi
Kısa bir süre önce, Dostoyevski’nin okumadığım kitaplarını da bitireyim artık, demiştim. Sonra okuduğum, okumadığım diye ayırmadan tüm kitaplarını kronolojik bir şekilde okuma kararına varmam sonrası, bu büyük yazarı daha iyi anlamak amacıyla başladığım bir kitap oldu Henri Troyat’ın yazdığı bu biyografi. Hayatımdaki 1-2 olay neticesinde
Bu incelemeyi resmi tanımlamalarla doldurma amacında değilim ama yine de konuya ve bu kavramlara yabancı, uzak olabilecek insanlar için Wikipedia'dan alıntıladığım şu tanımı sizlerle paylaşıp incelemeye geçmek istiyorum:
Transseksüellik nedir?
"Transseksüellik, kişinin atanmış cinsiyetine ait hissetmeyerek farklı bir cinsiyet kimliğini
Kitap, kadınların annelik deneyimlerine dair zorlukları, toplumsal dayatmaları ve baskıları ele alarak derinlemesine inceliyor. Sadece “anne olmak” kapsamı içinde, kadınların genel anlamda varlıkları üzerindeki baskıyı da gözler önünde seriyor.
Kitap 2008-2013 yılları arasında yapılmış araştırma ve farklı sosyal gruplardan kadınlarla yapılmış
Sıkıntıyla kıpırdanıyordu olduğu yerde adam. İlk defa böyle bir yere gelmişti. Çok izlemişti dizilerde, filmlerde. Ama nasıl olacağını bilmiyordu gerçekten bu işin Türkiye'de. Her şeyimizle özenti bir ülkeyiz diye düşündü, psikologlarımız neden farklı olacak ki. Irvin Yalom kitaplarını hatırladı. Yo Divan'ı değil, o son dönemde yazdığı
Yine Atatürk incelemesi ile karşınızdayım. Diyebilirsiniz ki "Bu da Atatürk'ten başka bir kitap incelemiyor", isyanınızda haklı olsanız bile elimde değil, çünkü Atatürk tarih sayfalarına sığan bir insan değildir. Onun, çatık kaşlı tarihin dışında kalan nice yönleri vardır. Bunları ancak okuyarak, araştırarak, anlatarak öğrenebiliriz.