"Sevdiğini kaybedince, insanın yüreğinde kırk mum yanarmış. Sonra her geçen günde mumlardan biri sönermiş. En sonunda geriye bir mum kalırmış. O tek mum, yaşam boyu sönmezmiş, insan ölünceye dek içinde yanarmış."
Sevdiğini kaybedince, insanın yüreğinde kırk mum yanarmış. Sonra her geçen günde mumlardan biri sönermiş. En sonunda geriye bir mum kalırmış. O tek mum, yaşam boyu sönmezmiş, insan ölünceye dek içinde yanarmış."
Reklam
Sevdiğini kaybedince, insanın yüreğinde kırk mum yanarmış. Sonra her geçen günde mumlardan biri sönermiş. En sonunda geriye bir mum kalırmış. O tek mum, yaşam boyu sönmezmiş, insan ölünceye dek içinde yanarmış… … İnsan sevdiklerini yitire yitire yaşar; yıllar geçtikçe, yanan ve sönen mumlar birbirine karışır… Öyle ki gönlünde hangi mum kimin için yanıyor bilemezsin; mumun alevinde sevdiğinin kimliğini göremezsin, yalnız belli belirsiz bir acının dumanı titreşir… … Zaman geçtikçe acı uslanır, akıllanır, bilgeleşir; hüzne dönüşür; yara kapanmıştır; ama, inceden inceye sızlar.
Şarlo öyle bir yıldız ki, milyarlarca insanı kişiliğinde tekleştirmiş.
Gözyaşı, insanın yaşamında acıyla sevinci süzen bir mercekten başka nedir ki?..
Değil, silmek unutmak Her 3 Haziran yeniden doğuyor Nazım
Türkiye, koskoca 20'nci yüzyılı Nazım Hikmet'le uğraşarak geçirdi. En büyük Türk şairini, edebiyatımızdan, tarihimizden, belleğimizden, bilincimiz den, estetiğimizden silmek için çabalayıp durduk. Çılgınlık bu...
Reklam
66 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.