Sonbaharı hatırladığınızda anımsadığınız tek şey yaprakların ağır ağır isteksizce dallardan kopması ise biliniz ki anımsadığınız şey eksiktir. Sonbahar sadece yapraklar için değil bir çok şey için vedaya işaret eder;
Sarı başaklar için, kırlangıçlar için, sırtımın sızısına iyi gelen sıcak rüzgarlar için...
(...) boylu boyunca uzanmıştı, uyuklamaya, bir yandan da burnunun ucundan güzel kokular geçirmeye başladı: örneğin, ilkbaharda kırlardan kopup gelmişe benzeyen, ıtırlı bir esinti; yeşeren ilk kayın yaprakları arasından geçen ılık bir mayıs yeli; denizden bir üfürük hava, tuzlu badem gibi buruk.
Ve şimdi bugün, ılık, durgun ateşimin başında durup odun kırarken gördüm: Çok hafif, yumuşak bir esinti çıktı, nefes gibiydi ve onca zaman tutunan o yaprakların yüzlercesi, binlercesi dayanmaktan yorularak, inatlaşmaktan, yiğitlenmekten yorularak sessizce, hafifçe, istekle uçup gitti. Beş altı ay sımsıkı tutunup direnen yapraklar sıradan bir esintiye, hafif bir nefese birkaç dakika içinde yenik düştü, çünkü zamanı gelmişti, çünkü o zorlu direnişe artık gerek kalmamıştı. Uçuşup savrulmuşlardı, gülümseyerek, olgunlukla, savaşmadan.
Gece huzur içindeydik birlikte Soyutlanmıştık herşeyden
Benim kollarımda
Hüznü kalbimi yaralayan bir melek
Kollarımda bir melek vardı.
Saçların yüzümde ılık bir esinti
Kokusu içime işlemiş
Sıcaklığı beni eritiyordu.