/ "Şarkıcıyı gönülsüz dinleyen, neşelenmediği için şarkıcıyı kınamasın." /
EMÎR TİMUR’UN MANEVİYAT EHLİNE HÜRMETİ
İmâm-ı Rabbânî (k.s.) Hazretleri şöyle buyurdular: “Emîr Timur aleyhirrahme, bir gün Buhârâ sokaklarının birinden geçmekteydi. Hâce Şâh-ı Nakşibend Hazretlerinin dervişleri de medresenin sergilerini silkeliyorlardı. Emîr Timur, İslâm’a olan bağlılığından, dervişlerin feyzinin bereketiyle şereflenmek için medresenin bu tozlarını, kendisi için sanki anber ve çok güzel bir koku kabul edip orada durdu. İşte Emîr Timur, bu tevazuu sebebi ile hüsn-i hâtimeye (son nefeste imanla ruhunu teslim etmeye) nâil olduğu bildirilmiştir.” (Mektûbât-ı İmâm-ı Rabbânî, 2/ m. 92)
Reklam
ÖLENLERE DUA VE İSTİĞFAR
İmâm-ı Rabbânî (k.s.) Hazretleri, talebelerinden birisine taziye için yazdığı bir mektubunda şöyle buyurmuşlardır: “Şunu iyi bilin ki, vefat edip Allâhü Teâlâ’nın rahmetine teslim edilen zâtın vefatıyla gelen musibet, her ne kadar çok zor ve şiddetli olsa da kula lâyık olan, Hak Teâlâ’nın takdirine razı olmaktır. Zira bizler, dünyada ebedî kalmak üzere yaratılmadık, bilakis sâlih ameller işlemek için yaratıldık. Öyleyse bize düşen vazife, salih amel işlemeye gayret göstermektir. Şâyet merhum, bu şekilde ameller işlemişse bunda bir zarar yoktur. O, hakîkî âhiret sultanlarındandır. “Ölüm, dostu dosta kavuşturan bir köprüdür.” müjdesi, onun hakkında da sabittir. Onun gitmesi musibet değildir, asıl mesele dosta giden kimseye (huzûr-ı İlâhî’de) nasıl muamele edileceğidir. Bundan dolayı, dua, istiğfar ve sadakalarla, ölenin imdadına koşmak lâzımdır. Resûlullah Efendimiz (s.a.v.) şöyle buyurmuşlardır: “Kabirdeki ölü, suda boğulmak üzere iken yardım isteyen gibidir. Babasından, anasından, kardeşinden veya arkadaşından kendisine gelecek duayı bekler. Dualar kendisine ulaşınca, dünyanın ve içindekilerin, kendisinin olmasından daha çok sevinir. Muhakkak Allâhü Teâlâ, yeryüzündekilerin duasından dolayı kabirdekilere dağlar kadar rahmet verir. Dirilerin ölülere hediyeleri, istiğfârdır.” (Mektûbât-ı İ. Rabbânî, 1/ m. 104) 09 Temmuz 2025 Fazilet Takvimi
192 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
Seyyid Ahmed Arvasi / Akıl ve Gönül.  Eğitimci, yazar, şair, Türk İslâm Ülküsü mütefekkiri Seyyid Ahmed Arvasi, 15 Şubat 1932 Pazartesi günü Ağrı ili Doğubayezid ilçesinde doğdu. Ailesi Van ili
Akıl ve Gönül
Akıl ve GönülSeyyid Ahmet Arvasi · Burak Yayınları · 199929 okunma
Ali Haydar Efendi bu birliktelik esnasında tasavvuf literatürüne ait zengin birikimini Mahmud Efendi'ye aktardı. Ona Mesnevî, Mektûbât-ı Rabbânî, Reşahât, Risale-i Kudsiyye gibi sûfi eserlerin tasavvuf disiplini içerisinde ne anlam ifade ettiklerini de öğretti. Literatür içerisinde İmam-ı Rabbânînin Mektûbâť'ının yerini belirlerken ise şöyle derdi: "Evladım Mahmud! Mektûbât o kadar büyük bir kitaptır ki Reşahât ona ancak elif-ba olabilir."
Yine hatıra gelir ki: Dersiniz: "Evet olabilir, mümkündür. Fakat her mümkün vaki' olmuyor. Bunun emsali var mı ki kabul edilsin? Emsali olmayan bir şeyin, yalnız imkânı ile vukuuna nasıl hükmedilebilir?" Biz de deriz ki: Emsali o kadar çoktur ki, hesaba gelmez. Meselâ: Her zînazar gözüyle yerden tâ Neptün seyyaresine kadar bir sâniyede çıkar. Her zîilim aklıyla kozmoğrafya kanunlarına binip, yıldızların tâ arkasına bir dakikada gider. Her zîiman, namazın ef'al ve erkânına fikrini bindirip, bir nevi Mi'rac ile kâinatı arkasına atıp, huzura kadar gider. Her zîkalb ve kâmil veli, seyr ü sülûk ile, arştan ve daire-i esma ve sıfâttan kırk günde geçebilir. Hattâ Şeyh-i Geylanî, İmam-ı Rabbanî gibi bazı zâtların ihbarat-ı sadıkaları ile; bir dakikada arşa kadar urûc-u ruhanîleri oluyor. Hem ecsam-ı nurani olan melaikelerin Arştan ferşe, ferşten Arşa kısa bir zamanda gitmeleri ve gelmeleri vardır. Hem ehl-i Cennet, mahşerden Cennet bağlarına kısa bir zamanda urûc ediyorlar. Elbette bu kadar numuneler gösteriyorlar ki: Bütün evliyaların sultanı, umum mü'minlerin imamı, umum ehl-i Cennet'in reisi ve umum melaikenin makbulü olan Zât-ı Ahmediye'nin (A.S.M.) seyr ü sülûkuna medar bir mi'racı bulunması ve onun makamına münasib bir surette olması, ayn-ı hikmettir ve gayet makuldür ve şübhesiz vaki'dir. Sözler
Sayfa 717·Kitabı okudu
Reklam
1.000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.