İlim Dağarcığı
Kendi kendime diyorum ki: Şişli, Kadıköy, Moda gibi semtlerde doğup büyüyen, oynayan Türk çocukları milliyetlerinden tam bir derece nasip alabiliyorlar mı? O semtlerde minareler görülmez, ezanlar işitilmez. Ramazan ve kandil günleri hissedilmez. Çocuklar, Müslümanlığın çocukluk rüyasını nasıl görürler? ~~~Yahya Kemal/ Ezansız Semtler~~~
Sayfa 157Kitabı okudu
بِسْمِ اللهِ الرَّحْمٰنِ الرَّحِيمِ اَوَلَا يَعْلَمُونَ اَنَّ اللّٰهَ يَعْلَمُ مَا يُسِرُّونَ وَمَا يُعْلِنُونَ ''Onlar bilmezler ki, gizlediklerini de açığa vurduklarını da Allah bilir.'' Bakara;77 BİLGİ: Allah için gizli yoktur. O'nun görmesinin ve duymasının bir eşiği olmadığı gibi bilgisinin de bir sınırı yoktur. Gaybın anahtarları elinde olan Allah için açık olan da gizli olan da birdir. MESAJ: Allah'ın açık ve gizli her şeyi bilmesi; iyilik yapanlar için müjde, kötülük yapanlar için de bir tehdittir. KELİME DAĞARCIĞI: Sır: Gizlenen, başkalarınca öğrenilmesi istenmeyen bilgi. İlim: Allah'ın sıfatlarından olup O'nun her şeyi bilmesi...
Sayfa 11 - DİB
Reklam
Risale-i Nur Nelerden Bahseder? Risale-i Nur bir ilim deryasıdır; herkes kapasitesi ve istidadı nispetinde, bu deryadan istifade eder. Her insanın ilim kabı ve dağarcığı muhteliftir. Kimisininki bir bardak, kimisininki bir sürahi, kimisininki bir bidon, kimisininki bir tank, kimisininki bir gölet gibidir. Bu yüzden Risale-i Nurlardan istifade
Arapça Olmadan Olur mu?
"Arapça Olmadan Âlim Olunamaz mı? Arapçası olmayan bir ilim talebesi iyi gayretlerle kendisini kültürlü bir insan olarak yetiştirebilir ama âlim olamaz. Arapça bilmek âlim olmak manasına gelmese de Arapça bilmeden de âlim olunamayacağı aprioridir. Arapça bilmeyen bir araştırmacı okumalar yaptığı İslâmî sahayla alakalı olarak sınırlıdır.
1. En başından söyleyeyim, Risale'nin sadeleştirilmesine karşıyım ama bildiğiniz nedenlerle değil. Risale-i Nur'un sadeleştirilmesine karşı çıkmaların hepsini Risale-i Nur fanatikliğine yormak insafsızlıktır, had bilmezliktir. Hiçbir şey göründüğü gibi değildir. Risale de öyle! 2. Hele de "Risale-i Nur vahiy mi ki,
Fatih Sultan Mehmet İstanbul’a ilk Belediye başkanı ve kadı olarak tayin ettiği Hızır Çelebi’ye bölgeyi arpalık olarak vermiş, o günden itibaren buranın adı Kadıköy (doğrusu Kadıköyü’dür) diye anılmaya başlamıştır. Nasrettin Hoca’nın torunu olarak bilinen ve Fatih tarafından çok büyük itibar gören Hızır Çelebi, aynı zamanda büyük bir âlimdir. Devrinin bilginleri kendisine “ilim dağarcığı” unvanını vermişlerdi.
Sayfa 158 - Timaş Yayınları - 6. basım Aralık 2020
Reklam
14 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.