Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
.... Neden “Sosyalizm” ? Albert Einstein, Mayıs 1949: Ekonomik ve sosyal konularda uzman olmayan birisinin sosyalizm üzerine görüşlerini açıklaması önerilebilir mi? Bunun birkaç nedenle olabileceğine inanıyorum. Öncelikle soruyu bilimsel bilgi açısında ele alalım. Astronomi ile iktisat arasında önemli yöntemsel farklılıklar yokmuş gibi
.... Gelin Birazda Düşünelim: KÖLELİK Kölelik en genel tanımıyla, bir başka insanın “metası” olmaktır. Yani kişisel bir özgürlük ya da söz hakkı sadece sahibi tarafından belirlenmesi ve insandan ziyade “makine” olma durumudur. Dünyada uzun yıllar boyunca çeşitli şekillerde uygulanmıştır. İlk olarak yaklaşık 11.000 yıl önce ortaya çıkmıştır.
Reklam
88 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
·
3 günde okudu
tabularından kurtulamayan modern toplum
(Eser, sosyoloji biliminin Weber ve Marx ile birlikte anılan kurucu isimlerinden Èmile Durkheim'ın 1896-1897 yılları arasında yayımlanan bir makalesinin kitaplaştırılmış versiyonudur.) Ensest, yakın kan bağı olanlar arasındaki cinsel ilişkiyi ifade eder ve bu haliyle olumlu veya olumsuz bir değer yargısı içermemektedir. Ensest eylem rıza
Ensest Yasağı ve Kökenleri
Ensest Yasağı ve KökenleriEmile Durkheim · Pinhan Yayıncılık · 2019113 okunma
"Birçok mitin ayrıntılı betimlemesine göre, ilk ata kadın kendi soyunu üretti. Kimi mitlere göre kadın sakınımsız davranıp yağmurda durmuş; diğerlerine göre, kadın mağarada uyurken sarkıtlardan düşen damlalar onun içine işlemiş; en son bir mite göre kadın suda yıkanırken balık onu ısırmış. Böylece kadın 'açık' bulunmuş ve bu açıklıktan ruh-çocuk karına girmiş, onu gebe bırakmış. Böylece mit, babanın yaratıcı gücü yerine, ana atanın kendiliğinden yaratıcı gücünü koymuş oluyor."
Sayfa 83 - Kabalcı YayınlarıKitabı okuyor
"Doğum her zaman önemli toplumsal bir olaydır ve çoğu zaman dine ilişkin birçok adetle çevrelenir. Anayla çocuk arasında varolan en doğal, en dolayısız bağı bile önemli toplumsal koşullar kendi egemenliği altına alır ve fizyolojik koşullara hiç boyun eğmez, gelenek ve topluluk adetlerinin etkileri gözönüne alınmadan bu bağ betimlenemez. (...) Kendi toplumumuzda analığın toplumsal ortak belirleyiciliğini bir kez kısaca özetleyelim ve niteliğini belirtelim. Analık ahlaksal, dinsel, hatta sanatsal bir ideali temsil eder. Gebe kadını yasa ve töre korur; ondan kutsal bir nesne yapılmak istenir; kadının kendisi de bu durumundan gurur duyar ve bunun için mutludur. Gerçi tarih ve etnoğrafya burada gerçekleşebilir bir idealin söz konusu olduğuna dair bize kanıtlar verir. Modern Avrupa toplumunda bile, örneğin Polonya'nın dinine bağlı yahudileri arasında gebe bir kadın, gerçek bir ululama nesnesidir ve bu durumundan gurur duyar. Bununla birlikte, hıristiyan topluluklarının aşağı tabakalarında gebelik bir yük gibi ve zararlı bir durum olarak sayılır. Az çok daha yukarı sınıflarda bir geçim darlığı ve can sıkıcı bir durum yaratır ve geçici olarak günlük toplumsal yaşamın dışına çıkmak sayılır. Ananın doğuracağı çocuklarıyla ilgili duygularına, doğum öncesi tutumuna bakarak önem verdiğimize göre, bu toplumsal sorunun daha ciddi bir biçimde incelenmesine de inanıyoruz, çünkü bu tutum bulunan ortama ve kimi toplumsal değerlere göre değişir."
"Karenin hiçbir kuvveti yoktur" "Bir Kızılderili'nin yaptığı her şeyin yuvarlak olduğunu görebilirsiniz; çünkü Yeryüzünün Kuvveti daima yuvarlaklar çizerek işler ve her şey yuvarlak olmaya çabalar. Doğada hiç kare bulunmadığını biliyor olmalısınız; ne makrokozmosta ne de mikrokozmosta. Doğa yuvarlaklar yaratır ve yuvarlaklar çizerek hareket eder. Atomlar, galaksiler ve aralarındaki organik şeylerin çoğu yuvarlaktır. Dünya yuvarlaktır. Rüzgar dönerek eser. Rahmin ayakkabı kutusuna benzer bir hali yoktur. Peki ya yumurtanın ve gökyüzünün köşeleri nerede? Turnaların yaptığı şu yuvalara bakın. Kusursuzca yuvarlak. Kare, mantığın ve akılcılığın ürünüdür. Medeni insan tarafından icat edilmiştir. Erkek bilincinin marifetidir. İlkel kabileler ve anaerkil kültürler her zaman yuvarlağa kıymet vermiştir. Göbeğinize bakın, memelerinize bakın. Kadın yuvarlak bir hayvandır. Evrende doğal ve kadınsı her şeye başkaldıran erkek, mantığı bir silah ve kalkan gibi kullanmıştır. Mantığın bütün amacı yuvarlağı kareleştirmektir. Kareleşmiş bir yuvarlaktır medeniyet. Bu nedenle de medeni toplumlarda kadının ve doğanın kaderi acıklı bir kader olmuştur. Erkeklere yuvarlağı sevmeyi yeniden öğretmek, gelişmiş kadınların görevidir.
Sayfa 387 - Ayrıntı YayınlarıKitabı okudu
Reklam
Şeriat ve Kadın 1
ARAP PEYGAMBERİ MUHAMMED'E GÖRE KADININ TANIMI VE NİTELİKLERİ İki kadınım tanıklığı bir erkeğin tanıklığıma bedeldir (Kur'ân 2 Bakara 282) Kadınlar aklen ve dinen dün yaratıklardır.... (Arap Peygamberi Muhammed) Uğursuzluk üç şeyde vardır: karida ev'de ve at'da..... (Muhammed) Namazı kat'eden şeyler köpek, eşek, domuz
538 syf.
8/10 puan verdi
·
6 günde okudu
Jung Severlere ve Kadın Arkeatipi Üzerine
Buradaki daha evvelki incelemeleri okuduğum zaman kullanıcıların eskilerinin bu platforma ne kadar katkılar verdiklerini bir kez daha görmüş oldum ve cidden okudukça bana çok faydalı bilgiler vereceklerini bir kez daha anlamış oldum değerli incelemeler için herkese teşekkür ediyorum.
Clarissa P. Estes
Clarissa P. Estes
bu kitabında bizlere kadın arkeatipini kurt motifi ile
Kurtlarla Koşan Kadınlar
Kurtlarla Koşan KadınlarClarissa P. Estes · Ayrıntı Yayınları · 20217,7bin okunma
Kesinlikle..
Erkek, ilkel toplumlarda kadından çok daha değerliydi. Kadın, sadece kendisi için değil doğurduğu çocuk için de erkeğe muhtaçtı. Bu durum kim bilir kaç bin yıl devam etti ve beyinlerimize erkeğin üstünlüğü adeta kazındı. Şimdi belki de sadece son bir yüz yıldır kadın gücünü önce kendi fark etti, sonra da hayata geçirdi. Zamanla bu da kazınacak beyinlerimize ama daha erken ve erken olduğu kadar da gerçek. Bunu bir an önce fark edebilen erkekler için mutluluğu yakalamak çok daha kolay olacak gibi geliyor bana. Bu gerçeği reddetmek ise kadınlar kadar erkeklere de çok şeyler kaybettirecek.
_Nevroz, anormalliktir. _Nevrotik, anormal davranışlı, kültüründen sapmış, ruhsal bozukluğu olan kişidir. Nevrotikler, kültürün üvey evlatlarıdır. _Nevrotik bir insan, kendini, kendi yoluna dikilen bir engel olarak görmektedir. _Nevroz, kişinin normal gelişimini engeller ve baş edemediği çatışmaların içine düşürür. _Anormal davranan herkes
Reklam
_Küçük kılıbık adam. Korktuğun için bağırıyorsun. _Ben kim oluyorum ki kendi görüşüm olacakmış. reis ne derse o’dur. _Düşüncelerinin yanlış olup olmadığını sormadın kendine hiç? _20 yıllık olayları anımsayacak beynin yok, bu nedenle, iki bin yıl öncesinden aptalca dini sözlerini tekrar söylüyorsun. _Beni ahlaksızlıkla suçlarken doğrudan
Dipnot
Psikanalize göre, çocuklukta, ilkel toplumlarda ve tarihin erken dönemlerinde olduğu gibi cinsel nesnenin, cinsiyetten bağımsız olarak seçilmesi -kadın ya da erkek nesne seçme özgürlüğü iki yönelimden birinin baskılanmasının sonucunda normal ve eşcinsel tiplerin doğduğu asıl temeldir.
Cinselliğin mahremiyeti madde 3
Antropolog Donald Symons'in öne sürdüğü üçüncü kuram (adını, hıncınızı ondan çıkarın diye veriyorum) bir çok kadın okuru sinirlendirecektir. Yürüttüğü mantık şu. İki milyon yıl önce şempanzeler gibiydik: Herkesin herkesle cinsel ilişkiye girdiği rasgele ilişki toplumlarında yaşıyorduk. En güçlü erkekler, şempanze dünyasında kesin yumurtlama işareti olan güzelce şişmiş ve kızarmış kalçalı en seksi dişilerle cinsel ilişkiye giriyordu. Onları sevişmeye ikna etmek için erkekler bu baştan çıkarıcı afetlere et armağan ediyordu. Proto-insan kadınları yumurtlamayı gizleyerek sekse karşı et alışverişini yalnızca kızıştıkları zaman değil, her zaman yapabildiler. Cinselliğin mahremiyetine gelince, Symons aldatmayı kolaylaştırmak için ortaya çıktığını öne sürer. İlkel toplumlarda kadınların hiçbir önemi olmadığı düşünülürse, kendilerine en zayıf erkekler düşen şanssızlar, kocalarını aldatarak hem daha fazla et yeme hem de daha güçlü erkeklerle çiftleşme olanağına sahip oluyordu.
Cinsel bakımdan doyumlu ve rahat bir yaşam süren ve çocuklarının cinsel gelişimini engellemeyen ilkel toplumlarda, psikolojik ve sınırlı biçimlerinin dışında, eşcinsellik yoktur. İngiliz etnoloğu Malinowski'nin en son araştırmalarına göre misyonerler, sermayenin şu av köpekleri, hristiyan ahlakını doğal cinsel yaşamın içine sokmaya ve cinsleri birbirinden ayırmaya başlayınca, ilkellerde eşcinsellik ortaya çıkmıştır. Bu, bir başka gözlemi de doğrulamaktadır: erkekle kadın arasında olağan ilişkiler olasılığı azaldığı ya da güçleştiği oranda (yatılı okullar, ordu, denizcilik) eşcinsellik artmaktadır. Olaylardan geçici olarak çıkardığımız sonuçlara göre, Demek ki eşcinsellik (bedensel bir nedenin dışında) salt bir toplumsal olaydır, eğitim ve cinsel gelişme sorunudur. Buna engel olmanın en iyi yolu her iki cinsi birlikte eğitmek ve istenildiği zaman cinsel ilişki sağlamaktır.
Sayfa 103 - Öz YayınlarıKitabı okudu
236 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.