Home
Search
What to Read?
Sign In
Sign Up
Shopping
Explore
Books
Authors
Readers
1000Kitap Android ApplicationFREE – Download from Google Play
1000Kitap iOS ApplicationFREE – Get it from App Store
©2024 · 1000Kitap Web Application · 2.37.17
Fernando Pessoa ile tanışma kitabımdı. Bir solukta okuyabileceğiniz her satırın da altını çizmenizi gerektirecek bir kitap. Hayatı ve hayatta ki en ufak şeyleri dahi yorumlama betimleme inceleme kitabı. Yaşamda ki en ufak hareketi fiili düşünceyi kendi içsel dünyasında tartıp ölçtükten sonra kağıda dökmüş. Dünyayı incelemeye değer görenlerin okuması gereken bir kitap. Bazen her şey üzerine kafa yormak en ufak detayına kadar onu inceleme hastalığı ben de de var bu bir nevi iyi bir şey çünkü bence bir şeyler üzerinde kafa patlatmaya değerdir dünya. Zira anlamadan yaşamak yaşamak değil. Bu yorumum üzerine kitaptan çok güzel bir alıntı ekliyorum ve noktalıyorum. “Ne mutlu derin düşünebilen insana ama bunca derin düşünmek de bir lanettir. Nasıl anlatsam? Dehşet dehşet üstüne,(..)”
İtalyan Edebiyatı'nın önde gelen isimlerinden Antonio Tabucchi 'nin ölümünden sonra yayımlanan kitabı olan " İSABEL İÇİN BİR MANDALA" Polonyalı bir şairin izini sürdüğü eski sevgilisine ulaşma çabasını anlatır. Merkezinde İSABEL'in olduğu iç içe geçmiş 9 çember mandala ve her bir çember İsabel'i tanıyan ,bir dönem yaşamına tanıklık eden kişiler üzerinde kurgulanmış.
Aranan aslında İsabel mi yoksa şair üzerinden kişinin yaşam, ölüm ve varoluş dilemmasındaki sancılı iç çekişi mi insan düşünüyor. Kurgu basit olsaydı İsabel intihar etmiştir der çıkardım lakin sarmal zaman dilimleri ile zamanın sabit olmadığı bu kitapta yazarın Hesse sevgisi gösteriyor ki önemli olan insanın kendine olan yolculuğu.
".... önemli olan aramak , bulup bulmamak değil ." diyor zaten yazar kitabın 113.sayfasında da .
Çemberin daraldıkça anlatımın soyutlaşması tıpkı yaşamla ölümün iç içe geçişi kadar bulanık aslında. Kabulü zor idrakı güç ...
Bir parça #siddhartha tadı aldım
Polonyalı şair Tadeus, Portekiz'de, Salazar diktatörlüğü sırasında, gençliğinde aşık olduğu ve izini kaybettiği gençlik aşkı İsabel’i bulmak ister. Siyasi kargaşanın olduğu o dönemde, sevdiği bu kadın siyasi sebeplerle hapse düşmüş, işkence görmüştür. Tadeus; İsabel’in sonradan izini bulmak için, eşmerkezli dokuz çemberden oluşan bir mandala
Fernando Pessoa’nın kendisinden ‘ruh ikizim’ diye bahsettiği, Portekiz edebiyatının özgün isimlerinden Florbela Espanca daha çok feminist şiirleriyle tanınır. Henüz sekiz yaşındayken yazdığı ‘Yaşam ve Ölüm’ Espanca’nın bilinen ilk şiiridir. Everest Açıkhava dizisinin 30. kitabında ise üç öyküsü yer alıyor. Yetenekli bir şair olduğunu (henüz şiirlerini okumasam da) öykülerinde göze çarpan lirik yansımalardan anlayabiliyorum. Genelde öykü okurken cümleleri yüksek sesli okuma isteğine kapılmam ama bunlar çok farklı, kendimi loş bir ortamda dinleyiciler önünde metni okurken hayal ediyorum. Varoluş sancıları çeken bir yazarın hayata, kadın erkek ilişkilerine, ölüme, kısaca insana dair konulara ilişkin tutkulu satırları bunlar.
“Ölüler bilir. Ben biliyorum. Ölüler binlerce parmaklarının ucuyla gözlerime dokundular, onları içime gömdüler ve bakmamı istediler… gördüm. Asırdan asıra, görebilen diriler çıkıyor. İnsanlar bunlara aziz, peygamber, sanatçı, öncü diyor. İnsanlar mürekkep lekeleri ve çizgilerin sonsuzluğuyla hikâyelerini yazıyor… ve anlatıyor, yorumluyor, açıklıyorlar! Ah, çok yazık, bırak da güleyim! Jeanne d’Arc… Pascal… Savonarola… Jan Hus… Vinci… Ah Tanrım! Yaşıyorsun ama hayatı bilmiyorsun. Onlar biliyorlardı, gözleri kapalı olsa bile, hayatın içinde. Diğer ölüler de biliyor. Bak”, deyip birden bir demet leylak kopardı ve koklamam için uzattı, “koku!
Hayat bu leylak demetidir… Başka bir şey değil… Gerisi sadece kokudur…”
Portekizce aslından çeviren : İlknur Akman Erk
Bu minicik kitaptan bu kadar zevk alacağımı hiç düşünmemiştim. Mutlaka okuyun…
72 syf.
8/10 puan verdi
"""...Ben olası olana değil, inanılmaz olana, hatta seviyesi bakımından değil, doğası gereği imkânsız olana açlık duyuyordum..."""
Yine bir Pessoa sarhoşluğu yaşadım okurken insan kendinden geçiyor okurken ya da ben öyleyim... Nekadar çok şeyi aynı düşünüyoruz Shakespeare'den Rousseau'ya kadar...
Adı,
Fernando Pessoa, 20. yüzyılın ilk çeyreğinde Lizbon’un edebiyat çevrelerinde bilinen bir isimdi. Bununla birlikte, 1935’teki ölümünden sonra, sağlığında yayımlanmış olanlardan katbekat fazlasını yazmış olduğu keşfedildi: Pessoa arkasında günışığına çıkmamış binlerce metin bırakmıştı ve bunların büyük çoğunluğu farklı isimlere, yazınsal yaklaşımlara, siyasi görüşlere sahip yazar kimliklerinin imzasını taşıyordu. Kalabalık bir yazar kadrosu ve ürünleriyle, adeta başlı başına bir “edebiyat evreni” inşa etmişti Pessoa. Zaman içinde bu büyük külliyatın içinden şiir, öykü, deneme, oyun gibi farklı türlerde pek çok eser keşfedilerek kitaplaştırıldı. Pessoa Olmak Üzerine Düşünceler Pessoa’nın gençliğinden itibaren hayatın nasıl yaşanacağına ve kendine –belki de yarattığı yazar kimliklerine?- dair notlarından bir derlemeyi içeriyor, çoğullaşan bir zihnin seyrüseferine göz ucuyla da olsa tanık olmak için.
Arka kapaktan
72 syf.
·
Not rated
Fernando Pessoa, Portekizli bir şair, yazar ve filozoftur. "Pessoa Olmak Üzerine Düşünceler" adlı kitabı, Pessoa'nın düşüncelerini, inançlarını ve yaratıcı süreci hakkında derlediği bir derlemedir.
Bu kitap, Pessoa'nın çok yönlü yaratıcılığını yansıtmaktadır. Özellikle, Pessoa'nın "öteki kimlikleri" olarak
Pessoa'yı Huzursuzluğun Kitabı ile tanımıştım. Ve görüşlerinden dolayı kendime yakın hissetmiştim. Bu kitap da hayata bakışını anlatan yazılarının biraraya getirilmesiyle oluşturulmuş. Pessoa okumaya devam edeceğim. İyi okumalar.