2. Abdülhamid
"Abdülhamid döneminde ulus varlığı ve kavramı yoktu. Subaylar arasına ulusçuluk fikri giremezdi. Özelikle ulusçuluk fikri Türkler arasında suç sayılıyordu. Yanlız Kürt, Arap, Çerkez ve Arnavut subaylar kendi kavimleriyle övünebilirdi. Orduda Arap subayların sayısı çoğaldı. 1886'da orduda en az 3200 Arap subay bulunmaktaydı."
Sayfa 209 - Kırmızı KediKitabı okudu
Kürt kimliğinin tanınması ve kabul edilmesi, basite indirgenecek bir istek değildir. İstenen, Türkiye'nin "tek millet" yapısından, "iki milletli" bir yapıya dönüştürülmesidir. Ayrı bir "millet" olma iddiasıdır. Ayrı bir "millet" olma ise ayrı bir "siyasal egemenliğe" sahip olmanın yolunu açar. Bunun ilk basamağı da Türkiye'nin "üniter devlet" yapısının ortadan kaldırılmasıdır.
Sayfa 42 - Kırmızı Kedi Yayınevi, 2.Basım, Nisan 2017Kitabı okudu
Org. İlker Başbuğ, Kinyas Kartal’ın şu sözüne atıfta bulunuyordu. “Ayrılık tohumu giren tarladan nifak ve nefret çıkar. Evvela, bu milletin evlatları kaderlerinin ortak olduğunu öğrenmelidir. Birbirimizi yeteri kadar seversek, başka sevgiye muhtaç olmayız.”
Ancak bu sözlerin sahibi Kinyas Kartal, her ihtilal döneminde sürgüne gönderilmek için, ilk akla gelen isimlerden biri olmuştu.
Bağımsız Kürt devleti konusuna gelince, burada öncelikle kastedilen, Irak'ın bölünmesiyle, Irak'ın kuzeyinde kurulacak bağımsız Kürt devletidir. Elbette, Suriye'nin kuzeyinde oluşan, oluşturulmak istenilen Kürt siyasal yapılanması da, Suriye'nin bölünmesi durumunda; bağımsız bir yapıya dönüşebilir.
Mesut Barzani bu konuyu sık sık gündeme getirmektedir. 15 Mart 2016'da bu konudaki düşüncelerini açık şekilde şöyle dile getirmiştir:
"Kürtlere gelince, 1923 yılında yapılan Lozan Antlaşması'ndan bu yana bağımsızlığı hayal ediyor."
Lozan Antlaşması, Sevr Antlaşması'yla kurulması düşünülen "Bağımsız Kürt Devleti" rüyasını, ortadan kaldırmıştır.
Sayfa 42Kitabı okudu