Sevgili Dost,
Baştan çıkarma sanatı deyince ilk aklımıza gelen karşı cinsi baştan çıkarma gibi gelebilir ama bu kitap sadece bunu anlatmıyor özellikle iletişim çağında olduğumuzu ve karşılıklı başarılı iletişim ve sonucunda ikna edebilmenin yolunu yöntemini bölümler halinde anlatmaktadır.
Kitabı genel olarak bölüm bölüm anlatacağım. Ancak bu tür kitapları çok faydalı bulmadığımı ve genelde aynı tip söylemlerin olduğunu düşündüğümü söylemek istiyorum. Ama bu alanda her okunan kitap özellikle benim gibi pazarlama, nöropazarlama, iletişim alanında akademik çalışanlar için farklı bakış açıları ve olaylara farklı bakış açısıyla bakmayı sağladığını söylemek isterim.
Birinci bölümde iknanın en önemli etkisinin karakteristik yapı kaynaklı olduğunu özellikle ses tonu, fiziksel durum, göz teması kurmak, konuşma şekli gibi unsurların etkili olduğunu, karakteristik yapının sadece doğuştan bir üstünlük olmadığını bunun zamanla değiştirilip geliştirebildiğini örneklerle anlatmaktadır.
Az önce doktor sorun böbreklerde deyince, bu kitaba koştum... Ve yine yanılmadı...
***"
Kırgınlıklar ve eski kızgınlıklar böbreklerde saklanır. Duygularla ilişkili böbrek problemleri de kişi çok üzgün ya da aşırı yargılayıcı olduğunda ortaya çıkar.
Böbreklerin tekrar çalışmasını sağlamak için her zaman eski kırgınlıkları ve kinleri
Van den Eden idealindeki siyasi tabioyu meraklılanna sunma fırsatını bulmaktadır. Devletin tüm vatandaşlan arasında sivil, siyasi ve hukuki tam eşitligi savunmaktadır, fikirlerini belirtme, iletişim ve dinsel seçim hakkı mutlak kabul edilmelidir, dahası her vatandaşa "felsefe yapma hakkı" tanınmalıdır. Hatta "herkesin şahsi fikrini etkilerneye çalışan" ve bu yolla "huzur ve sükünet ortamını dinamitleyen" aşınlann, sömürgelerden men edilmesini önermektedir. Hiç kimse bir başkası üzerinde egemen olmamalı ve devlet erkanı da belirli bir süre için tüm vatandaşlar arasından, kadın ya da erkek aynını yapılmadan seçilmelidir. Önemli mevzuları vatandaşlar kendi aralannda oyçoklugu ile çözmelidirler.
Sonuç olarak kitle iletişim araçları başta'televizyon olmak üzere toplumsal aklı şekillendirmek için tüm önemli noktalarda karşımıza ideolojik aygıtlar ya da uyuşturucular olarak çıkmak tadır. Bir yandan sürekli izlenen diğer yandan yalanlan izleyen bir topluma dönüşürken, uyuşturulmuş ve verilenle yetinen sınıflandırılmış insanlar olarak yaşamlarımızı sürdürüyoruz.
Bizler her şeye eleştirel gözle bakanlar ise kara bir ütop yada yaşayan ve çıkış yolunu bulamayanlara yol göstermek için toplumun "deli" olarak gördüğü Don Kişot'lar olarak değirmenlere doğru at sürmeye devam ediyoruz.
Çocuğun karşısında muhatap olarak duran, insan değil; sosyal hayat, aile kurumu tükenmiş. Bizim geleneğimizde ne vardır; akşam yemeğini tüm aile oturur beraber yer, sohbet eder. Artık bunu bulmak mümkün değil. Bu yüzden ölçü, denge çok önemli. Dengeyi kaçırmadan güzel bir şekilde kullanılırsa sosyal medya iyi bir iletişim aracı. Aslında eşyada bir sorun yoktur, eşyanın kullanımında bir sorun vardır. Artık telefonu olmayan kimse kalmadı; telefonla açıp birine küfür de edebilirsin, "Kardeşim, sabah namazına kalk," da diyebilirsin. Aracı nasıl kullanmak önemlidir.
23 Nisan Ulusal Egemenlik Ve Çocuk Bayramı
Dünya çocuklarına verilen bu armağanı
Dünyaya ya hatırlatır
Tanışmayı kucaklaşmayı kaynaşmayı
Dünya barışına en büyük katkı
Bu Mustafa Kemal ATATÜRK'ün mesajı
Yarınlar için çok önemli
Çocukken tanışmak
Birbirine o unutulmaz anılar bırakmak
Hep barışa koşmak savaştan kaçmak
Biz büyüklerden daha saf temiz çocuklar
Bu yaşlarda kurulur sağlam dostluklar
Birbirini tanısın dünyada ki çocuklar
Birbirini anlamamaktan
İletişim kopukluğundan çıkıyor tüm savaşlar
Gökhan ER
I 23 Nisan 2024 I
suatsunagokhaner@gmail.com
Bugün uzun zamandır yapmadığım "şans ver" başlıklı yazılarıma bir yenisini daha ekleyeceğim. 1974 Yapımı siyah beyaz ve Alman sineması eseri olan Alice in the Cities (Alice in den Städten) filmini izledim ve film beni gerçekten çok etkiledi. Filmin içeriğini çok kaba hatlar ile anlatacağım ve daha sonra neden etkilendiğimi aktarmaya
"Sevgili Kumru Sonat, Nisan Naren, Uraz Kayalar, Eren Aymaz ve Bulut Özar,
Bu satırları size Enkaz Altndakiler yarışmasının düzenleyicisi, yapımcısı, sponsoru ve Almanya temsilcisi Bronex firmasını temsilen yazmaktayım.
Enkaz Altındakiler yarışmasının Türkiye temsilcisi tarafından sizlere yaşatılan mağduriyetten dolayı fazlasıyla üzgünüz.
Yaşadıklarıız gerçek bir felaketti. Öte yandan yarışma onlarca ülkede aynı anda başladı ve yüzün üzerinde
yarışmacıdan hiçbirinin burnu bile kanamadan tamamlandı. Bizim en önemli ilkemiz yarışmacıların sağlıklarıdır, aksi düşünülemez.
Ülkenizin temsilcisi ve yarışmanın yapımcısı tarafından sizlere yaşatılan bu durumdan dolayı mahcup ve üzgünüz. Bu sebeple sizlere bir teklifte bulunmak istiyoruz. Yarışmanın yeni sezonunda Türkiye'nin yarışma temsilcisi
bizzat bizler olacağız. Platformun hazırlanması için kendi mühendislerimizi ve mimarlarımızı gönderecek, her şeyi
kontrollü ilerleteceğiz. Yarışma geçen sene beş kişi ilerlemişken bu sene yarışmacı sayısı sekize çıkarılacak ve biz sizleri Türkiye yarışmasının ilk bes yarışmacısı olarak görmeyi her şeyden çok istiyoruz. Yarışmanın ödülü geçen seneki ödülün tam iki katına çıkarıldı. Sizlere gerçek bir yarışma deneyimi sunmak, yaşadığınız tüm travmaları iyileştirmek için bize bir şans vermenizi önemle rica ediyoruz. Aşağıdaki iletişim adreslerimizden haberlerinizi bekleyeceğiz.
Bronex."
Bilimin Balı' da doğmuş olmasının akla yatkın açıklamalarından birini
Jared Diamond'un Guns, Germs and Steel (Tüfek, Mikrop ve Çelik) adlı kita-
bında bulmak mümkündür. Diamond kitabında bilimin niçin ilk önce Ba-
lı' da ortaya çıkhğım ve niçin sonunda dünyanın her yerinde, hatta Bah'nın
diğer kurumlarına hasmane tavır
İletişim diye bir şey yok. Fazla iyimser bir kavram. Hayatı renklendirmek için. Kim bilebilir kimin bir lafı inanarak söylediğini. Ya deliyse konuşan. Ya ne dediğini bilmiyorsa. Ya bir yalancıysa... Bütün bu nedenlerden dolayı Kinyas'la hâlâ anlaşabiliyorduk. Söylenen binlerce kelime arasında hissedilerek telaffuz edilenleri seçip alabiliyorduk çünkü. Hissedilerek söylenenler yalnız gelmezler. Önlerinde ve arkalarında bir sürü anlamsız cümle olur. Önemli olan hepsini elekten geçirip doğru olanları bulmaktır. Geriye sadece hareketler kalır. Davranışlar. Harcanan kelimeler dışında kalan her şeydir, insanlık denilen yaratıklar tarihi. Söylenmeyen her şeydir. Akıllarda uçuşan bütün kavramlardır. Dile getirilemeyen nefretten büyüğü yoktur. Dile getirilemeyen aşk gibisi yoktur.
Aristoteles'in "Retorik" adlı eseri, Antik Yunan'da retorik sanatının temellerini ele alan önemli bir metindir. Aristoteles, bu eserde etkili konuşmanın ve ikna etmenin sanatını inceler. Kitap, özellikle politika, hukuk ve genel iletişim alanlarında kullanılan retorik ilkelerini açıklar.
Aristoteles, retoriği üç ana bölümde ele alır: etkileyici konuşmanın etkili unsurları (logos, pathos, ethos), konuşmanın bileşenleri ve farklı türlerdeki konuşmaların özellikleri. Eser, dilin gücü, duyguların etkisi ve karakterin önemi gibi konuları detaylı bir şekilde inceler.
"Retorik", Aristoteles'in mantık, etik ve politika üzerine yaptığı çalışmalarla birlikte düşünüldüğünde, Antik Yunan'da düşünce ve iletişim üzerine yapılan önemli çalışmalar arasında yer alır. Kitap, bugün hala retorik alanında okunup tartışılan bir klasik olarak kabul edilir. Aristoteles'in akıcı ve derinlikli anlatımıyla, "Retorik", iletişim sanatının temellerini anlamak isteyenler için önemli bir kaynaktır.
RetorikAristoteles · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 20191,132 okunma
Not: Bu inceleme, bir incelemeden çok daha fazlasıdır.
Yazım uzun olduğu için ve anlaşılma kolaylığı sağlamak adına sekiz bölüme ayırdım ve böylece daha ilgi çekici olduğunu düşündüğünüz yerlere gidip okuyabilirsiniz:
– Giriş
– Kitapla İlgili Düşüncelerim
– Nietzsche'nin Ailesinin Sağlık Geçmişi
– Nietzsche'nin Sağlık Geçmişi
– Turin
THE RATİONAL MALE
Kadınlar aktarılan bilgiden çok iletişimden keyif alırlar. Çözülmesi gereken bir sorun değil, iletişimdir.
“Açık iletişim kadınları ne kadar sinirlendiriyorsa, gizli iletişim de bizi o kadar sinirlendiriyor. Dilimizin onlar için hiçbir sanatı yok, bu yüzden kadınlara en iyi ihtimalle aptal veya basit görünüyoruz
Ruh eşi bir