Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
EDEBİYAT ÖĞRETMENLERİ VE BİLİMCİLERİNE.
TÜRK EDEBİYATINDA DİL VE MİLLİ EDEBİYATIN SEYRİ Geçmişten günümüze edebiyatımızın seyrine kısaca göz atalım. 1299’da Osmanlı’nın kurulmasından bir süre sonra Divan edebiyatı başlamıştır. Bu edebiyatın zemini Arap, Fars ve Acem dilleri ve edebiyatları üzerine teşekkül ettirilmiştir. Edebiyat sahası, ecnebi ülkelerin milli değerlerini kullanarak
Aşk Üç harfli birkaç kelimeden biri Zamanın algılaması aşk Üç harf, tek hece, gün gibi dün gibi Aşk Üç harfli birkaç kelimeden biri Yaşamın yansıması aşk
Reklam
Bugünü Yaşama Arzusu
#Schopenhauer *Yazar #Aldığımız her nefes bizi sürekli etkisi altında olduğumuz ölüme doğru çeker... Nihal olarak zafer ölümün olacaktır, çünkü doğumla birlikte ölüm zaten bizim kaderimiz olmuştur ve avını yutmadan önce onunla yalnızca kısa bir süre için oynar. Bununla birlikte, hayatımıza olabildiğince uzun bir süre için büyük bir ilgi ve
Konuşmadığım her anın bakışması var zihnimde. Her bakışında yerle bir olduğum da seninle olamadığım anlar. Anlar belki yaşayanlar. Koyamadım adını bir süre sevgilim diyemem sana benim olmayan sevgilerine benim diyemem hiç. Gönülçelen derdim belki Ya da kalp kıran. Sonra buldum kalpdelen olduğunu. Mavi gözler denizi hatırlatırdı, yeşil gözler ormanı ben ilk defa kahverengi harelerinde evimi hatırladım. Ah sevgili, yine aynı yerde yazıyorum bu satırları satır satır hece hece seviyorum yine de İçimdeki umutlar bir bir ölürken başlıyorum tekrar yaşamaya İnsan ölürken de yaşarmış aslında. Giderken de severmiş.
7'li hece ölçüsüyle yazılmış olan manimizin ilk iki dizesi doldurma beyit. Son iki dizesinde ise asıl konuya değinilmiş. Uyak şeması aaxa şeklinde. Valla harika bir mani olmuş. Kim yazdıysa ellerine sağlık. 👏😉
Justitia

Justitia

@dThemis
·
04 Nisan 23:10
Mani sevdiğim doğrudur!
Altın tasta üzüm var Benim sende gözüm var Seni severim ama Eko başkana sözüm var.
Sabahattin Ali 2 Nisan 1948
anadolu'yu gerçekçi bir bakış açısıyla işleyen ve pek çok alanda eser veren türk edebiyatının en değerli isimlerindendir. sabahattin ali ilk öyküsünden son şiirine kadar sevgiyi, insanca bir yaşamı, sosyal sorunları, iletişimsizliği ve yalnızlığı ele alarak neredeyse yeryüzünün tüm duygularına ses olmuştur. yazılarında sade ve yalın bir
Reklam
“Haiku”yu bilir misiniz?"
Haiku, Japon edebiyatı kökenli, birçok farklı kültürden şairi etkilemiş, kısacık bir şiir türü. Toplam 17 hece ve 3 dizeden meydana geliyor. İlk ve son dize 5 heceden, ortadaki dize ise 7 heceden oluşacak biçimde yazılıyor. *Dilimizin hece yapısı Japonca ile benzerlik gösterdiği için Türkçe de haiku yazmaya uygun bir dil. Nitekim, Orhan Veli başta olmak üzere Cemal Süreya’nın, Oruç Aruoba’nın da çok sayıda haiku örneği var.
İçimdeki suskunlukların duyulmaya ihtiyacı var. Sıradan bir yüreğe değil senin yüreğine ihtiyacı var. Hangi rüzgar mektuplarımı taşır diyarına? Kimsesiz kelimelerime kucak açar mısın? Yedi hüznü kalbine gömen bu kentte, bir hüzünlük hakkım yokmuş. Boğazıma düğümlenen bir deniz var şimdi aramızda. Özlemek günahı işlemiş yüreğime, kelimeler
Edebiyat bilimcilerine ve öğretmenlerine
TÜRK EDEBİYATINDA DİL VE MİLLİ EDEBİYATIN SEYRİ Geçmişten günümüze edebiyatımızın seyrine kısaca göz atalım. 1299’da Osmanlı’nın kurulmasıyla birlikte Divan edebiyatı başlamıştır. Bu edebiyatın zemini Arap, Fars ve Acemlerin dilleri ve edebiyatları üzerine teşekkül ettirilmiştir. Edebiyat sahası, ecnebi ülkelerin milli değerlerini kullanarak
BÖYLE BİTMESİN BU GECE
Böyle bitmesin bu gece! Görünmez oldu eserlerin, zulmet penceresinde... İçim buruk, kanat kırık, Şehir viran. Böyle bitmesin bu gece! Işıksız yanarken alem.
Reklam
Hayat engebeli bir arazi gibi demişti dedem. Taşlı, topraklı, inişli, çıkışlı, engebeli bir arazi gibi demişti. Bazen bitti dediğin yerden başlar hayat, olmaz dediğin olur, imkansızlar mümkün hale gelebilir demişti. Bazen de hiçbir şey kolay olmaz demişti. Hayat bu sayısını bilemeyeceğin kadar çok düşersin, sayısını bilemeyeceğin kadar çok acı çekersin demişti. Bazende sayısını bilemeyeceğin kadar çok ayağa kalkıp, yeniden başlamasını öğrenirsin demişti. Hayatı güzel kılan buydu belki. Düşmeler, kalkmalar. Dizlerimizi kanatmalar. Bizleri güçlendiren buydu belki. Dedemin dediği gibi.. Demir dövüldükçe tavını bulur. Bizde bulduk tavımızı, dövüldükçe bulduk. Düştükçe bulduk. Demiştim ya size!..Hayat engebeli bir yoldur. Düşe kalka büyür insan. Kaç yaşına gelirse gelsin. Kimi en güzel anında karşılaşır hayatın bütün gerçeğiyle. Kimi gideceği yönü bulamaz, yeri bulamaz, yolu bulamaz. Kalakalır bir bilinmezliğin ortasında. Kiminin kaderine beklemek düşer. Kiminin kaderine acı, kimininde mutluluk. Kiminin de kaderine düşen buydu. Sürekli düşmek...Ve düştüğü yerden sürekli kalkmak. Bu ilk defa olmamıştı. Son defa da olmayacaktı. " HAYAT İŞTE. İKİ HECE. "
üşüyorum dökülüyor yalnızlığım tenimden ve bir şeytan soyunuyor göz bebeklerimde memeden kesilmiş bir çocuk gibi yürek hep ağlama halinde ben seni unuttum bu gece gözlerimden gözlerin düştü dilimden ezgiler sana varmak için koşan ayaklar bir birine sürterek ellerine değecek diye ısıtılan eller can havlinde… ben yine hıdrıellez sayarım gözlerime ilk baktığın anı hadi geçmeyen acılar istikamet sol yanı sövecek kadar düşüyorsun dilime yalan yok ben seni unuttum bu gece şimdi gülüşün başka bir yürekte karalanan acele bir şiir yırtıp attım gözlerimden ne varsa sana dair nergizler ölüme denk akasyalar bir ömrü kanatırcasına acımasız ve güller güller ömrümün rengi güller ölümün habercisi güller azrailin öz be öz kardeşi canı çıkmayasıca kalem,yine seni döküyor hece hece bakma sen bu şiire ben seni unuttum bu gece…
312 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.