Kitabın kapağı çok ilginç. Bir insanın kafatası tasarlamışlar. İçinde düşünen bir el var gibi.
Çevirmenin sunuşunu uzun buldum. Kitabı çevirmek yerine kendi yorumunu eklemiş. Herkes onun gibi yorumlamak zorunda değil. Ayrıca okuyucu bu kitabı anlamaz, ben biraz açıklayayım der gibi önsöz yazmış. Dipnotlar o kadar uzun ki keşke bu bilgileri kendi
İYİ POLİSİYE ROMAN, İYİ EDEBİYATTIR mottosuyla yola çıkan ve Notos’un 17. Büyük soruşturması olan Mayıs-Haziran 2023 tarihli 96. Sayısında; 319 araştırmacı, yazar, editör ve çevirmene 10'ar adet polisiye eser sorulması neticesinde oluşturulan 40 önemli polisiye roman listesi oluşturulmuş. Listenin ilk 10’unu sizlerle paylaşıyorum.
1- Gülün Adı, Umberto Eco (1980)
2- Doğu Ekspresinde Cinayet, Agatha Christie (1934)
3- Morgue Sokağı Cinayeti, Edgar Allan Poe (1841)
4- Sherlock Holmes: Baskerviller’in Köpeği, Arthur Conan Doyle (1902)
5- On Küçük Zenci [On Kişiydiler], Agatha Christie (1939)
6- Büyük Uyku, Raymond Chandler (1939)
7- Trendeki Yabancılar, Patricia Highsmith (1950)
8- Sherlock Holmes: Kızıl Dosya, Arthur Conan Doyle (1887)
9- Malta Şahini, Dashiell Hammett (1930)
10- Yetenekli Bay Ripley, Patricia Highsmith (1955)
Listenin ilerleyen sıralarında iki de ülkemizden isim var. “Benim Adım Kırmızı” ile Orhan Pamuk ve “Sis ve Gece” ile Ahmet Ümit.
Bu sayıda; Polisiye romanın klasik dönemini anlatan bir inceleme,
G. K. Chesterton’ın “Polisiye Hikayelerin Savunması” başlıklı 1904 tarihli bir denemesi,
James Joyce’un “Rönesansın Evrensel Edebi Etkisi” üzerine 1912 tarihli zihin açıcı bir denemesi de yer almakta.
Ayrıca, Ian Fleming ile Raymond Chandler’ın 1958 yılında BBC de kaydedilen ve çok eğlenceli bir söyleşisi yer alıyor.
Notos Öykü Dergisinin bu sayısı da yine okunmayı ve raflarımızda bulundurmayı fazlasıyla hak ediyor.
İnsanlığımı Yitirirken Japon Edebiyatı’ndan dolayısıyla da Osamu Dazai’den okuduğum ilk kitaptı. Kitap hakkında çok fazla olumlu yorum görmüş olmam ve her yerde karşıma çıkması içimde bir okuma isteği yaratmıştı. Ama her şeyden önce ismi beni etkiledi. İnsanlığımızı yitirmek? İnsanlığımızı yitirirsek eğer geriye ne kalırdı? Ya da bir şey kalır
Cumhuriyet'e karşı ilk büyük tehdit "Şeriat" adına yapılan ve İngilizlerce körüklenen Şeyh Sait isyanıyla gelmiştir. Şeriatçı Şeyh Sait isyanı, üçüncü bir 31 Mart denemesi sayılabilir.
Yakın tarihimizin önemli siyasi olaylarına dair yıllar önce yayımlanmış bir kitabı hatırlatmak istiyorum bu yazıda. Uğur Mumcu’nun ismi kadar yazıları, araştırmaları da belleğimizde mi hâlâ, bilemiyorum. Kadıköy’deki kitapçıları kapsayan sınırlı bir araştırmayla kitaplarının yeni basımlarına ulaşmanın pek de kolay olmadığını fark etmem zor olmadı.
4 yıllık bir serüvenin imzası olma mahiyeti taşıyan Nedamet Dergisi Vefa Sayısı, Kasım 2023 tarihi itibariyle; sabır taşını kuma çeviren bir inad-ı ihtiyat ile okuyucusuyla buluştu.
Daha önceleri e-Dergi formatıyla ve “Nasip oldu nâdim olduk” sloganıyla çıkan Nedamet Dergisi, yenilenen politikası, kadrosu ve “Yeryüzündeki ilk duygu Nedamet’ti.
_İttihat Terakki Cemiyeti_
_Mustafa Kemal Paşa, Rauf Orbay, Kazım Karabekir, Fethi Okyar, Halil Kut, Mehmet Akif Ersoy, Fahrettin Paşa, Enver Paşa, Cemâl Paşa, Talat Paşa, İsmet İnönü, Celal Bayar, Ali Fuat Cebesoy, Ali Çetinkaya, Ziya Gökalp, Hacı Bekir, Tevfik Rüştü Aras, Said Halim Paşa, Nuri Conker, Çerkez Ethem, Yunus Nadi…
_1889 devletin
_Nükte’yi anlamak oldukça güç.
_Nükte, benzemezin içindeki gizli benzerleri açığa çıkarma yeteneğidir.
_Nükte, zeka ürünü olarak haz üretmeye yarayan bir etkinliktir. Esprilerin malzemesi, yasaklanmış arzulardır.
_Bazı Nükte formülleri: Şaşırtma, aydınlatma, karşıtlıklar, anlamsızlıktaki anlam.
_Kraeplin: Karşıt iki kavramın birleşimi ve
Böylesine çaplı bir esere inceleme yazmaya kalkmak haddini bilmezlik değilse de en azından hafif bir delilik işareti kabul edilmelidir. Bunu söyledikten sonra da iddialı bir incelemeden çok yazarına ve eserine saygımızı sunmak için bir çabaya girişelim.
Foucault'nun Sarkacı (İtalyanca özgün adıyla "Il Pendolo di Foucault"), aslında
Her ne kadar eğitim programları çocuk ve gençlerin iradesini tümüyle görmezden gelse de biz enerjimize oranla kendimize değer verdiğimizi ve zayıf bir insana hiçbir konuda güvenemeyeceğimizi hissederiz öte yandan yaptığımız işin irade gücümüz hakkında yaklaşık da olsa bir ölçü sayıldığını bildiğinizden bunun üzerinden değerlendirmeyi umursamayız
Asaf Halet çelebi (1907-1958) o, küçük şişelere koyulmuş ağır misklere benzeyen şiirlerini Om Mani Padme Hum (1953)'da topladığında, Mallarme'ın deyişiyle bir kitaba varmak için (pour abortir a un livre) sürdürdüğü yaşamını Türk şiiri için 'gizli hazine'ye dönüşerek sona erdiriyordu. Onun ilk bakışta, kolay anlaşılır izlenimi
Aziz Nesin’in birçok kitabını satın almıştım ama okumak bir türlü kısmet olmamıştı. Nihayet ilk kitabını okuyup bitirdim. İstanbul’un Hâlleri isimli kitapta Aziz Nesin kısa kısa birçok öykü denemesi yazmış. 18 öyküden oluşan kitaptaki öyküleri genel anlamda beğendim. Öykülerinde toplumun alışkanlık haline gelen bazı davranışlarını konu edinen yazar bazen eleştirel bazen iğneleyici bazen de ironik şekilde kaleme almış öykülerini. Bu tarz öyküler okumama rağmen Aziz Nesin’in üslubunu oldukça beğendim. Öyküler arasında Zavallı Necla, İstanbul’u Yaşamak, Gebe Kadın İçin Ağlama Konçertosu ve Kiracıya Maşallah isimli öyküleri çok beğendim. Ancak öyle bir öykü var ki (Zekanızı Bileyiniz) neden yazıldığını ve ne anlatmak istediğini ne ben anladım ne de öykünün sahibi Aziz Nesin anlatabildi. Zira öykünün sonunda kendisi de bu durumu garipsemiş. Öykü severlere mutlaka bu kitabı okutmalarını tavsiye ederim. Keyifli okumalar…
Şemseddin Sami
Türk edebiyatının ilk yerli roman denemesi olarak kabûl edilen Taaşşuk-ı Talât ve Fitnat'ta, dönemin evlilikleri, bu evliliklerin yarattığı problemler, kadın-erkek ilişkileri, kadınların bir takım toplumsal problemleri birbirlerine ilk görüşte aşık olan kitap baş karakterleri Talât ve Fitnat'ın serüveni üzerinden ele alınır.
Fitnat, muhafazakâr üvey babası tarafından eve kapatılmış bir genç kızdır. Talât, ilk görüşte Fitnat'a aşık olur ve genç kıza ulaşmak için kılık değiştirir. Talât genç bir kız kılığında Fitnat ile arkadaş olmayı sürdürür. Bir süre sonra Fitnat üvey babası tarafından Ali Bey ile evlendirilmek istenir. Fitnat buna her ne kadar karşı çıksa da Ali Bey ile zorla evlendirilir ve peşi sıra yaşanan bir takım olaylardan sonra roman çarpıcı bir son ile biter.
Kitabı akıcı buldum, beğendim, tavsiye ederim.