DERVİŞ NASIL OLMALI?
İmâm-ı Rabbânî Müceddid-i Elf-i Sânî Ahmed-i Fârûkî Serhendî kuddise sirruh Hazretleri buyuruyor ki: “Bizim gibi dervişlere lâzım olan şeyler şunlardır: • Nefsini hor ve hakîr görerek, Allâhü Teâlâ’ya tazarrû ve ilticâ etmek ve dâima tevazu hâlinde bulunmak. • Kulluk vazifelerini yerine getirmek ve dinin emir ve yasaklarına son derece riâyet
Zekât Hakkında
İmâm-ı Rabbânî Müceddid-i elf-i sâni Ahmed Fârukî Serhendî hazretleri, zekâtı anlattığı bir mektubunda 'zekâtını fakirlere yalvara yalvara verin' diyor. Bunun ne demek olduğunu bakın güzel bir örnekle anlayalım; Cüneyd-i Bağdâdî yedi yaşında iken, mektepten gelince babasının ağladığını görüp, sebebini sordu: "Zekât olarak dayın Sırrî-yi Sekâtî'ye bir kaç gümüş göndermiştim, almamış. Kıymetli ömrümü, Allah adamlarının, beğenip almadığı gümüşler için geçirmiş olduğuma ağlıyorum." dedi. Cüneyd-i Bağdâdî; "Babacığım, parayı ver ben götüreyim." deyip dayısının evine gitti. Kapıyı çaldı. Dayısı, kim olduğunu sorunca; "Ben Cüneyd'im dayıcığım. Kapıyı aç ve babamın zekâtı olan bu gümüşleri al!" dedi. Dayısı; "Almam!" deyince, Cüneyd-i Bağdâdî; "Adl edip babama emreden ve ihsân edip, seni serbest bırakan Allahü teâlâ için al!" dedi. Dayısı; "Allahü teâlâ babana ne emretti ve bana ne ihsân etti?" dedi. Cüneyd-i Bağdâdî; "Babamı zengin yapıp, zekât vermesini emretmekle adâlet eyledi. Seni de fakir yapıp, zekâtı kabûl etmek ve etmemek arasında serbest bırakmakla ihsân eyledi." dedi. Bu söz Sırrî-yi Sekatî'nin çok hoşuna gidip; "Oğlum! Gümüşleri kabûl etmeden önce seni kabûl ettim." dedi ve kapıyı açıp parayı aldı.
Hayati İnanç
Hayati İnanç
Cüneyd-i Bağdadi
Cüneyd-i Bağdadi
Can Veren Pervaneler 5
Can Veren Pervaneler 5
Reklam
ENFÜSÎ-ÂFÂKÎ MABUTLAR...
İmam-ı Rabbanî Ahmed Farukî Hazretleri, Mektubat adlı büyük eserinin I. cilt 40. mektuplarında: "Tasavvuf yolculuğundan maksat, İhlâs makamına varmaktır. İhlâs makamına kavuşabilmek için enfüsî-sübjektif ve âfâkî-objektif mabutlara tapınmaktan kurtulmak lâzımdır" diye buyurmuşlardır
Sayfa 54 - II. Bölüm. KAVRAMLARIN TEKÂMÜLÜ, Burak YayıneviKitabı okudu
HAKİKİ VAHDET-İ VÜCUD...
Büyük Doğu Mimar'nın ifâdesiyle: ""İmâm-ı Rabbânî Hazretleri ölçüsünü koyar: Hiçbir şey O'na bitişik değildir ve hiçbir şey O'ndan kopuk değil... Bu ne azîm bir ölçüdür! Ayrı olmak elinde mi bir kulun? Nasıl ayrı olunabilirmiş Allah'tan? Buradaki inceliğe dikkat edin: Ayrı nasıl olur, bitişik nasıl? Demek ki, kurtarıcı düstur budur; hiçbir şey O'na bitişik değil ve hiçbir şey O'ndan kopuk değil... Hakiki VAHDET-İ VÜCUD da budur... "Allah'tan başka mevcud yoktur"un sırrı burada... Hiçbir şey mutlak olarak ne gayr'dır, ne ayn'dır!"
Sayfa 140 - 140 5.Levha -Sır İdrakine Dair-, Zaman Sırra İlişik Sır, İBDA YayınlarıKitabı okudu
İmâm-ı Rabbânî (k.s.) Hazretleri şöyle buyurmuşlardır:
SEDAT ABİ *PAKİSTANDAN SELAM HÜRMET VE DUALARIMIZLA* İmâm-ı Rabbânî (k.s.) Hazretleri şöyle buyurmuşlardır: “Mükellef olan Müslümanlara vacip olan ilk zarûrî vazife, itikâdlarını Ehl-i Sünnet ve Cemâat âlimlerinin görüşlerine münasip şekilde tashih etmeleridir.” (c. 1, m. 193) “İtikâdın, Ehl-i Sünnet ve Cemâat Mezhebi’nin itikâd esasları
Birini diriltmek, ötekini yok etmektir. Sünneti diriltmek, bid'ati yok eder. Bid'ati diriltmek de, sünneti yok eder. İster hasene, ya'nî güzel desinler, ister seyyie, çirkin desinler, her bid'at, sünneti yok eder. İmam-ı Rabbanî Hazretleri Müceddid-i elf-i sanî
Reklam
23 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.