Kibir bölümünden alıntılar
Neticeler insanlar için kapalıdır.Aklı başında olan neticeye bakar.Dunyadaki bütün faziletler, akıbet için istenir. Bilmiyorum,belki Allah buna hidayet nasib eder de,benim şimdiki mertebemde olur. Fakat herkese düşen vazife âkıbeti için kendi nefsini ıslah ve kalbini düzeltmekle meşgul olmaktır.Kendisi tehlikede olduğu halde başkasına acımak,
Rub u l Muhlikat
Allah ı bilen,Allah yaklaşan ,Allah için amel eden Allah a doğru say eden ve nihayet Allah katında olanları keşfeden kalbdir. Diğer uzuvlar kalbe tabi ve onun hizmetçileridir. Onlar,kalbin çalıştırdığı alet ve vasıtalardır. Masivalardan temizlendigi zaman, Allah a yaklaşıp saadete eren ve felah bulan bu kalb olduğu gibi,masivayı içine alıp
Reklam
KELİME-İ TEVHİD’İN ŞARTLARI Bu kelimenin şartlarına gelince; bizim Şeyhimiz Abdurrahman b. Hasen onu bize zikretti. Şehadet kelimesi için bu şartlar gereklidir. Allah ona rahmet etsin, o şöyle dedi: La ilahe illallah kelimesi, söyleyen kimseye ancak şu yedi şart bir araya geldiği zaman fayda verir. Birincisi: İlimdir. O, cehaletin zıddıdır. Kim bu
Îlim ve amel şeriatın bedeni gibidir, ihlas ise Ruh'u gibidir. Îlim hocadan veya kitaptan elde edilir. Amel ise öğrendiklerini tatbik edersin, o senin elindedir. İhlas ise kitaptan ve hocadan öğrenilmez. Efendi babam derdi ki: İmamı Birgivi'nin Tarikatı Muhammediye adlı kitabı baştan sona ihlastır. Sen onu yapraklarıyla yesen sana iğne ucu kadar ihlas gelmez. Peki nasıl kazanılacak? Şeriatın ruhu gibi olan ihlası bize tarikat ve hakikat kazandırıyor." -Mahmud Ustaosmanoğlu (k.s) / Efendi Hazretlerimizin Sohbetleri 3
İlim,iman ve ihlas..
Hanımlar hocalık yapmaya meraklılar. "Öğrensek de vaaz etsek "diyorlar, lakin: "Öğrenelim de amel edelim" demiyorlar. Bir insan doktor olsa da hastaları tedavi etmese olur mu? Olmaz. Yani illa ilim, amel ve ihlas. Bu üçü de lazımdır. Millet cehaletten ölüyor.
Sehl b. Abdullah şöyle derdi: “Lâ ilâhe illallah diyen tevhîd ehli çoktur, ama onların muhlis olanları (samîmîler ) azdır.” Sehl yine bir başka sözünde şöyle der: “İlimden nasîbi olan müstesnâ, dünyâ cehâletle doludur. Kendisiyle amel edilen ilim müstesnâ, bütün ilimler sâdece iddiâ ve delîldir. İhlâs ile yapılan amel müstesnâ, bütün ameller boştur. İhlâs ehli olanlar da büyük bir tehlike ile karşı karşıyadır.”
Reklam
Tasavvufun başı ilim, ortası amel, sonu ise ihlastır. İlmin olmadığı yerde "amel" bâtıl, ihlas ise zâyi olur.
Nedir haddini bilmek? Haddi bilmek aslında, iyi kul olmak demektir. İyi kul olmak ise üç şeyden ibarettir; ilim, amel, ihlas. Yani dînimizin emirlerini güzelce öğrenmek, öğrendiğine uygun yaşamak ve bunu yalnızca Allah için yapmak. İlim, amel, ihlas.
Sayfa 100Kitabı okudu
"Şeriat üç esastan oluşur: ilim, amel ve ihlas. Bu üç parça tam olarak yerli yerine oturtulmadıkça şeriatın gereği de layıkıyla yerine getirilmiş olmaz. Şeriatın gereklerinin yerine getirilmesi durumunda da dünyevi ve uhrevi bütün saadetlerin üstünde olan Allah'ın rızası gerçekleşir. 'Allah'ın rızası ise hepsinden büyüktür.' (Tevbe, 72) Bu sebeple şeriat dünyevi ve uhrevi bütün saadetlerin teminatı olmuş ve şeriatın dışında ihtiyaç duyacağımız hiçbir şey kalmamıştır.
Sayfa 43
Önce cehalet, sonra ilim, ardından amel ve ihlas, sonra ikinci bir ilim ve amel, daha sonra sükût, sonra konuşma, ardından kendinden fani olma hali ve en son olarak da Hak Teâlâ'nın marifetiyle bekâ hali gelir.
Reklam
"Bütün rütbelerin en yükseği ilim rütbesidir." İlim, onun yanına ne lazım? Amel ve ihlas. Allah cümlemize nasib etsin. Bir mharebede epey müslümanlar şehit oldu. Efendimiz kabirleri kazdırdı, bir kabre 3-4 kişi üst üste koyuyorlar. Efendimiz soruyor, "Kuranı en iyi bilen hangisi?" Önce kabre en iyi bileni koyuyorlar, sonra daha az bileni daha sonra daba az bileni koyuyorlar. En az bileni en arkaya bırakıyorlar. Bu Kuranı iyi öğrenmeye dikkat edin, bir daha bu hayat ele geçmez. -Mahmud Ustaosmanoğlu (k.s) / Efendi Hazretlerimizin Sohbetleri 2
Deniliyor ki: "İlim tohumdur, amel ziraat. Onun suyu ihlastır."
200 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.