İlginç bir metin.
Gerçek şudur ki, bu zevk alma, sosyalleşme sürecinde kesilip atılsa da, bu durum, onun öznellik ve özdeşleşme siyasetini etkilemeyi durdurduğu anlamına gelmez. Aksine; her şeyden önce, siyasal projelerimizin ve sosyal seçimlerimizin birçoğunu destekleyen fantaziyi bize sağlayan, kayıp/imkânsız jouissance'ı tekrar elde etmeye dair verilen imgesel sözdür. Neredeyse bütün politik söylemler bir 'iyi yaşam'ın veya bir 'adil toplum'un sağlanması üzerine odaklanır; bu iki vaat de, zevk almamızı engelleyici şimdilerde var olan kısıtlamaların üstesinde gelindiği geleceğin devletine dair kurgudur (imgeleştirilmelerdir). Benzer şekilde, eğer dikkatimizi milli(ci) özdeşleşme örneğine çevirirsek, Romantik milli (ci) tarihçelerin çoğunlukla kayıp bir altın çağın varsayımına dayandığını gözleyeceğiz. 'Orijinal durum' olarak adlandırabileceğimiz bu hayali dönem boyunca, halk gönençli ve mutludur. Fakat bu ilk masumiyet devleti bir şekilde yıkılır ve milli(ci) hikâyeler, her neslin arzusunun, halka kaybettikleri jouissance'ın tamamını geri vermek için bu (metaforik) kastrasyonu iyileştirmeye çalışmak ve iyileştirmek olduğu varsayımına dayanır.
Sayfa 512 - Öznellik ve Örgütlü Başka: Simgesel Otorite ve Fantazmik Jouissance Arasında, Yannis StavrakakisKitabı okudu
Çocuklarını her an kontrol altında tutan aileler, çocuklarını gözlemleyemedikleri okul zamanlarında daha da kaygılanıyorlar. Bu kaygıdan olsa gerek çocuklarını okul yaşamlarında da yalnız bırakmamak için zamanlarının büyük kısmını okuldaki çocuklarını kontrol etmekle geçiriyorlar. Çocuğunu okula bırakırken, "Biz bu­ gün biraz hastayız Müjdat Bey, öğretmeni sık sık kontrol edip ken­dini iyi hissetmediğini fark ederse bana haber verir misiniz" diyen bir veli olmuştu. "Biz" öznesi zaten bu annenin henüz çocuğun­dan duygusal olarak ayrılamadığını gösteriyordu. Bu çok masum gibi görünen annenin dileğinin altında çocuğunu sıkı sıkı koruyan bir tutum vardı. "Eğer bir çocuk okulda kendini iyi hissetmezse her okulda aileye haber verilir ve ailenin dinlendirmek için çocu­ ğunu alması istenir; bunun için ilkokul üçe giden bir çocuğu sık sık gözlemlemeye de gerek yoktur" diyemedim anneye o an için. İlkokul üçe giden bir öğrenci kendi durumunu kontrol ederek öğ­retmenine bilgi verebilirdi ama "anne henüz buna hazır değildi". Bu isteklerden en ilginci bir e-posta ile okul asistanına gelmişti. Bir anne, teneffüslerin ardından çocuğunun sırtına havlu konulmasını istemiş, terli terli hasta olmasın diye düşünmüştü. Bu ailenin çocu­ğunun beşinci sınıfa gidiyor olması bir şeyi değiştirmiyordu.
Reklam
Kazablanka Filmi - 3
BİRİNCİ DRAMATİK AŞAMA Rick'le tanışırız. Yüksek ideallere sahip olduğundan kuşkulanacağımız bir kişi olmadığı kesindir. İnatçıdır ve bencildir. Bu da onun değişimini incelememizi değerli kılar. Eğer karakteriniz zaten yüksek ideallere sahipse fedakarlık kolaydır. Rick'i ilginç kılansa onun bencil, içine çekilmiş ve sert, ama kolayca
Sayfa 233
Paravan yukanda derken sesim öyle kısıktı ki duyup duymadığından bile emin değildim. Külotunu çıkar. Demek ki duymuş. Ya sana çoktan çıkardığımı söylersem? Ben insanların arasındayım Bayan Fairchild. Bana işkence etme. Asıl sen bana işkence ediyorsun diyerek öfkelendim Tamam. Şimdi külottan tamamen kurtul. Eteğimi kaldınp külotu
Sayfa 34
Yonca İrlanda'nın amblemidir. Pırasa Galler'in amblemidir. Japonya'nın amblemi kasımpatıdır. İskoçya'nın armasına eşekdikeni son derece ilginç bir olaydan sonra konmuştur. Anlatılana göre bir seferinde, Hollandalılar İskoçya ordusuna saldırmaya karar verdiklerinde, bir Hollandalı eşekdikeni üzerine yalın ayak basmış -İskoçya sahillerinde son derece yaygındır eşekdikeni- ve acıdan çığlık atmış. İskoçyalılar çığlığı durmuşlar, uyanmışlar ve Hollandalıları bir daha dönmemek üzere kovmuşlar. O günden beri eşekdikenine çok saygı göstermiş ve onu armalarına koymuşlar.
Eğer bir şeye doğduğunuzdan beri sahipseniz ilginizi çekmez, ancak başkasınınsa ilginç gelir size.
Reklam
1,000 öğeden 81 ile 90 arasındakiler gösteriliyor.