KARI-KOCA, METRES, SEVGİLİ VE YOSMA
Baştan sona, her bir kelimesinde, kitaba dair her bilginin, her sonucun, her nedenin olduğu bir inceleme yazısıdır. Kitabı okumayanlar, eğer olayların sonucu ne merakıyla okuyacaklarsa, bu incelemeyi okumamaları daha iyi olur. Benim gibi her şeyi bilmesine rağmen, nedenlerini ve işlenişini merak ederek okuyacaklarsa buyursunlar.
BÖLÜM 1
1900'lü
915.jpg){kind=small}
Beklentimin cok yüksek oldugu bir kitapti baslarken. Belki de benim icin bu nedenle 10 puanlik bir kitap olmadi.
Kitap yazarin tek kitabi olma özelligine sahip ancak insan hatirlanmayacak 10 kitap yazacagina bu kalitede tek kitap yazsin daha iyi bence.
Kitap ilk yayinlandigi dönemde yazar ahlaksizlikla suclaniyor ve kitabin büyük bir bölümü sansürlenerek basiliyor. Cünkü escinsellik barindiriyor kitap. Dönemin insanlarina göre bu büyük bir ahlaksizlik.
Kitabin konusuna gelecek olursak Dorian Gray dostu Basil'in yaptigi portresi ile güzelliginin farkina varir ve artik onun icin hayattaki en önemli seyin genclik ve güzellik oldugunu anlar. Ve bir dilek diler. Cirkinlesen yaslanan bundan sonra o degil de portresi olmaldir.
Dis görünüsün ne kadar önemli oldugunu okuyoruz bir yandan bu kitapta. Hic birimiz iyi giyimli temiz olan birinin hirsizlik yapabilecegine inanmayiz cünkü. Tam aksi bir görüntü ise bize o kisinin hirsiz evsiz bagimli olabilecegini düsündürür. Peki gercekten öyle midir? Iyi görüntülü kimseler aslinda kötü insanlar olamazlar mi?
Kitap bize bu ve bunun gibi pekcok soru sorduruyor. Kesinlikle okumlisiniz derim.
Keyifli okumalar diler.
Bir Küçük Yerli Edebiyat Magazini
Sevgili Erdal;
Bu zor geçen son günlerimde bana o kadar derman oldun ki, seni, yaptıklarını, Türk edebiyatına katkılarını hayatım boyunca minnetle anacağım.
Erdal Öz 1935 doğumlu, yani bu dergicilik, edebiyat sohbetleri mektuplar konuşulduğunda en erken mektup tarihi 1956 olduğuna göre Erdalcım henüz 21 yaşında, gerçi 17 yaşında yayınlanan
"Pardon bi bakar mısınız?" diyor yazar ne kadar nahif bir sesleniş değil mi? Öyle güzel seslenilir de hiç bakılmaz mı işte ben de bakmadan edemedim ve iyi ki bakmışım dediğim yerdeyim. Yazar diyor ki: Sizinle paylaşmak istediğimiz, sırtımıza yükledikçe hafifleyen bir derdimiz var. O derdimizin adı 'İslam'dır. Gençlik, sekülerizm ve İslam konularını ele aldığımız kitabımızı okumaya davetlisiniz. Böyle güzel bir davete icabet etmemek olmaz değil mi? Hiç tereddütsüz aldığım ilk kitaptır kendisi. Ve sayfalar kalemin kalitesini yansıtır nitelikte. Çok severek okudum ve ne yazık ki bitti. Sizlere de okumanızı tavsiye ediyorum.
Merhaba
Orhan Pamuk; ülkemizde Nobel ödülüne layık görülen insan olması sebebiyle herkesin kin güttüğü, düşmanca baktığı; okumadan yargıladığı yazar olarak bilinir, tanınır. Tahsin Yücel'den İlber Ortay'a kadar yerden yere vurulur. Dil bilgisi eleştirilir, kültürüne uzak olduğu söylenir.
Orhan Pamuk; bir İstanbullu olarak kendi kültürüne
Varolusculuk gibi edebiyatta cogunlukla agir islenmis bir konuyu adeta kahramaninin senaryosunu yazdigi bir sitcom komedisi tadinda islemesi ilk etapta kulakta kotu yankilaniyor olabilir. Ancak bana sorarsaniz bu ironik yapi, yazarin adeta cok sevdiginiz bir dostunuzla sohbet edermiscesine kendisini dinlettiren samimi anlatisiyla birlesince bu
