İnsan yalnız olunca neler neler düşünür..
Gerçekleşmemiş hayallerini, uçup giden yıllarını, ilk aşk maceralarını... O pek geride kalan yılları, erişilemeyen ve erişilemeyecek olan bir isteği hatırlamak, düşünmek de hoş bir şeydi..
Her şey yapılabilir bir beyaz kağıtla
Uçak örneğin uçurtma mesela
Altınakonabilir bir ayağı ötekilerden kısa olduğu için
Sallanan bir masa
Veya şiir yazılabilir süresi ötekilerden kısa
Bir ömür üzerine
Bir beyaz kağıda herşey yazılabilir
Senin dışında
Güzelliğine benzetme bulmak zor
Sen iyisi mi sana benzemeye çalışan herşeyden
Bir gülden, bir ilk
7.12.24
hayatta gerçek olarak nitelendirebileceğimiz tek şey hayatın kendisi olabilir mi? bazen kitaplarda (bazı kitaplarda), bazen dizi veya filmlerde gerçek olmayan pek çok hikaye ve hayat anlatılıyor. bazı diziler de var ki fazla gerçek. öyle ki o gerçeklik insanın canını sıkıyor. ama tabi büyülenmemek elde değil nasıl bir sanat ama...
mesela ne demek sevgi, aşk, çekim, mutluluk.. (?) 26 yaşında bildiğim şeylerin aslında bilmediğim şeyler olduğunu öğrenmek biraz şey... olsun ama daha öğrendiğimiz başka onlarca kelime için anlamsızlaşma yaşayabiliriz. sonuçta biz değil miyiz gündeliğin beceriksizi. bu da tescilimiz olsun. tabii bu doğru bildiklerimin aslında doğru bilmediklerim olduğunu ilk öğrenişim değil. bunların yanında daha büyük doğrularımın yanlış olduğunu öğrendim yakın zamanda. evet o öğrendiğim şeyler öyle alelade kavramlar ya da olgular değildi basbayağı benim doğrularımdı. O yüzden bunlar ne ki. hem belli mi olur belki gündüz gece olmaz hep gündüz kalır ya da o gece sabaha hiç kavuşmaz. sadece hayal etmeyi bırakmamak lazım. bırakırsak hele vay halimize..
Herkes ilk sayfasını okuyup bırakmış herhalde çünkü alıntılarda hep aynı şey var. Neyse ben bahsedeyim biraz. Toplumsal değerler, aşk, sadakat gibi temaları derinlemesine işleyen bir roman. Kitap, bir yanda Karenina'nın dramatik hikayesini, diğer yanda ise Levine’in kişisel yolculuğunu anlatıyor.
Anna, evli bir kadın olarak, bir tren istasyonunda tanıştığı Kont Vronski ile tutkulu bir aşka düşüyor. Bu aşk, Anna’nın evliliğini yıkar, toplum tarafından dışlanmasına ve sonunda da trajik bir sona sürüklenmesine neden olur. Anna, sürekli bir çıkmazda, yalnızlık ve suçluluk içinde kıvranırken, hayatı tamamen değişiyor..
Romanın diğer önemli karakteri olan Konstantin Levin ise köy yaşamını modern yapmaya çalışan, düşünceli ve içsel bir çatışma yaşayan bir adam. Levin’in hikayesi kişisel gelişimi ve toprağa duyduğu aşk üzerinden, Tolstoy’un insanın anlam arayışı ve ruhsal huzura acziyle ilgili düşüncelerini anlatıyor.
Kitap, aslında toplumun ve bireyin değerler sistemini sorgulayan, derin felsefi tartışmalarla dolu.. Anna’nın trajedisi, kişisel tutkularla toplumsal normlar arasındaki çatışmanın ne kadar yıkıcı olabileceğini gösterirken, Levin’in hikayesi de insanın anlam arayışındaki sürekli çabayı simgeliyor.
Anna'nın öyküsü mutsuz sonla biterken, Levin’in yolculuğu daha umutlu bir şekilde sona erer. Kitap, bireyin içsel mücadelesi ve toplumla ilişkisi hakkında büyük dersler içeriyor.
~Ha okumaya üşendim derseniz aşk-ı memnu izleyin, biri bihter biri adnan biri behlül biri de beşir arkadaşlar.
Ayrıca rus edebiyatındaki şu isim kısaltmaları da canımı çok sıktı. Neyse görüşürüz..
Anna KareninaLev Tolstoy · Türkiye İş Bankası Yayınları · 202343,6bin okunma