Belânın, yalnız Eyyûb aleyhisselâmın yakalandığı cisim hastalığı şeklinde olduğunu sanma. Belâ, yalnız cisme değil, rûha da gelir.
İmam Gazalî [rha] Hazretleri şöyle diyor: "Kimseye kötü zanda bulunmak senin hakkın değildir. Herkesin kalbinde olanı ancak Allah Teâlâ bilir. Gözünle görüp yorum kabul etmeyen kesin bir bilgiye sahip olmadıkça, hiç kimse için kötü şeyler düşünmeye hakkın yoktur."
Reklam
Say ki öldün; yalvardın, yakardın sana bir gün daha verildi. Bugünü o gün bil, öyle yaşa..! İmam Gazali rha
Râh-ı râhat ukbâda Terakkîdir dünyâda Kalb, rûha açılan bâb Ve sir hafi ahfâda... (Âhirette rahat etmenin yolu Dünyada månen yükselmektir. Ruh letâifine kalb kapısından girilir. Sir/esas gerçek ise ahfâda gizlenmiştir.) Furkan SEMİH
İmam Gazalî [rha] Hazretleri şöyle diyor: "Kimseye kötü zanda bulunmak senin hakkın değildir. Herkesin kalbinde olanı ancak Allah Teâlâ bilir. Gözünle görüp yorum kabul etmeyen kesin bir bilgiye sahip olmadıkça, hiç kimse için kötü şeyler düşünmeye hakkın yoktur."
Allah Yolunda o rûha beden , hac yolunda haciya deve veyahut bedenin muhtaç olduğu suyu taşıyan kova gibidir. Yani suyu kova taşıdığı gibi, ruhu da beden taşır..
Reklam
İmdi bil ki melekût âlemine nispetle şehadet âlemi, öze nispetle kabuk gibidir. Yahut rûha göre sûret ve şekil gibidir veya yüksek karşısında aşağı gibidir. Bunun içindir ki melekût alemine ulvî âlem, ruhanî âlem, nuranî âlem denilmiştir. Bunun kar­şısında süfli, cismanî ve zulmanî âlem vardır.
Sayfa 24
582 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
27 günde okudu
Nasıl bir hazinesin sen... Tam bir şaheser ve müminler için bir başyapıt niteliğinde. Her kelâmı kalbe öylesine tesîr ediyor ki. Ayet-i kerîmeler, hâdis-i şerifler ve velîlerin sözleriyle rûha şifâ oluyor. Mevzubahis konuların ehemmiyetlerinden sebep, peyderpey okunmasını öneririm. Zirâ her bir bölümü adetâ bir nefs muhâsebesi. Uzun süre etkisinden çıkılamayacak ve kulluk yolunda rehberlik eden bu eseri isterim ki herkes okusun.
Kalplerin Keşfi
Kalplerin Keşfiİmam Gazali · Çelik Yayınevi · 20156,3bin okunma
bu dünyadaki kalbe ait elem ler, istisnasız kalbe ve rûha tamamen yerleşemez. Çünkü, hisler ve bu dünya işleri kalbi meşgul eder. Meşguliyet, azabın yerleşmeme­si için kalbe bir perde gibidir. Bunun içindir ki, bu kimse gözünü ve kulağını bir şeyle meşgul ederse, o elem onda azalır. Bu işlere son verirse acıyı daha çok duyar.
Reklam
EMANET VE EHLİYET İLMİHALİNDEN-İSLAM FIKHININ KAYNAKLARI-SÜNNET
32 Önce sünnet kelimesi üzerinde duralım. Lugat manası; "adet, makbul olsun veya olmasın takip edilen yol, yüz, yahut yüzün görünen kısmı, siret, tabiat" manalarına gelir. Cahiliyye döneminde Araplar "Sünnet" kelimesini takip edilen (çiğnenmiş) yol manasına kullanıyor ve biliyorlardı. Sahabe-i Kiram, Resûl-i Ekrem
18 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.