Sende gitme
hayal kurmaya doyamadığım gecelerimden
Konuşalım hep böyle...
Sende gitme daha hiçbirşeye başlamadan,
Aşkı yaşamadan...
Sende gitme daha sana dokunmadan
Gözlerine bakmadan,
Gitme işte,
Bir Sesin Nesi Var, İki Sesin...
Bir elin sessizliği İki elin sessizliğinden iyidir. Hatta an gelir iki elin sesliliğinden bile iyi olabilir.
Burada mesele sesin hangi sözlere hayat vereceğidir. Kin ve nefret söylemlerine mi yoksa aşk ve sevgi söylemlerine mi .O yüzden sesleri çoğaltmamızın pek te bir anlamı yok.
Biri çıkar gelir senin aylarca, yıllarca anlatamadığını bir
Aşkında tatili olur kimi uzun kimi kısa
İlk görüşte aşıklar kısa tutar tatili
Uzun soluklu delicesi olanlar uzun
kim ne kadar çalışıyorsa
O kadar dinlenme hakkı olmalı
Mesaiye de kalp çarpıntısı yazılabilir
Ödemeler her dakikada yapılır her anda
Nakit yoksa aşktan çekilir.
He veresiye defteri de var tabi
Bu devirde veresiye aşk mı kaldı
yazıyorsun dolu dolu yaşanacak diye
Ödeme günü kimseler yok meydanda
bana kalırsa aşka dair olanlar
Aşka dahil olanlarla birleşip
Kendi işletmelerini açsınlar
Tabelaya da aşk imalathanesi yazsınlar
Hammadde çok
Zor olan ucuz iş gücü bulabilmekte...
İlk görüşte aşk var mı? Yoksa böyle bir duygu sadece bir hayal ürünü mü? Yazarların veya yönetmenlerin bilinç altlarından çıkan bir istek mı sadece..
Beynim, küçük dünyamın büyük sorunları ile o kadar sarılmış ki, sadece bakıyorum görmüyorum çevremde ki insanları.
Kaçırıyor muyum acaba seni?
Kaçırıyor muyum acaba aşkı?
Kaçırıyor muyum acaba yaşımı?
Kaçırıyor muyum acaba güzel olabilecek olan anılarımı?..
BU KADINLARIN ÇIĞLIKLARINI DUYUN! (Sema Maraşlı)
On sekiz yaş altında evlenmenin cezasını çeken genç kadınlar onlar. Severek isteyerek düğünle dernekle evlendikleri kocaları hapiste, gerçek tecavüzcülerle aynı koğuştu yatıyor. Onlar da dışarıda babasız büyütmek zorunda kaldıkları çocukları ile hayat mücadelesi veriyorlar. Kocaları hapiste
Yağmur
Özcan KIYICI
İlk görüşte aşktı, benim yaşadığım... O kadar harika bir insandı ki... Daha ilk buluşmamızda tamam demiştim; benim evleneceğim erkek bu…
Onu tanımadan geçen yıllarıma bakıyorum da meğer ne kadar da yaşanmamışlıklar vardı, ne kadar boşmuş her şey... Nefes alıp vermeyi yaşamak sanıyor, kendimi aldatıyormuşum meğer…
O da beni sevdi. Hem de çok...