karısını dinlemeyen koca yok mu??
Resulullah(Sallallahü Aleyhi ve Sellem) buyurdu ki:"Receb'in ilk Cuma gecesini ihya edene(saygı gösterene), Allahü Teala kabir azabı yapmaz. Dualarını kabul eder. Yalnız, yedi kimseyi affetmez ve dualarını kabul etmez: a. Faiz alan veya veren, b. Müslümanları aşağı gören, c. Anasına-babasına eziyet edip karşı gelen çocuk; d. Müslüman olan ve şeriate dine uyan kocasını dinlemeyen kadın, e. Şarkı ve çalgıcılığı san'at edinenler, f. Livata ve zina edenler, g. Beş vakit namazı kılmayanlar."
Hak din İslâm; namaz, oruç, zekât, hac gibi ibadet hayatımızdaki birçok vecibeyi vakit kavramıyla ilişkilendirmiş. Bayram namazları, sabah, öğle, ikindi, akşam, yatsı ve cuma namazı; imsak ve iftar; Ramazan ayının tespiti, zekâtın yılda bir verilmesi, hac aylarının Şevval ve Zilkade ayları ile Zilhiccenin ilk on günü olması, hac vaktinin Arefe ve kurban bayramı günleri olması ve bunun gibi…
Reklam
Aşık Paşazade der ki:
"Bu Âl-i Osman bir sâdık soydur. Onlardan meşrû olmayan bir hareket sâdır olmamıştır. Onlar, ulemanın günah dediği hareket ve amellerden son derece kaçınmışlardır." Nitekim onların bu sûrette davranışları sebebiyledir ki, Molla Fenârî, cemâate devam etmemesi sebebiyle Yıldırım Bâyezîd'in şahitliğini kabûl etmeme cesaretini
Sayfa 64 - Erkan yayınlarıKitabı okuyor
16. YÜZYILIN SONLARINDA OSMANLI İMPARATORLUGU
KANUNİ döneminden sonra imparatorluk eski gücünü kay­betmiş gibi düşünülür. Ancak gerek İkinci Selim gerekse Üçüncü Murad dönemlerinde devlet askeri açıdan başarıdan başarıya koşmuştur. İki padişahın sefere çıkmaması bir eksik­lik gibi görülür. Fakat bu dönemde Lala Mustafa Paşa, Koca Sinan Paşa, Ferhad Paşa ve Özdemiroğlu Osman Paşa gibi
Sayfa 128Kitabı okudu
Cuma gününde veya gecesinde dört rekât namazı dört sure ile okumak müstehaptır. Bu dört sure; En'am, Kehf, Taha ve Yasin sureleridir. Eğer bunları okumaya gücün yetmezse Yasin, Duhan, Secde ve Mülk surelerini oku! Cuma gecesi bu sureleri okumayı bırakma! Zira bu sureleri okumada büyük faziletleri vardır. Kim bunu güzelce yapamazsa o zaman ihlas suresini çok okusun. Özellikle bu Cuma gününde Allah Resulüne (sallallâhu 'aleyhi ve sellem) salavat getirmeyi çoğalt!
Sayfa 92 - Çelik Yayınevi
Reklam
Ayasofya!
Ayasofya, her zaman şeriatçıların bir bahanesi ve kavga nedeni oldu. Neydi Ayasofya'nın önemi? Bu kavga daha ne kadar sürecekti? Bu soruların yanıtını biraz daha net alabilmek için tarihe bakmak gerekiyor. Ayasofya, 24 Ekim 1934'te, Atatürk'ün emri ve Bakanlar Kurulu Kararıyla müzeye çevrildi. Aradan geçen 60 yıl boyunca,
Sayfa 94 - Toplumsal Dönüşüm Yayınları /3.Baskı 2010Kitabı okudu
Beyhûde Din Tartışmaları
Bugün istisnasız tüm İslam dünyasında bitmek tükenmek bilmeyen din tartışmaları yaşanıyor. Bizi daha iyiye götüren, kaybettiğimiz hikmeti bulduran, hakikate ulaştıran tartışmalardan söz etmiyorum. Pek çok açıdan anlamsız, faydasız, gayesiz, beyhude tartışmalardan söz ediyorum. Bilhassa ilim ve davet insanlarının Müslümanlara bir arpa boyu yol
". Yüzyıllardır Müslüman Türklerde bir memleket ya da kale alındığında önce burçlara bir bayrak dikilir ve hemen ezan sesi yükselirdi. Kentin en büyük kilisesi ya da mabedi camiye çevrilir, ilk cuma namazı orada kılınırdı. İslam fıkhında da var olan kiliseyi camiye çevirme, İslam tarihinin birçok döneminde görülmüştür. Fatih hem bu uygulamalara, hem de "kılıç hakkı"na dayanarak Ayasofya'yı cami yapmıştır.."
Es’ad b. Zürâre’nin Yesrib’de başlattığı çok önemli bir iş vardı. Bu iş o kadar önemliydi ki daha sonra tüm Müslümanlara bu iş farz oldu. … Bu iş neydi, biliyor musunuz? Cuma namazı idi. Es’ad b. Zürâre, Yesrib’de ilk cuma namazını kılan ve kıldıran şahıs oldu.
Sayfa 124 - Siyer YayınlarıKitabı okuyor
Reklam
Salih Bozok anlatıyor: "Bir gün, Çankaya civarında bir köylü evine gitmiştik. Girdiğimiz kulübede, ihtiyar bir köylü ile karısı oturuyordu. Bize ikram ettikleri kahveleri içerken Atatürk, köylü ile konuşmamı söyledi. Ben bu emre itaat için ak sakallı köylüye ilk aklıma gelen suali sordum: - Sen Gazi'yi tanır mısın baba? İhtiyar beni, saçma bir sual sormuşum gibi alaycı bir şekilde süzdü: - Gazi'yi tanımayan var mı ki? dedi ve ilave etti: - Ben görmedim ama, her hafta Hacı Bayram Veli Camii'nde cuma namazı kılarmış. Ta göbeğine kadar sakalları varmış. Melek gibi nur yüzlü, peygamber gibi mübarek bir ihtiyarmış!. .. Gülmemi güç tutarak, Atatürk'ün sakalsız ve genç yüzü­ne baktım. O, kaşlarını kaldırarak kendini tanıtmamamı emretti. Dışarı çıktığımız zaman da güldü ve: - Varsın, dedi, o da öyle bilsin. Hakikati öğrenmek belki biçarenin hayalini yıkar, onun hayalindeki şirin sakallıyı öldürtüp de sevgisini kaybetmekte ne mana var? ... "
"Nükte ve Fıkralarla Atatürk", Niyazi Ahmet Banoğlu, sayfa 229Kitabı okudu
Medine'ye İntikal Ve Cuma Namazı
Yesrib, Kuba'ya çok yakındı. Bir saate varmaz şehre varılırdı. Ancak Rasûlullah şehre girip namaz telaşı yaşanması yerine burada namaz kılmayı tercih etti. Hikmet dolu bir karardı. Ranuna Vadisi'nde konakladılar. Cuma namazını orada kıldılar. Böylece Rasûlullah Medine'de ilk cuma namazını bu vadide kılmış oldu.
Sayfa 139Kitabı okudu
Malazgirt Savaşı öncesi
İki ordu arasındaki büyük sayı farkına rağmen, Bizanslıların çok değişik milletlerden oluşmuş kozmopolit, hantal silahlı gücünün verdiği dezavantaja karşılık, Alp Arslan'ın Türk savaşçılığı ve İslâm'ın cihad ülküsüne bütünüyle bağlı, çok hareketli bir savaş gücü vardı. Alp Arslan, İmparator'a son bir defa hem kendisini ve hem de Halife'yi temsil eden elçiler gönderdi ise de, bu davranışı bir zaaf alameti olarak değerlendirildiğinden sonuç alınamadı. Sultan Alp Arslan'ın maddi güç yanında, ordusunun manevi yönünü de ihmal etmediğini vurgulamak gerekir. Nitekim savaş biraz da bu nedenle, Alp Arslan'ın imam ve fakihi Buharalı Ebü Nasr Muhammed'in tavsiyesi üzerine, bütün Müslümanların başarıları için dua edeceği mübarek Cuma gününe ve Cuma namazı sonrasına denk getirilmiştir. Bir İslâm kumandanı olarak son barış teklifi de bir zayıflık ve savaştan çekinme şeklinde değerlendirilerek reddedilen Alp Arslan, birlikte kılınan Cuma namazından sonra beyazlar giyinmiş, kokular sürünmüş olarak askerlerinin başındadır. Onlara yaptığı kısa hitabede; Şehit düşerse vurulduğu yere gömülmesini, kendisinden sonra oğlu Melikşah'a itaat edilmesini bildirir. Bir hükümdar değil, Allah yolunda din ve devlet için bir er gibi savaşacağını belirtir. Savaşmak istemeyen çekip gidebilecektir. Atının kuyruğunu bizzat bağlar, ok ve yay gibi uzaktan savaşma aletlerini bırakır, en ön safta olacağını göstermek için kılıç ve topuzunu alır.
Salimoğuları yurdunda ilk Cuma namazı Hz Muhammed eşliğinde kılındı
İstanbul "İslâmbol" oldu,
İstanbul'un "İslâmbol"şehrine dönüştüğünden en büyük alemeti de işte [ilk cuma namazı Fatih Sultan Mehmed Han ve Hocası Akşemseddin hazretleri Ayasofya'da] bu namazın kılındığı AYASOFYA'NIN CÂMİYE ÇEVRİLMESİ olmuştur.
Sayfa 576 - -Birinci cildin sonu -
Resim