Mobbing Bank Diyor ki;
Atatürk'e Din Şemsiyesi Giydirerek Aldatmak Yolda İlim ve din karıştırılır. İlim, bilim demek değildir. Bilimi dünyada isteyen her insan öğrenebilir. İlim bilim demek değilse nedir? Mustafa Kemal Atatürk; ' hayatta en hakiki mürşit ilimdir diyerek ne demek istemiştir? Atatürk'ün bilim kelimesini bilmediğini kimse iddia edemez.
Mevdudi'nin neredeyse her İslam ülkesinde hala dikkatli okunmasına ve fikirlerini taraftar olmasına karşın, kurduğu teşkilatın kendi ülkesinde (Pakistan'da) dişe dokunur bir "ideoloji" ve iktidar namzeti teşkil edememiş olması, "Bir ilim adamı, siyasi parti kurarsa ne olur? sorusunun da cevabı mahiyetinde düşünülebilir.
Sayfa 51 - Ketebe YayınlarıKitabı okudu
Reklam
İslam'ın din olarak üç temele dayandığını görüyoruz: kitap, terazi, demir. Kitap: Düüşünce, ideoloji, kültür, İlim ve imanın tezahürü ve sembolü. Demir: Gücün-asgari gücün, maddi gücün, iktisadi gücün, teknik gücün,, insanın tabiat karşısındaki gücünün- sembolü. Terazi: Yani eşitlik ve adalet. Bu ekolün üç sembolüdür; bakın düşünün ve hayal edin: zihninizde ideal insan toplumunun bu üç esasından başka bir esasa ihtiyaç duyduğunu tasavvur edebilir misiniz? -Kitap-terazi-demir.
Nefs, Akıl ve İmaN
İlim ve Sanat, IV, 23 (1989) Çağdaş toplumlar, yirminci yüzyılda gerçek bir cahiliyet devri yaşıyor. Bunca bilimsel ve teknolojik ilerlemeye rağmen çağın insanı mutsuz ve muzdarip, savaşlar, sömürüler, yalanlar, çılgınlıklar, zulümler, edepsizlikler, sefaletler, dengesizlikler, cinayetler, intiharlar, hastalıklar... İnsanlık özlediği huzur ve
EMANET VE EHLİYET İLMİHALİNDEN İLİM NEDİR?
👉9 Ehl-i Sünnet ve'l Cemaat'e göre ilim, "Malûm olanın, olduğu hal üzere bilinmesidir."(12) Bu yaratılmışların ilmidir. Allahû Teâla (cc)'nın ilmi ise; bir şeyin (eşyanın) aslının ne olduğunu ve ne olacağını kuşatması ve haberdar olmasıdır. 👉10 Kur'an-ı Kerim'de: "Bilmediğin şeyin ardına düşme. (Peşinden
Osmanlı devletinde ilim medresede öğretilmiş. İrfan eğitimi uzun yüzyıllar boyunca ayrı bir kuruma ihtiyaç duyulmaksızın toplum içinde çözülürken, II. Mahmut döneminde reorganize edilen devlet bürokrasisine usul ve adap bilen adam yetiştirmek amacıyla yeni tip okullar kurulmasına karar verilmiş. 1836’da kurulan Maarif-i Umumiye Nezareti bu yeni okulların üst örgütüne verilen ad. Ma ˁ ārif ( maarif ), marifetin çoğulu. Bakanlığın adı “Kamusal pratik okulları bakanlığı” anlamına geliyor. Genel felsefesi bence bugüne dek değişmedi. Günümüzde de devlet okullarının esas hedefinin kamuya memur yetiştirmek olduğunu, gerek müfredatın, gerek ideoloji ve disiplin anlayışının temelde bu amaca yönelik olduğunu söylemek mümkün. Medreseler kapatıldığından bu yana Türkiye’de ‘ilim’ tahsili veren hiçbir müessese kalmadığını söylersem acaba abartmış olur muyum?
Reklam
Bu ân, bu aziz vatanı CHP’den müdevver sahte muvafakat, sahte muhalefet, sahte matbuat, sahte üniversite, sahte ilim, sahte ideoloji, sahte inkılâp, sahte siyaset, sahte ekonomi, sahte eser, tek kelimeyle sahte hayattan kurtarma hamlesinin vadesidir ve “hemen değilse hiçbir vakit!” denecek kadar büyük bir acele telkin etmektedir. Böyle bir şahlanma ânını nefsindeki ve çilelerindeki kıymetlerle her ân vaad ve ilân eden hiç kimse kalmamış ve umumî iflâs nihayet bugünkü manzaraya kadar varmıştır. Bütün vâdeler dolmuştur. Bu vatanı ya topyekûn kurtarmanın, ya batmaya bırakmanın saati çalmaktadır.
Bir gün sınıfta ayağa kalktı ve Profesöre hitap etti: - Bugünün genç adamına, ruhunu dolduracak hangi ideali tezgahlaştırıyor üniversite? Üniversite bir (ideoloji) ocağı değil, mücerret ilim yatağıdır. - Bir şeye inanmadan kuru ilim sahibi olmanın, yani gideceği istikamet olmadan arabaya malik bulunmanın bir faydası var mıdır? Hangi torbaya dolduracağım bütün bu bilgi eşyasını ve hangi hayat gâyesinin yolunda kullanacağım? Profesör gülümsedi: -Genç adam! Sen gerçekte nadir bir istidat belirtiyorsun! Hürriyet ve demokrasi ideali sana yetmiyor mu? Genç adam acı acı haykırdı: - Hürriyet ve demokrasi! Yâni hakikati tekte bulmanın değil de, sayısızda aramanın ve her defa yanılmanın rejimi... Ben merkep hürriyetiyle hür olmak yerine hakikat esaretiyle bir ideale köle olmayı istiyorum! Bunu bana kim ve ne verebilir? - Ara oğlum, git de sokak sokak ara! Genç üniversiteli, gece kulübü dönüşü sabaha karşı pansiyon yolundan geçerken, ilerdeki camiin minârelerinden bir ses yükseldi: <<- Allah en büyük, Allah en büyük! Şehadet ederim ki Allahtan başka ilah yok! Şehadet ederim ki.....>>> Ürperdi.
Sayfa 215
MODERN İNKARCILIĞIN İÇ YÜZÜ, YADA BİLİM DİNSİZLİĞİN MALI DEĞİLDİR Algı yanılmalarına maruz kalarak ideoloji ve felsefe ile karışık bir şekilde sunulan bilimi kısaca “seküler bilim” olarak tanımlayacağız. Seküler bilim, yaratılışı tabiata ve sebeplere verir. Seküler bilim yaratılışı açıklarken “usturuplu ifadeler” kullanır. Örneğin “Açıkladık,
Dini hayattan ayırma akidesi kendisiyle çelişir. Çünkü hem dini ispat hem de inkâr ediyor. Dini ispat etmesine gelince, dinin hayattan ayrıldığını söylemesi, dini ispattır. Çünkü iki şeyin arasını ayırmak, onları tanımak ve ispat etmek anlamına gelir. Zira ayırmak, var olmayan ya da var olan ile olmayan arasında değil var olan iki şey arasında olur. Dini ispat ettiği bir zamanda inkar etmesine gelince, dinin kendi gerçekliğinden anlaşılır. Zira din, bir yaratıcıya, diriliş ve hesap gününe inanmaktır. Yaratana iman, kudret, tedbir ve her şeyi kuşatan ilim gibi kemal sıfatlarını ispat etmeyi gerektirir. Dini hayattan ayır mak ise bu imanı inkâr eder, çünkü yaratanı niteliklerinden soyutlar, kudret ve tedbir sıfatını yok sayar. Eğer din, bir hesap gününe imanı gerektiriyorsa ayırmak dini yok saymaktır. çünkü hesap gününün amellerini inkâr eder. Yaratıcı, emrettiği ve yasakladığı şeylerden mi yoksa Batı insanı aklının emrettiği ve yasakladığı şeylerden mi hesaba çekecek?
Sayfa 57 - Köklü değişim yayıncılıkKitabı okudu
Reklam
"Ne" ne ile savaşıyor? İlim, düşünce ile savaşıyor. Bu yalın ayak, aç, yoksul, bu fakirlik. açlık hastalık ve çıplaklık mahkûmu sadece bir şeyle silahlanmıştır: Düşünce, iman, ideoloji, hedef, aydın görüşlü bir bilinç. (Üstelik eğitimi de olmamasına rağmen.)
➤Unutma! Çok güzel savunsan da yaşamadığın değerlerin bu dünyada da ahirette de sana hiçbir faydası yoktur. İslam'ı başkasına anlatırken kendin yaşamayı ihmal etme. Dünya ve ahiret saadetini istiyorsan önce dilini koru. ➤Hiç aklınızdan çıkarmayın. Sakın aklınızdan çıkarmayın. İslam savunulan bir ideoloji değil yaşanılan bir dindir. Ve bilin ki ancak yaşadığımız ölçüde dava adamı oluruz. Hesap başkalarının ne yaptığı üzerinden değil senin ne yaptığın ile ilgili olacaktır. ➤Ve ölüm seni hiç ummadığın bir yerde ve hiç ummadığınız bir zamanda yakalayacaktır. Lüks, konfor ve rahat peşinde değil, inancın ve ideallerin neyi gerektiriyorsa onun peşinde ol. ➤Ne yaparsan yap kimseyi razı edemezsin muhakkak bir eksiğin bulunur. Sen Allah'ı razı etmeye bak. Gerisi boş, gerisi gelir geçer. Sosyal medya paylaşımlarınız da dahil her şeyiniz Müslüman bir şahsiyete yakışır şekilde olsun. ➤Genç kardeşim! İlim sahibi ol ama unutma! Şahsiyet yoksa ilim fayda etmez. Pısırık, mıymıntı, sürekli sızlanan, mazeret üreten beceriksiz, inisiyatif almayan, menfaatçi, silik Müslüman olmayın.
MGV YAYINLARI
Genel Kültür, İdealizm, Materyalizm…
_Evrimsel Psikoloji_ _Beynimiz evrimleşiyor. Artık, mağara adamları gibi kadınların başına vurup saçlarından sürüklemek yerine kulaklarına güzel saçmalıklar, boş şeyler fısıldıyoruz. Çağ’a uyum sağlayamayan medeniyetsizler ise doğal seçilimle elenmeye başlıyor. _Evrimsel psikoloji, insanın sinir sisteminin doğurduğu davranışların evrimsel
Resim