Galton'u bilim dünyasına en kötü katkısını yapmaya yöneltti: İsim babası da olduğu soy ıslahını savunması. Zekanın tamamen genetik olarak miras alındığına ve kişinin başarısının, şans veya koşullardan ziyade, yalnızca kendi iç doğasından geldiğine inanıyordu. Ve böylece, insan ırkını iyileştirmek adına uygun insanlar arasındaki evliliklerin gerekirse parasal ödüllerle teşvik edilmesi gerektiğini düşünüyordu. Aptallar veya fakirlerin üremekten caydırılması gerektiğine inanıyordu.
Ne dersin bu akşam, sen garip kişi, sen biçare,
Ya sen kalbim, sen ki vaktiyle çiğnendin ey kalbim,
Ne dersin, en güzel, en iyi, en sevgili yâre,
İlâhi bakışıyla nasıl şenlendin ey kalbim?
-Feda olsun gururumuz onu övmek yolunda!
Dünyaya değer, emreden sesindeki tatlılık
Meleklerin kokusu var o latif vücudunda;
O gözler bize esvap giydirir sâfi ışık.
İsterse geceleyin ıssızlık içinde olsun,
İsterse sokakta kalabalık içinde olsun,
O hayal havada rakseden bir meşale her dem!
Bazan da konuşur: "Ben güzelim emrediyorum,
Hatırım için yalnız güzel sevmeni istiyorum; Baş koruyan meleğim ben, ilham perisi Meryem!"
Sayfa 267 - Can Yayınları, Çeviri Şiirler, Charles BaudelaireKitabı okudu