Önyargılarımızı kazanmak için farkında olmaksızın uzun zaman çalışırız ama hayatta bazı şeylere de önyargılarımız yüzünden geç kalırız. Murathan Mungan benim önyargılarım sebebiyle geç kaldığım bir yazar. Mungan kafamda nedense aşk şiirleri yazan, nazik, çıtkırıldım bir Bey profili çiziyordu ta ki bu romanını okuyana dek. Kafamdaki putları tek tek
Tersten bir inceleme olacak bu çünkü en çok kitabın sonunu,son resmi sevdim ..
#Ciddi SPOİLER içerir kardeş sonra demedin deme ! :)
"DÜŞERKEN" ilk Tarık Tufan deneyimim oldu tabiiki Auschwitz toplama kampında kaybedip yıllar sonra bulduğum kardeşim
Osman Y. sayesinde kitap elime geçti :) okuyacağıma çok da emin
Geçmişimizi değiştirmek elimizde değildir ama geleceğimizi de etkileyen, yön veren bugünümüzü değiştirmek bizim elimizdedir, yeter ki buna inanın...
Kitabı elimden bıraktım ve şöyle bir geriye baktım. Bütün bu yaşadıklarım ne içindi? Doğduğum günden beri akan gözyaşları, sevinçten ayaklarımın kesildiği o zaman dilimi ya da ne bileyim canımı yakan
Akılsız Sokrates'i okumaya başladığım ilk andan itibaren ben neden bu zamana kadar Mehmet Fırat Pürselim okumadım diye kendime çok kızdım. Neyse ki daha da geç olmadan bu güzel kalemle harika bir öykü kitabıyla tanışmış oldum.
Akılsız Sokrates, 2017 Türkan Saylan Sanat Ödülü ve 2017 Orhan Kemal Öykü Ödülü’nü almış ödüllü bir kitap.
YouTube kitap kanalımda Son Ada kitabını okumadan ölebilirsiniz dedim:
ytbe.one/dR12B0gIkhg
Livaneli'ye hak ettiği değerden fazla değer verip onu putlaştırıyor musunuz?
Livaneli'nin kitaplarından bazılarını hiç sevmemenize rağmen sırf başka okurlardan tepki almamak için diyeceklerinizi içinize mi atıyorsunuz?
O zaman gel
"Ben sadece fazlasıyla ciddiye almıştım, küçükken babamın bana birini üzdüğümde söylediği o sözü. “Kendini karşındakinin yerine koy” ve ilk başlarda bunu o kadar çok yapmıştım ki, bir gün dönüş yolunu yani kendimi bulamadım.
Leylim Leylim yorumunu okuyunca aklıma Ahmed Arif’le ilgili güzel bir anım geldi. Sonra da uzun uzun düşündürdü.
90’lı yılların başında lise 2. Sınıftayken okulumuza bir edebiyat öğretmeni geldi. Hemen hemen yeni mezun sayılacak kadar genç ve
“Enine boyuna yapısıyla herkesin önderiydi,
ama tatlı dilli bir konuşmacıydı: Hekademos’un
ağacına tünemiş, tatlı ezgiler yayan
ağustosböcekleri gibiydi tastamam.”
-Phliuslu Timon’ın, Platon hakkındaki cümleleri.
1. Platon Kimdir?
“…derler ki adalet kurdun hakkını da savunmayı gerektirir.” (sayfa 62)
M.Ö. 428 ya da 429’da doğduğu düşünülen
Rastgele bir numara çevirdim, genç bir kız açtı.
“Pardon devlet memuru musunuz?”
“Sapık mısın?”
“Hayır. Memur musunuz?”
“Değilim.”
“Güzel. Ben sapık değilim siz de memur değilsiniz. Peki o zaman bu şehrin en işlek caddesi neresi acaba? Herkesin bir gün mutlaka geçeceği cadde.”
“Ne bileyim, İstiklal Caddesi herhalde. Sen kimsin?”
“Bu hayatta rastgele çevirdiği telefon numaralarında karşısına çıkan seslerden başka kimsesi kalmamış biriyim. Belki de ben senin şuuraltınım.”
“Kaç yaşındasın sen?”
“Beni boş ver. Konu ben değilim ki. Hiçbir zaman da olmadım. Asıl sen kimsin? Senin heyecanların neler, tutkuların neler, hayal kırıklıkların neler? Şu hayatta başın sıkıştığında ilk kimi ararsın? Seni karşılıksız seven insan kimdir, ne bok yersen ye seni bağrına basacak insan kimdir? Eğer böyle biri varsa bu akşam onu ara, halini hatrını sor bu vesileyle. Yoksa sen de bir gün benim gibi yapayalnız kaldığında, ufacık bir şeyi danışmak için bile arayacak kimseyi bulamazsın. Bu sözlerimi harcanmış yıllarımın manifestosu olarak kabul edebilirsin. Çünkü büyük bir tecrübeyle konuşuyorum, tecrübe ıstıraptır güzelim ve zannettiğinden çok daha fazla ıstırap çektim. İstersen sonra yine araşalım, daha 64 dakika bedava konuşma hakkım var çünkü.”
Emrah Serbes
Son zamanlarda okuduğum kitapların arasından konu bakımı,karakter tasviri ve olay akışının heyecanı bakımından okuduğum en etkileyici kitap bu dersem herhalde abartmış olmam...Kitabı yaklaşık 1 yıl önce almıştım adını çok duyduğum için..Ama bir türlü başlama gibi bir cesaretim olmamıştı veya kırmızıdan nefret ettiğim için de başlamamış