"Bir toplumun uygarlık seviyesini anlamak için bakacağın yer, vatandaşın duygu, düşünce ve davranışıdır" cümlesi ile başlayan bir söyleşi kitabı 'Var mısın?'
İnsanın kendisini 'ait' hissetmesi, 'biz' bilincine varılması, çocuklara küçük yaşta 'ekip' bilincinin aşılanması, bebeklik ve ergenlik dönemleri, iş ve eş seçimleri, kadın ve erkekten önce 'insan' olmak, gençlerin hedef belirleme süreçlerine dair tavsiyeler, sosyal medyanın üzerimizdeki etkisi, toplumların yok olma sebepleri... Ve hayatın içinden daha birçok konuya değinilen bir söyleşi gerçekleştirmiş Deniz Bayramoğlu, Doğan Cüceloğlu hocamızla. Kısaca değindiği hayat hikâyesinin zorluklarla dolu olmasına karşın, Doğan Hoca'nın bunlarla başa çıkma azmi ise ilham verici. Eşi Yıldız Hanım ve kuşlar ile ilgili bahsettiği anektod çok etkiledi beni (her durumda 'şimdi hal böyleyken, kim kime fayda sağladı' diye zaman zaman durup düşünmek lazım). Benim kitaptan en büyük çıkarımım ise; kişinin önce kendisine karşı dürüst olması. Kimsenin bilmediğini kişinin kendi bilir. O bildiğine karşı vicdanı rahatsa, kişilerin artık dış denetleyene ihtiyacı kalmayacaktır.
'"Hayatımın en anlamlı ve en üretken zamanlarındayım" dediği dönemde aramızdan ayrılan Doğan Hoca'dan son miras olarak okudum her bir satırı. Bolca altını çizdigim cümleler, not aldığım okuma listeleri, film isimleri, yaptığım şarkı listeleri oldu okuma sürecimde. Kendi sesinden dinler gibi okuduğum kitabı hiç elimden bırakmak istemedim.
Emil Michel Cioran Çürümenin Kitabı da kendisi gibi, özel. Değerlendirmemi okuduğum sırada aldığım notların çıplak haliyle yapacağım, tam bir inceleme metni olur mu bilemiyorum. Okur adayına ilgi çekici ve doğal gelmesi hedefim. Yüzeysel bir incelemenin yazara haksızlık
