Sevdiğini kaybedince, insanın yüreğinde kırk mum yanarmış. Sonra her geçen günde mumlardan biri sönermiş. En sonunda geriye bir mum kalırmış. O tek mum, yaşam boyu sönmezmiş, insan ölünceye dek içinde yanarmış… … İnsan sevdiklerini yitire yitire yaşar; yıllar geçtikçe, yanan ve sönen mumlar birbirine karışır… Öyle ki gönlünde hangi mum kimin için yanıyor bilemezsin; mumun alevinde sevdiğinin kimliğini göremezsin, yalnız belli belirsiz bir acının dumanı titreşir… … Zaman geçtikçe acı uslanır, akıllanır, bilgeleşir; hüzne dönüşür; yara kapanmıştır; ama, inceden inceye sızlar.
Eğer Atatürk olmasaydı, Müslümanlar minare dikmek için Türkiye'de Konya Ovası'ndan başka il bulamayacaklardı.
Reklam
haha:))
Geçenlerde bir haftalık dergide okudum, Türkiye' de 'çamaşır kralı' diye anılan genç bir işadamı, yalnız kadın içgiyimi üretiyor, erkek için bu zahmete girmiyormuş ...Gazeteci soruyor: - Neden? İşadamı diyor ki: "Ben üç gün aynı donu giyen erkeklerin toplumunda bu işe girmem .
Bugünkü istatistik ne acaba?
Bugün Türkiye'de her 800 kişiye bir cami düşüyor; İslamın tapınaklarını bir siyasal partinin şubeleri gibi kullanmaya kalkışanların ağırlığı ülkenin her yanında duyuluyor. Müslümanlık, laikliğin tam karşıtı bir politikanın savaşım aracına dönüştürüldü; "hoparlör" ve "betonarme" bu savaşımın hizmetinde ...
Kendi çiftesine güvenmeyip de geyiğin boynuzuna özenen eşşek, geyik olmaz, olsa olsa boynuzlu merkep olur.
Eşek güzel hayvandır, gözleri sürmelidir, bakışı hüzünlüdür, do­ğası yumuşaktır. Ne yük vursan çeker eşek ...
Reklam
66 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.