Gazetede Fahim Bey’in vefat ilanını gören, yakın bir arkadaşının oğlu olan anlatıcımız, onunla ilgili gözlemlerini duyduklarını, derleyip topladıklarını anlatmaya başlar. Onunla ilk olarak çocukluk zamanlarında tanışmıştır, bu döneme ait anılarında Fahim Bey’i daha çok babasının gözlerinden görür. Bunu “bana kendi kanaatinde yaşayan Fahim Bey’in resmini çizmişti.” ifadeleriyle belirtir.
Kitapta anlatıcının Fahim Bey’e dair çocukluğunda, gençliğinde, yetişkinliğinde değişerek aktardığı fikirleri ve Fahim Bey’i tanıyan insanların ona dair görüşlerini okuyoruz. Fahim Bey aynı Fahim Bey olmasına rağmen aynı zaman diliminde onu çok seven insanlar olduğu gibi küçümseyen hatta nefret eden insanların görüşlerini de okuyoruz. Onun hakkında fikir belirten insanlar zaman içinde kendileri değiştikçe Fahim Bey’e dair fikirleri de değişiyor, hatta değişime çok açık olmasa bile zaman Fahim Bey’i de değiştiriyor. Sonlara doğru “Ey kendisini gören herkesin türlü türlü bulduğu, başka başka bildiği Fahim Bey!” siz bunlardan hangisiydiniz aslında, diye soruyor yazar.
Konuyu ve ele alış tarzını çok sevdim tam olarak tadı damağımda kalan bir okuma oldu arkadaşlar. Çok fazla yerin altını çizdim, hatta bu kitabı yazan önceki hayatımdaki ben falan mıyım diye düşündüğüm yerler oldu. Sonraki yıllarda tekrar okumak isteyeceğim bir kitap. Tanpınar okurken hep insan ruhunu ne kadar iyi anladığını, nokta atışı tespitleri olduğunu söylerim ya Fahim Bey ve Biz’de de tam olarak bunu gördüm. Hatta daha ileri gidip psikoloji, insan davranışları üzerine okumayı sevenlere o kitapları bırakıp bu yazarları okumalarını söyleyebilirim.