Feride namıdiğer Çalıkuşu...
Aydın ve idealist Türk kadını kimliğini taşıyan, Anadolu'ya öğretmen olarak gitme arzusunu gerçekleştiren ve oradaki deneyimlerini romanın bölümlerinde günlük halinde okuduğumuz kişidir.
Romanın iki anlatımı kullanması en dikkatimi çeken şeylerden biri oldu. İlk başlarda Feride'nin günlüğünü okumakta olan okur daha sonraları gözlemci anlatımla karşılaşacaktır keza bu da her iki bakıştan romanı keşfetmek anlamına gelir.
İlk bakışta sanki bir aşk hikâyesini okuyacakmışız gibi bir hisse kapılsak da sayfalar ilerledikçe aslında bu romanın bambaşka bir ifade şekli ve bambaşka bir konusunun var olduğunu görmekteyiz.
Feride ile birlikte keşfettiğimiz Anadolu; köylüsü, yoksulu, cahili, geri kalmış insanıyla karşımıza çıkmaktadır. Her konuda olduğu gibi bu konuda da Feride'nin savaşçı ruhunu görmekteyiz. Bir kadının hem de fazlasıyla modern bir kadının, bir taşra kasabasında o yıllarda öğretmen olarak çalışması başlı başına bir duruştur bu minvalde. Karşısına çıkan engelleri başka bir deyişle zihniyet tutsaklığını aşıp en iyi bildiği şeyi; öğretmeyi ve eğitimi görünür kılmıştır.
Adına eğitim ve öğretim dediğimiz şeyler yaşantıya aktarıldığında anlam kazanır yani aramızda eğitimli cahiller olduğu gibi eğitimsiz aydınlar da bulunabilir. Aydın ve cahil kesim diye ayırt ettiğimiz insanlar belirli coğrafyanın insanı değil belirli bir zihniyetin insanıdırlar. Mühim olan zihniyet ise o zaman da eğitim en kıymetli şeydir mütemadiyen.
Sorguladığımız, eleştirdiğimiz ve incelediğimiz okumalar yapmak isteğiyle...