Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Ilık bir esinti, manolya kokuları geliyor...
Sevgi gönülleri okşayan bir Çağlayan, sıcak bir kucak, ılık bir esinti... Tipiyi, soğuğu durduran bir sıcaklıktır sevgi.
Reklam
"...İşte, çürümüş bitkilerin yapraklarından yükselen ılık esinti. Şimdi bataklıktayız: Sıtmanın kasıp kavurduğu yabanıl ormanda. İşte bir fil, üzerine üşüşmüş kurtlardan bembeyaz; gözüne saplanan bir okla öldürülmüş. Zıplayan kuşların -kartalların, akrabaların-gözleri pırıl pırıl. Devrilmiş ağaçlar sanıyorlar bizi. Bir kurtçuğu gagalıyorlar -kobra yılanı bu- sonra aslanlar çiğnesin diye bırakıyorlar, irintili, kahverengi bir yarayla. Burası bizim evrenimiz, yarım ayla yıldızlarla aydınlatılmış: Kocaman taç yaprakları eflatun pencereler gibi yarı saydam yığılıyorlar çatlaklara. Her şey yabansı. Ya devlet gibi ya küçücük. Çiçek sapları meşe ağaçları denli kalın. Yapraklar koskoca katedrallerin kubbeleri denli yüksek. Biz deviz, burada uzanan, ormanları titreten.”
Ikinci bölüm
Manolya kokuları geliyor. Ilık bir esinti, güneşli balkonumuzdan süzülerek tül perdeleri usulca dalgalandırıyor. Bahçedeki kestane ağacının koyu yeşilini görür gibiyim. Dedemin köşkü mü burası? Tuhaf, biz orasını çoktan satmamış mıydık? Yakınımda birileri konuşuyor, sesler boğuk boğuk, anlamaya çalışıyorum;manolya kokuları uzaklaşıyor, kestane ağaçlarını yitiriyorum, bir esinti aniden kesiliyor..
Everest kitapKitabı okudu
Söğütler tazecik,pırıl pırıl yeşil yapraklarla örtülmüştü.Armut ağaçlarının olgunlaşmış beyaz çiçekleri rüzgara kapılmışlar uçuşuyorlardı.yer yer taze yeşilliklerin arasından,donanmış nar ağaçlarının ateş gibi kızıllıkları göz alıyordu.Sıcak bir rüzgar,vakit vakit birdenbire esiyor,sonrada hemen yatışıveriyordu..esinti kesildikçe ortalığı kaplayan şu ılık,derin sessizlik içinde,sürülmüş tarlalardan yükselen toprak kokusu mu, yoksa rüzgar çıktıkça insanın nefesine dolan çiçek kokuları mı daha güzeldi, ana kestiremedi.
Yola koyulmak.
Dikkatle toprağı koklayarak, yola koyuldular. Hafif bir esinti, baharatlı kokuları ılık havada titreşen ve hâlâ açık olan mayıs çiçeklerinin büyük mavi şemsiyelerini arada bir okşamak için alçalan gökyüzünün gümüşsü ve oynak karnını dalgalandırıyordu.
Sayfa 44 - İthaki YayınlarıKitabı okudu
Reklam
Bu gece , bir an için, iç huzurumu buldum. Saat on iki olmadan bir türlü doyurulamayan arzulardan bıkkın, yalnız, kendi kendime söverek sokağın karşısındaki evden çıkmıştım. Ve işte, mucizevi bir ağustos gecesi vardı dışarıda. Yağmur yeni dinmişti, ılık nem ve sisten hava ağırdı. Ay, ışığa gebe dolunay halinde küçük ve sık bulutların ardından
Sayfa 19
Geri112
127 öğeden 121 ile 127 arasındakiler gösteriliyor.