Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gerçekten de yorgun beyni kendini korumak için bu dünyayı hissetmeyi bıraktı.
Sayfa 196 - Kaynak YayınlarıKitabı okudu
Sonra sen mesafelerin yakınlığına uzaklığına bakma da yüreğin yakınlığına bak.
Sayfa 79 - Kaynak YayınlarıKitabı okudu
Reklam
Belki bahar güneşinin sıcaklığıyla yeşillere bürünmesi de toprak için şaşılacak bir şeydir, kim bilir. Fakat toprakta onu söyleyecek dil yok. Bülbüllerin şakıması demesen...
Sayfa 60 - Atatürk Kültür merkezi Başkanlığı Yayınları, 1. Baskı, 2001, Ankara
Vicdanları dağ gibi adamlar onu çiğneyemedikleri için her zaman doğruyu söylüyorlardır. Vicdanları bi parçacık tezek gibi olan adamlar ise, onun üstünden kolaylıkla geçerler de, sürekli yalan söyler dururlar.
Sayfa 166Kitabı okudu
İsa peygamber ' Suçlama; suçlanırsın' demiş.
Tam tersine olağandışı sadelikleriyle şaşırtıyorlardı insanı. Sigara, içki içmezlerdi. Niçin içmediklerini sorduğumuz zaman ‘Çünkü biz öğretmeniz’ diye cevap verirlerdi…
Reklam
Bir günah işlediğin zaman onu herkesten önce hissetmez misin, hissedip de yüreğinin kıyım kıyım kıyıldığını görmez misin?
Gerçekten de kör kuyunun ağzına kadar çektiği adam tam çıkacakken ümit ipi kopacak, tekrar karanlık kuyunun dibine düşecekti.
Sayfa 307 - Kaynak YayınlarıKitabı okudu
Gerçekten de yüksekten düşenin işi zor imiş.
Sayfa 304 - Kaynak YayınlarıKitabı okudu
- İşte, bakın! Siz de doktorsunuz. Biliyorsunuz ki insan hangi dinde olursa olsun kalbi vardır. Başında gözleri, kulağı, fikri vardır. Allah kullarını başka bir dine inanıyor diye, hatta hiç inanmıyor diye bile eksik yaratmamış. Verdiği nimetleri azaltmamış ya da tamamen kesmemiş, değil mi? Hepimize ayakkabı giymeyi de öğretmiş, diğer elbiseleri giymeyi de bildirmiş. Bu böyleyken, ben nasıl olur da güzel bir ayakkabı diksem bunu sadece Müslümanlar giysin diyebilirim? Ya da sizi misal alalım. Diyelim ki bir hastalığın ilâcını buldunuz. Onu sadece Müslümanlar için buldum diyemezsiniz, değil mi?
Sayfa 37 - Kaynak YayınlarıKitabı okudu
51 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.